İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Medikal Onkoloji öğretim üyesi Prof. Dr. Nil Molinas Mandel, akciğer kanserine karşı geliştirilen ''hücre tedavi'' yöntemiyle kemoterapinin hasta üzerinde bıraktığı olumsuz yan etkilerin azalacağını belirterek, ''Elektrik düğmesini kapatır gibi düşünülmesi gereken, tek tek kanserli hücrelerin çoğalmasını engellemeye yönelik bir uygulama'' dedi.

Mandel, yeni tedavi yöntemine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok kanser türünde kullanılan kemoterapi uygulamasının, birey üzerinde saç dökülmesinden böbrek aksaklıklarına, deri dökülmelerinden eklem ağrılarına kadar yan etkiler gösterdiğini söyledi.

Akciğer kanserine karşı geliştirilen ''hücre tadavi'' yöntemiyle sadece hastalıklı hücrelerin tedavi edileceğini ifade eden Mendel, tedavinin olumlu sonuç vermesinin kişinin iradesine ve iyileşme isteğine de bağlı olduğunu söyledi.

Kemoterapi seanslarına başlamadan önce birey üzerinde belirli ilaç takviyeleri yaptıklarını söyleyen Mandel, böylece kemoterapinin yol açtığı baş dönmesi, mide bulantısı ve benzeri fiziksel etkilerin azaltılmasının önerilen ilaçların kullanımı ile giderilebileceğini belirtti.

Tıbbın her geçen gün gelişim gösterdiğini, kanser tedavisinde çok daha ile bir aşamaya gelineceğini ifaüde eden Prof. Dr. Mandel, şunları söyledi:

''Akciğer kanseri tedavi sürecinde oluşabilecek yan etkilerin azaltılması konusunda, hastalara uygulayabileceğimiz yeni yöntemler geliştirdik. Akciğer kanserinde, sadece hücre tipiyle birtakım hedefli tedavilerin artı sonuçlarını aldık. Akciğer kanserlerinin bir kısmında kemoterapi ile birlikte hedefe yönelik tedaviler de kullanılacaktır. Hedefli tedavi deyince, kanserli hücre özelliklerine göre hücrenin büyümesini çoğalmasını tetikleyen birtakım bulgular var. Bu bulguları baskılayan, bunu hücreye bölünme ve çoğalma sinyalini veren mekanizmayı durduran ilaçlar ortaya çıktı. Akciğer kanserine karşı geliştirilen hücre tedavi yöntemiyle kemoterapinin olumsuz yan etkileri azalacak. Tek tek kanserli hücrelerin çoğalmasını engellemeye yönelik bir uygulama. Tıpkı elektrik düğmesini kapatır gibi tek tek hücrenin büyümesini, çoğalmasını durduran ilaçlar kullanılacak. Bölgesel değil, sadece hasta hücrelere uygulanabilecek bir tedavi yöntemidir. Bu ilaçların kullanımından sonra hasta hücreler çoğalmıyor, sağlıklı hücreler ortaya çıkıyor. Sonuç olarak kemoterepinin etkilediği büyük alandaki canlı hücre de yok olmayacak.''

-''SİGARA, AKCİĞER KANSERİ OLMA RİSKİNİ YÜZDE YÜZ ARTIRIYOR''-

Akciğer kanserinin bilinen ve kanıtlanan en belirgin nedeninin sigara olduğunu söyleyen Prof. Dr. Mandel, dünya çapında sigara içiminin yoğun olduğu toplumlarda kanser oranının da daha yüksek olduğunu ifade etti.

Türkiye'de sigara içme oranının dünya istatistiklerine göre artış gösterdiğini belirten Mandel, ''Özellikle gençleri sigara alışkanlığından uzak tutmaya çalışmak, gençleri temiz havada yaşamaya alıştırmak akciğer kanserinin önüne geçecektir. Sigara, akciğer kanseri olma riskini yüzde yüz artırıyor. Günümüzde belirli ölçülerde çevresel önlemler alınıyor. Egzozlara ve bacalara takılan filtreler çevresel önlemlerin başında gelmektedir'' diye konuştu.

Akciğer kanserinin, kadınlarda da artan sıklıkla görüldüğünü anlatan Mandel, bu kanser türünün, sigara etkeni, hava kirliliği ve beslenme alışkanlığı sebepleriyle nüksedebileceğini söyledi.

Kansere yakalanmamak için bireysel önlemlerin hayat kurtaracağını söyleyen Prof. Mandel, ''Kanserin sebebi bilinir ve o sebebi ortadan kaldıracak şekilde yaklaşım yapılabilirse, asıl başarı elde edilmiş olur. Tedaviden ziyade, yakalanmamak daha önemlidir. Sigara içmemenin yanında sigara içenlerden de uzak durmak gerekir. Akciğer kanseri hastaları için temiz havanın solunması çok önemlidir. Pasif içicilik dahi kişinin akciğer kanserine yakalanma riskini artırıyor'' şeklinde konuştu.

-DÜZENLİ İLAÇ KULLANIMI-

Akciğer kanserinin yeni tedavi yöntemine ilişkin AA muhabirine bilgi veren Toronto Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. David George Warr ise akciğer kanserinde kemoterapinin fiziksel etkilerini önlemek ve tedaviden olumlu sonuç alınabilmesi için tedavi sürecinde verilen ilaçların düzenli kullanılması gerektiğini bildirdi.

Kemoterapi sürecinde vücuttaki yan etkileri azaltmak için bulantıya karşı (antiemitik) ilaçların kullanılması gerektiğini söyleyen Warr, ''Kemoterapi sonrası uykusuzluk ve şeker hastalığı olan hastalarda kan şekeri oranının yüksek olması, bulantı hissi sonuçlarını doğuruyor. Tedavi sürecinde verilen ilaçların kombine bir şekilde kullanımı yan etkileri azaltıyor. Hücre tedavi yöntemi de kemoterapinin yan etkilerini bu ilaçlarla birlikte yok edecektir'' diye konuştu.