Siyasi partiler usullerine göre kimi temayül yoklaması yaptı kimi mülakat yaptı kimileri de arşiv incelemesi yaptı ve sıra adayların tespitine geldi.

Listelerin 21 Mayısta YSK’ya teslimine kadar hem aday adaylarının hem de vatandaşın heyecanlı bekleyişi hem de meraklılarının aday toto oyunu devam edecek.

Bu aralar gündemde İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu’nun AK Parti’den, İsmet Sezgin’in yeğeni Büyükelçi Aydın Adnan Sezgin’in de İYİ Parti’den aday olacakları var.

Her iki siyasetçi ile ilgili haberlerin kaynağı da kendi parti çevreleri.

Bu adaylık düşü kuranların tavşan çıkma ihtimaline karşı “çalı dibi taşlama işi midir”, yoksa partileri tarafından bir nabız ölçme çalışması mıdır, orası bilinmiyor.

Ama her ne olursa olsun yoğunluğu da dikkate alındığında söylentiler gerçek dışı değil. Hele Sezgin’in adaylığı büyük ihtimal.

Süleyman Soylu’nun adaylığına sebep Aydın’ın Menderes’in, Demokratların memleketi olması ve onun da geçmişte bu partinin genel başkanlığını yapmasıdır.

Aydın Adnan Sezgin’in adaylığına neden ise Aydın’ın “baba ocağı” olmasıdır.

Sayın Soylu İç İşleri Bakanlığında başarılı bir dönem geçirdi. Ancak adaylığa gelince Aydın’da onun karşılığı sadece kendi parti tabanıyla sınırlıdır.

Bunun da üç nedeni var.

Birincisi Süleyman Soylu’nun bakanlığı süresince partisi dışındaki seçmenleri kendine çekecek Aydın’la ilgili gözle görülür, elle tutulur bir icraatı olmamasıdır.

Ona kalırsa doğallığıyla, samimi davranışlarıyla, sempatikliğiyle Aydınlının gönlünde ayrı bir yeri olan Su ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu aday olsa AK Parti ondan daha fazla oy alır. En azından yapılan barajlar ve gerçekleşen sulama projeleri var.

İkincisi de onun için heyecan duyacak öyle bir demokrat kitlenin varlığından da pek söz edilemez.

 Zira sözcükler aşınıyor, zamanla toplum hafızasından o sözcükler siliniyor ya da  eski değerlerini kaybediyor veya kıymetten düşüyor.

 Bunun doğal bir sonucu olarak kitlelerdeki yargılar da değişiyor. Buna en büyük örnek de 1960 İhtilalının muhatabı Demokratlarının ihtilalın yandaşı kabul ettikleri için zinhar oy vermedikleri CHP’ye torunlarının hem de Menderes’in memleketi Aydın’da bu gün belediye seçimlerinde oy vermeleridir. 

Üçüncüsü, Sayın Soylu Demokrat Parti Genel Başkanlığında bu kitlenin kendine oy vermesini gerektirecek her hangi bir başarıya da imza atmamıştır. Hatta bir kısım insanlara göre partiyi bu günkü mevkilere gelebilmek için manivela olarak kullanmıştır

Demek istediğim Soylu aday olursa değişen pek bir şey olmaz hatta parti içinde neden olacağı dalgalanma sonucu bazı partililer oy verecek olsa bile pasif eylem bile yapar ek çalışma yapmaz.

Konu onun devletteki başarısı ya da başarısızlığı ile ilgili değil tamamen Aydın’ın sosyolojik yapısıyla bağlantılıdır.

CHP, ailesi Nazilli’de oturan Mustafa Balbay’ı 2011 seçimlerinde sırf bu siyasi ve sosyolojik nedene bağlı olarak Aydın yerine İzmir’den aday göstermişti.

Daha yakından bir örnek,7 Haziran seçimlerinin sürpriz AK Parti 3.sıra adayı Zeynep Karahan Uslu bu duygudaşlık uyuşmazlığı nedeniyle 1 Kasımda adaylıktan çekilince partisi bir milletvekili daha kazanmıştı.

Süleyman Soylu bilinen, tanınan, başarılı bir siyasetçidir, her ne kadar fazladan katma değer üretmese de partisi onu taşıyabilir.

Ama Aydın Adnan Sezgin için aynı şeyi söylemek mümkün değildir.

En başta gelen neden de Aydın’la aidiyet bağı kendisi ile değil rahmetli amcası İsmet Sezgin ile olmasıdır.

Hepimizin saygısı var ama günümüzde “İsmet Abi’yi” Aydın’da bir cadde ve parkın dışında yeni kuşaklara hatırlatacak bir şey yoktur.

Yeğen Aydın Adnan Sezgin’i de İYİ Parti’ye kurucu oluncaya kadar Aydın’da tanıyan bir elin parmağı kadar var mıydı, bilmem.

O bürokrasideki tecrübesiyle, başarısıyla, bilgi birikimi ve donanımıyla, entelektüel çevrelerde çok iyi tanınıyor, takdir de görüyor, olabilir.

Parlamenter olmasının Ülke’ye her yönüyle büyük yararları da olması muhtemeldir. Sayesinde belki Aydın içine sıkıştığı kabuğunu da kırabilir.

Yani benim anlatmak istediğim bu tür yüksek bürokratlardan iyi siyasetçi olmayacağı değildir, tabanın siyasete bakış açısı, bir adaydan beklentisi ile alakalı bir konudur.

 Oy vermede onun taşıdığı yüksek meziyetlerin halkta pek karşılığının olmadığıdır.

Ortalama seçmende karşılık sıcakkanlı yöre halkıyla uzun süre bir arada oturmakla, bir partilinin cenazesine, sünnetine, düğününe katılmakla, bir nişanda gençlere yüzük takmakla, nikâh şahidi olmakla, bayramlarda insanları ziyaret etmekle, telefonlarına cevap vermekle, yeri geldiğinde kır kahvesinde bir bardak çayını içmekle elde edilir.

Aydın Adnan Sezgin de eksik olan budur.

Bu noktadan bakıldığında onun bürokratlığına Aydınla zayıf aidiyet bağı, taban siyasetine uzak oluşu da eklenince yöre halkı onu tanımamaktan kaynaklı “bu güne kadar neredeydiniz” diyerek sadece doğum yeri hatırına ona oy vermekten imtina edebilir.

Bu da Aydın’da İYİ Partiye ciddi bir darbe olur. Bilmem anlatabildim mi?

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA