Dün iki taraf da hazırladığı metni masaya koydu. AK Parti, özgürlükçü anayasaya atıf yaparken BDP’nin metninde Hatip Dicle ve KCK davasından tutuklu vekiller için düzenleme talep edildi. AK Parti bu metne ‘anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı’ olduğu gerekçesiyle karşı çıktı. Boykot krizini sona erdirmeye yönelikAKParti ve BDP heyetleri arasındaki görüşmelerin dünkü ayağından ‘uzlaşma’ çıkmadı. BDP, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle ile KCK davasından tutuklu 5 milletvekiline ‘uzlaşımetninde’ atıfta bulunulmasında ısrar etti.
 
AK Parti heyeti ise, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bilgisi dahilinde, tutuklu vekillere yer verilmesinin ‘anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırılık’ içereceğini söyleyerek, itiraz etti. İkinci gün görüşmelerine katılan BDP SiirtMilletvekili Gültan Kışanak, “Bugün ya da yarın yemin yok” dedi. 
 
İKİNCİ BULUŞMA 
 
AK Parti ve BDP heyetleri arasındaki ikinci temas dün TBMM’de gerçekleşti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in başkanlığında başlayan görüşmeye Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AK Parti Grup Başkanvekilleri Nurettin Canikli ve Ahmet Aydın ile Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek; BDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan veHasip Kaplan ile Siirt Milletvekili Gültan Kışanak katıldı. BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu vekillerin durumu ve demokratik özerklik konularının görüşüldüğü Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) katılmak üzere Diyarbakır’a gittiği için görüşmelerde yer almadı. Görüşme, Başkanlık Divanı toplantı salonunda 11.00’de başladı. Toplantı yaklaşık 1,5 saat sürerken, Çiçek ilk gün olduğu gibi görüşmenin başlangıcında bir süre yer aldıktan sonra ayrıldı. 
 
AK Parti’nin mutabakat metni
 
Alınan bilgiye göre, ikinci gün görüşmelerinde iki tarafın hazırladığı metinler masaya konuldu. AK Parti’nin metninde, ülkenin temel sorunlarının çözümünün temelinde “yeni anayasa” vurgusu dikkat çekerken, şu ifadeler yer aldı:
 
“TBMM, önümüzdeki 24. çalışma döneminde ülkenin en temel sorunlarını çözme ve halkımızın beklentilerini gerçekleştirmek üzere görev yapacaktır. Beklentilerin en önemlisi yeni bir anayasa yapılmasıdır. Bu çerçevede uzlaşma içinde, evrensel standartlarda yapılacak bir anayasa ile daha güçlü bir demokratik sistem inşa etmek, toplumsal barışı güçlendirmek ve refah düzeyini artırmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu hedeflerin geçekleştirilmesi millet iradesinin TBMM’de temsil edilmesiyle mümkündür. TBMM’de temsil edilen siyasi partiler Meclis zemininde birlikte çalışma, diyalog kapısını açık tutma ve sorunları birlikte çözme konusunda gereken hassasiyeti göstermelidirler. 12 Haziran seçimleri sonrasında TBMM’de oluşan yüksek temsil özelliği, ileri demokratik kuralları içeren, özgürlükleri genişleten bir anayasa yapılması için tarihi bir fırsata dönüştürülmelidir. Ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren yeni anayasada yer alması istenilen konular anayasa için Meclis çatısı altında kurulacak komisyonda tartışılmalı ve değerlendirilmelidir.”
 
KCK’dan geri adım yok
 
BDP’nin yazılı metninde, Dicle ve KCK davasından tutuklu vekillere atıf dikkat çekti. BDP’nin metni şu şekilde oluştu:
 
“24. dönem parlamentosu, tarihi bir dönemde ve ülkenin en temel sorunlarını çözmek üzere göreve başlamıştır. Bu çerçevede uzlaşma içerisinde yapılacak evrensel standartlarda yeni bir anayasa ile daha demokratik bir sistemi inşa etmek, toplumsal barışı sağlamak ve refah düzeyini artırmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. 12 Haziran seçimlerin sonrasında kamuoyunda oluşan haklı umutlara gölge düşüren, milli iradenin tam teşekkülü ile TBMM üyelerinin eksiksiz olarak parlamento çalışmalarına katılımını engelleyen sorunların en kısa zamanda giderilmesi ortak beklentimizdir. 
 
Halkın iradesinin parlamentoya tam yansımaması esasında bir demokrasi sorunudur ve sadece siyasi partilerin değil parlamentonun meselesidir. Bu vesileyle halen tutukluluğu devam eden TBMM üyelerinin en kısa zamanda fiilen görevlerinin başında olmasını önemsiyoruz. Seçim sistemi ve yasalardan kaynaklı yetmezliklerin giderilmesiyle temsilde adaletin daha güçlü bir şekilde sağlanması, halkın iradesinin parlamentoya eksiksiz yansıması için, siyaset kurumunun önünde engel teşkil eden, düşünceyi ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan TMK, TCK, CMK’da evrensel standartlara uygun düzenlemeler yapılması, bu dönem parlamentomuzun öncelikleri arasında olmalıdır. Yasaları evrensel hukuka uygun hale getirme konusundaki yetkili tek merci TBMM’dir. 12 Haziran 2011 seçimlerinde seçmen desteğini alarak milletvekili seçilmesine rağmen parlamentoya girmesi engellenen Sayın Hatip Dicle örneğinde de olduğu gibi bu ve benzeri haksızlıkları gidermek, benzer durumların tekerrürünü engellemek için uluslararası hukuk da dikkate alınarak parlamento içinde çözüm arayışları olmalıdır.”
 
Canikli: Dicle ifadesi anayasa ihlali
 
AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, görüşme sonrası yaptığı açıklamada ortak bir paydada buluşmadıklarını kaydetti. Canikli, şunları söyledi: “Ortak mutabakat metninin ortaya çıkmamasındaki en büyük faktör, tutuklu milletvekilleri ile Sayın Hatip Dicle’nin konumuna ve onlar açısından sorun olarak ortaya çıkan bu durumla ilgili somut adım atılması ve çözülmesi talepleri olmuştur. Biz böyle bir ifadenin ve iradenin metinde yer alması halinde, bunun yargıya müdahale olacağını, Anayasamızın, yasalarımızın en temel kurallarından birinin ihlal edilmiş olacağını ifade ettik.”
 
Kışanak: Boykotu pazarlık yapmayız
 
BDP’li Kışanak, her iki görüşmede ana konunun yemin etme ya da etmeme meselesi olmadığını ifade etti. Kışanak, boykot kararını ‘pazarlık’ konusu yapmayacaklarını belirterek, “Bu konunun bir partinin lütfuymuş gibi yansımasına izin vermeyiz. Bu, bizim aldığımız bir karardır. Anadolu’da güzel bir atasözü var: Çobanın niyeti olsa tekeden süt çıkarır. Aktörlerin niyeti önemli” dedi. Kışanak, AK Parti heyetiyle yeni bir görüşme kararı alınmadığını belirtirken, sundukları metne AK Parti grubunun onay vermesi halinde tutumlarını yeniden değerlendirebileceklerini dile getirdi. Kışanak, bugün ya da yarın yemin etmeyeceklerini sözlerine ekledi.