AK Parti’nin Aydın’da kendini yenilemesinde Ahmet Ertürk’ün görevi bırakmak zorunda kalması kırılma noktasıdır, niye?

Genişletilmiş il divanı toplantısında CB’nın sözünü ettiği kanaat önderi AK Parti’yi Aydın’da toparlayabilir mi?

Soruların yanıtları yazının içeriğinde…

***

CB Recep Tayyip Erdoğan Ankara’da AK Parti genişletilmiş il başkanları toplantısında dedi ki:

“Bütün derdimiz teşkilatlarımızda, sen- ben olayını bir kenara koyalım.

Kanaat önderi olan arkadaşlarımızı özellikle tercih ederek, bu il teşkilatlarımızı oluşturalım.

Burada bir davanın erleriysek, davanın erleri olarak olaya yaklaşalım, bakışımız da böyle olsun ve gönül sofrasını böyle kuralım.(07.11.2020)

Aydın’da bunun gerçekleşmesi mümkün mü?

1-“Seni-beni” terk erdemliliğini gösterebilecek derecede yüce gönlü olan il başkanı adayı var mı?

2-Tercihte öncelikli kanaat önderi bulundu diyelim, buna parti içindeki ağalar, beyler, troller rıza gösterecekler mi?

2017’de yaşanan Ahmet Ertürk hadisesi bunun zorluğunu hatta imkânsızlığını ortaya koyan bir olaydır.

 Bilindiği üzere “Ankara böyle uygun görmüş” denmedi, ağalar, beyler koordinatör milletvekili ve troller el birliğiyle Ahmet Ertürk’e kısa süre içinde görevi bıraktırmayı başarabilmişlerdi.

Ardından da görevden alınan Ömer Özmen kongrede tekrar il başkanı olmuştu.

3-Cumhurbaşkanının “dava erleri” dediği mücahitlerden bu gün aktif siyaset yapan kaldı mı, kalsa bile partiye egemen olan “her şeye müsait” olanlardan fırsat bulup  “gönül sofrası” kurabilecekler mi?

Her bir sorunun cevabının olumlu olabilmesi akıllara Simurg Efsanesini getiriyor.

Bilindiği gibi Simurg (Zümrüdü Anka ya da Phoenix)kuşlar âleminde bilgeliğine inanılan ve işler ters gittiğinde yardım istenilen kuşların hükümdarıdır.

En başta gelen özelliği de “bilgeliği” ve yanınca küllerinden yeniden dirilmesidir.

Efsane uzun ama ben konumuzu ilgilendiren kısmı sadece Simurg’a kuşların yolculuk bölümünü anlatmakla yetineyim.

Bir gün Simurg ortadan kaybolur ve bir süre sonra da kuşlar artık onun yaşadığına dair umudu keserler ta ki, kuşlardan birinin Kaf Dağı’nın zirvesinde ondan bir kanat tüyü bulana kadar…

Sonrasında yaşadığına inanan bütün kuşlar toplanır ve Simurg’u bulup yolunda gitmeyen şeyler hakkında yardımını isteme kararı alırlar.

Ancak onun yeri Kaf Dağı’nın ardına ulaşmak kolay değildir, yedi dipsiz vadiyi geçmeyi gerektirir.

Sonunda Simurg’a gitme kararında birleşen kuşlar topluca yola çıkarlar.

Geçmek zorunda oldukları vadilerden ilki İstek Vadisi’nde, kimileri çekememezlikten arkadaşlarıyla yollarını ayırdı, kimileri fırsattan istifade kesesini doldurmak istedi, kimileri de yolları üzerinde buldukları ganimeti toplama hevesine kapıldı, gruptan ayrıldı.

İkincisi, Aşk Vadisinde, kimisi boğazına mağlup oldu, kimisi liderlik aşkına tutuldu, kimisi cinsellikle imtihan edildi, kaybetti, kimisi gücünün cezbesine kapıldı, yok oldu.

Üçüncüsü Cehalet Vadisinde, kimisi ne oldum delisi oldu servet, şöhret, şehvet rüzgârına kapıldı, kimileri geçmişini, nereden geldiğini unuttu,  kimileri hem yolunu hem yönünü kaybetti, kimileri kendini dev aynasında gördü, doğru yolu kaybetti.

Dördüncüsü İnançsızlık Vadisinde, kimisi yolculuğun zorluğunu anlayınca caydı, kimisi gitmekten vazgeçenlere kandı, kimileri inançlarını kese doldurmada kullandı, gruptan koptu.

Beşincisi Yalnızlık Vadisinde, bazıları gruba ilgiyi kendine sandı, şımardı, bazıları arkadaşlarının gazıyla sürüden ayrıldı, kimilerini güç zehirledi, kimileri kendine çok güvendi, kendi yoluna gitti.

Altıncısı Dedikodu Vadisinde, yolculukta kuşlar âlemi en büyük ayrılığı bu vadide yaşadı, kimileri arkadaşlarına üstünlük sağlamak için akla hayale gelmedik lekeler sürdü, kimileri bencillik yaptı, arkadaşlarını yolda bıraktı, kimileri ayağını kaydırmak için arkadaşını yıprattı böylece insanlık sınavını kaybetti.

Yedincisi “Ben Vadisi’nde”, kimileri arkadaşının hakkına tecavüzden çekinmedi, kimileri göklerdeki hâkimiyetlerinin sonsuzluğuna güvendi, aşağıdakileri küçük gördü, kimileri de günah işlemede sınavı kaybetti.

Nihayetinde kafileden kalan 30 kuş Kaf Dağı’nın ardına ulaştıklarında bir de baktılar ki, meğerse Simurg adında bir kuş yokmuş, Simurg Farsça 30 kuş demekmiş.

Böylece anladılar ki, aslında aradıkları sultan kendileriymiş, kat ettikleri yol da kendi içlerine olan gerçek yolculuklarıymış.

Kıssadan hisse, sadede gelecek olursak CB Recep Tayyip Erdoğan’ın teşkilatların kurulmasında dikkat edilmesini istediği konuların Aydın’da gerçekleşmesi kanaat önderi bir il başkanıyla çözülecek kadar basit değil.

Kaldı ki, Ahmet Ertürk’ün atandıktan kısa süre sonra görevi bırakmak zorunda kalması yerine görevden alınan Ömer Özmen’in tekrar il başkanı olma olayı ortada…

Bu durumda AK Partiyi Aydın’da düştüğü yerden kaldırmak isteyenler, eğer varsa, ilk önce  partinin içinde bulunduğu gerçeklerle yüzleşmeli yani işe birer Simurg olmayı göze almakla başlamalıdırlar.

Bilmem anlatabildim mi?

Yoksa değişen bir şey olmaz.