İktidarların icraat, muhalefetinse denetim mekanizmaları olduğu herkesin bildiği bir demokrasi gerçeğidir.

Her parti seçimlerde halktan iktidar yetkisi ister ancak “iktidar koltuğu” bir tane olduğu için bazılarının kısmetine muhalefet düşer.

Böylece bir ucunda kamu kaynaklarını kullanan iktidar diğer ucunda onu eleştiren muhalefet olan bir denge kurulur.

Bu yarışın yol açacağı rekabetten halka yansıyacak olan da kaliteli hizmettir.

İktidar olmak sorumsuzca kaynakları harcamak olmadığı gibi muhalefet de kavga etmek, hakaret etmek değildir.

Küfür hiç değildir.

Muhalefet hizmetlerin, milletle akitleşme demek olan seçim öncesi verilen sözlerin, yapılan işlerin ve harcamaların hukuka ve kamu yararına uygunluk ve yerindelik ilkesi üzerinden denetlenmesidir.

Mekanizma budur.

Milletlerin, günümüz koşullarında kentlerin kalkınmasında, refahın yayılmasında ve huzurun tesisinde tek yol bu mekanizmanın tam ve eksiksiz işlemesidir.

O nedenle sadece Cumhurbaşkanı, başbakan ya da bakanların değil günümüz belediye başkanları ve her kademedeki muhalefet temsilcilerinin de aynı şekilde Ülke ve dünya ölçeğinde gelişmeleri anlamlandırabilme yeteneğine sahip ufku geniş, entelektüel kimlikli kişiler olmasını gerektiriyor.

Gelişmek için bir yığın avantaja sahip Aydın’ın sosyal, kültürel, ekonomik sorunlarının azalacağı yerde gün geçtikçe üstesinden gelinemeyecek derecede artmasının bir nedeni yerel muhalefet AK Parti temsilcilerinin de olaya sadece seçimlik bakan BŞB Başkanının birer kopyası olmasıdır.

Hani tencere düşmüş kapağını bulmuş derler ya o misal…

Bu Aydın halkında siyasetçi sınıfının aralarında anlaşmalı“şehir kulübü” siyaseti uyguladıkları şüphesine yol açan bir konudur.

Belli yaşın üzerindekiler hatırlayacaktır, 40’lı,50’lili yıllarda il ve ilçelerde toprak ağası eşrafın, tacir ehlinin ve o yerin kalburüstü yöneticilerinin toplandığı, halktan olanın pek giremediği, şehir kulüpleri vardı.

Genelde tacir ya da eşraftan olan belediye başkanı, parti başkanları burada iskambil oynarlar, sohbet ederler ancak aralarındaki bu muhabbeti dışarıda pek açık etmezlerdi.

 

Kimler hangi partiden aday olacak..zorunlu hallerde kimler rakip partiye transferle aday yapılacak..istenmeyen birinin kazanma ihtimaline karşı hangi adayda birleşme olacak..bütün bu soruların cevabını içeren planlama ve strateji burada belirlenirdi.

Seçimlerde birbirine karşı numaradan, anlaşmalı tavır yerini kazananı tebrikten sonra diğer seçime kadar sürecek bir barışa bırakırdı.

Buradaki ana amaç ise içinde halk olmayan, rekabetin olmadığı, paylaşım üzerine kurulu “statükonun” devamıdır.

Aydın yerelinde de uzun zamandır böyle bir siyasi görüntü ve bu görüntünün neden olduğu bir algı söz konusu.

Vatandaş bu vehme kapılmasında pek haksız da sayılmaz.

Yaklaşık dokuz yıldır icraatları hakkında vatandaşa hesap vermek için basın karşısına çıkmayan bir belediye başkanına sahibiz ancak onun icraatlarını sağlam verilerle eleştiren bir AK Partili milletvekili de görülmedi.

Mesela Mustafa Savaş’ın yatırımın, bütçenin, bütçe performansının ne olduğunu bilen Meclis bütçe komisyonu üyesi bir milletvekilimiz olduğu herkesin malumu.

Ne var ki onun bu veriler üzerinden büyükşehir bütçesini, yatırımlarını konu ettiği oturaklı bir eleştirisini duyan olmadı.

Seçimin üzerinden dört yıl geçti. Sadece Sayın Savaş değil diğer AK Partili vekillerden bu güne kadar vatandaş adına Sayın Başkan’ın seçim vaatlerini tam tekmil sorgulayan da olmadı.

Mesela;

-Vadi yapılan 22 adet alt geçitten ancak birisi yapıldı. Hani nerede 21 tanesi?

-50 bin kapasiteli Zeybek Arena’ya ne oldu?

-CHP’li başkanların mal kavgasının bedelini hizmetlerin gecikme noktasında millet ödüyor, bunun hesabını kim verecek?

-Trafik, otopark çilesini bitirecek çözümleri ne zaman üreteceksiniz?

-Ayter alanına 500 yataklı termal otel ve fizik tedavi merkezi yapılacaktı vazgeçildi de deve güreşi alanı mı yapıldı?

Diye soran bir AK Partili aktör çıktı mı?

Mehmet Erdem Aydın BŞB’nin 2016 yılı bütçe performansını yine bir CHP’li belediye Muğla BŞB ile karşılaştırıyor fakat sonuçları basın üzerinden değil de sosyal medya üzerinden açıklıyor.

2016’da Söke’de ruhsatsız yapıldığı iddia edilen bir tesis hakkındaki açıklamayı CHP’li başkan yerine AK Partili Necmettin Esenlik yapıyor.

Sanki AK Parti değil CHP üyesi…

Bu güne kadar sergilenen nemelazımcılığı terkle verilen sözleri kamuoyu önünde birileri sorgulamaz, gerçekleri ortaya koymazsa “alt geçit yapımına karayolları izin vermiyor” mazereti gibi fısıltı gazetesi aracılığı ile yayılan “projelerimize iktidar köstek oluyor” bahanesi daha fazla taraftar bulur.

Bununla da kalmaz halktaki rakibi koruyan, kollayan, anlaşmalı, “şehir kulübü” türü siyaset yapıldığı şüphesini daha güçlendirir.

O zaman da “2019’da BŞB’ ye AK Parti bayrağı dikeceğiz” diyenler 3 Kasım 2019’da kendileri topu diker.

Bizden hatırlatması…

Herkese sevdikleriyle sağlık ve mutluluk içinde geçireceği bir yıl dliyorum.