CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin Mersin ve Kahramanmaraş mitingleri için bu şehre giderken uçakta Ankara Temsilcimiz Adem Yavuz Arslan'ın da bulunduğu üç gazetecinin sorularını cevapladı. 
 
* Ergenekon sanıklarının seçilseler bile Meclis'e girip giremeyecekleri konusunda hukuki tartışma var...
 
Mahkemenin kararına saygı duyacağız. Bu konuda mahkeme ne derse o olur. Zaten bu arkadaşlar dokunulmazlıklar için dilekçe vermişlerdi. 
 
"BİLGİ FUKARASI"
 
* Başbakan son günlerde SSK Genel Müdürlüğü döneminize dönük eleştiriler yapıyor.
 
Başbakan o konuda bilgisiz. Demirel'in tarifiyle bilgi fukarası. SSK'da ilk açık 1956'da başladı. O zaman çalışma örgütü yetkilileri kayda geçti. Ödemelerdeki dengeleri bozan giderler var. Bütün bunlar genel müdürün inisiyatifi dışındadır. Erdoğan beni hükümet üstü güç görüyor galiba. Benim emekli olduğum tarihte SSK açığı yüzde 2.81. Şimdi kaç yüzde 5.14. Açık için beni suçluyor. İnsanda biraz insaf olur. 
 
* Siyasette seviyenin çok düştüğü eleştirileri var. Bu konuda ne diyeceksiniz?
 
Türkiye'de anormallik yaşanıyor. Olmayacak şeyler seçim meydanlarında konuşuluyor. Annemin Ermeni'liğinden bile bahsedildi. Her türlü hakaret yapıldı. Bu kadar da olmaz ki! İnsanda biraz insaf olur. Ben sertleştirmedim ki siyasetteki üslubu. Başbakan yaptı. Ailenim kimliğini sorgulamak insan haklarına aykırı. Kaldı ki annem Ermeni de olabilir. Annemi seviyorum. Kim annesini sevmez ki?
 
"HÜKÜMET ÇIKAR SAĞLIYOR"
 
* MHP kasetlerle sarsılıyor. Son olarak da Bahçeli'ye süre tanındı. Kim yapıyor bunları?
 
Benim ilgi alanımın dışında. Hükümetin yapması gereken bunları çıkarmak. Hükümet aksine bu tip kasetleri kaydedip yayanları cesaretlendiriyor. Bu ahlaksızları bulup ortaya çıkarın. Hükümet kasetlerden siyaseten çıkar sağlıyor. Deniz Baykal komplosunda Başbakan MİT'e talimat verdiğini söyledi. Benim bildiğim kadarıyla MİT hiç bu işe girmedi. Tam tersi oldu. Siyasette santaj aracı yapıldı. Bizzat yetkililerden dinledim MİT'e böyle bir talimat verilmediğini. Baykal gördü ki komplonun bir ucu hükümettir. 
 
* Sizce kim kurdu? 
 
Ne bileyim. Elimde bilgi yok ki. MHP konusunda hükümetin istihbarat kurumlarına talimat verdiğini duymadım. Ama Başbakan kasetleri kullanıyor. Anlaşılan kaset izlemeye çok meraklı.
 
AK Partli 2 bakana kefilim
 
* Sahte mail tartışmaları sürüyor. Herkesin kafası karışık... 
 
ÖSYM'deki sahte mail ile ilgili bir komplo varsa o komployu kuranları ortaya çıkarmak hükümetin görevi. Sahte maillerle Silivri'de yatanlar var. Hayati Yazıcı adını kullanarak komplo kuranları bulsunlar, Silivri'ye göndersinler samimi söylüyorum alkışlayacağım. Bu olayın ardını sürmek lazım. Bir bürokrata bir mail gelecek ve o bakana haber vermeyecek. Olacak iş mi? Oda TV'ye virüslü bir mail geldi. O insanlar hapiste. Elinizi vicdanınıza koyun.
 
* AK Parti'de yolsuzluk yapan bakanlar olduğunu iddia ettiniz. Kim bunlar?
 
Başbakan kendi itiraf etti 'yolsuzluk yapanları listeye koymadım' diye. Başbakan'ı bu itirafından dolayı kutlamak lazım. Liste dışı kalan bakanların kimler olduğu belli. Ben o listeden iki kişiye kefilim. Ali Coşkun ve Sait Yazıcıoğlu'na. Başbakan'ın açıklama yapması lazım, kim yolsuzluk yaptı ve neden listeye koymadı? 
 
'Yürüyen yalan'a dava açacağım
 
* Başbakan'ı televizyona davet ediyorsunuz ama o, 'Sen git yalan rüzgarı filminde oyna' diyor. Neden sizle televizyona çıkmıyor?
 
Başbakan hesap uzmanlarının ne iş yaptığını bilmiyor. Açık söyleyeyim cehaletini ortaya koymuş. Hiçbir yerde yalan söylemedim. Ben onun 50 yalanını ortaya çıkardım. Ayrıca benim için kullandığı 'yürüyen yalan' ifadesi için dava açıyorum. Başbakan bilgisine birikimine güvenmiyor. Karşıma çıksın dersini vereceğim. Bir öğrenci gibi her şeyi öğreteceğim. Öğrenmemek ayıp değil. Cahil insanla uğraşmak gerçekten zormuş.
 
Demirel'le görüşmek niye kötü olsun?
 
* Süleyman Demirel'le temasınız üzerinden eleştiriliyorsunuz? Demirel ile ilişkiniz var mı?
 
Hayır. Olsa söylerim. Demirel'le görüşmek ayıp bir şey mi? Kendisi gitti ziyaret etti, biz bir şey mi dedik? Demirel üzerinden sataşsın. Bir alınganlığım yok.
 
* Mitinglerin gereksiz olduğu tartışmaları var. Siz de çok miting yapıyorsunuz?
 
Eğitim düzeyi yükseldikçe mitinglere gerek kalmayabilir. Fakat şu anda siyasette gelenekselleşmiş bir olay mitingler. Halkında partilerin de beklentileri var. Gelişmiş ülkelerde liderler televizyonlara çıkar tartışır yada kapalı mekan toplantıları yaparlar. Ama Erdoğan karşıma çıkmaya korkuyor.
 
* Anketlere yansıyan tablo nasıl?
 
Anket yaptırmak pahalı bir iş. Ya televizyon reklamı yapacaktık ya anket. Tv reklamını tercih ettik. Ama yükselişte olduğumuz açık. Aile sigortası ve mazot fiyatına ilgi büyük. Tuttu bu projeler. YGS tartışmaları da hükümetin aleyhine işledi.
 
KILIÇDAROĞLU'NUN UMUDU GENÇLER 
 
Seçim yaklaşınca biz de kuş misali her gün başka bir şehirdeyiz. Cumartesi günü Başbakan Erdoğan ile Rize ve Giresun'da, dün de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Mersin ve Maraş'taydık. Hem anketler hem de meydanların nabzı açık ara AK Parti'nin ipi göğüsleyeceği yönünde. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu'nun da CHP'de estirdiği rüzgarı görmek lazım.
 
Çünkü dün hem Mersin'de hem Maraş'ta CHP liderine ilgili büyüktü. Bu coşku her iki şehirdeki mitinglerde de dikkat çekici. Yerel medyadan arkadaşların aktardıklarına göre uzun süredir Maraş'ta CHP bu kadar kalabalık toplayamamıştı.
 
Kılıçdaroğlu Mersin'de rahattı. 
 
Zaten CHP'nin güçlü olduğu bir şehir. 3 ya da 4 vekil çıkarması bekleniyor. Kılıçdaroğlu'nun konvoyu Adana'daki havalimanından Mersin'deki miting alanına kadar defalarca durduruldu. Kimi zaman biber üreticileri sorunlarını anlatmak için yolları kesti, kimi zaman cemevi ile ilgili bir sorunu aktarmak için başkaları kesti.
CHP lideri her iki mitingde de önceki mitinglere paralel konuşmalar yaptı. Hükümetin yolsuzluğundan, haksız zenginleşmesinden bahsetti. Erdoğan'a ve AK Parti'ye popülizm ayarı kaçmış eleştiriler yollasa da meydanları coşturmaya yetti bu ifadeler. Çiftçiye mazotun 1,5 liradan verileceği, elektrik borcunun silineceği gibi vaatler tarıma dayalı bölgede heyecan yaşatmış.
 
Bu arada hem Mersin'de hem Maraş'ta dikkat çeken bir ayrıntıyı daha not etmek lazım. Her iki şehirdeki mitinglerde MHP'nin de desteği vardı. CHP'li yerel kaynaklar MHP'nin de 'AK Parti alerjisi sebebiyle' kendilerine destek verdiğini anlattı. Hatta Mersin'deki mitinge 7-8 otobüsle gelmişler. 12 Haziran'daki tabloyu etkileyebilecek bir hareketlenme bu durum.
 
Normalde çok sakin olan Kılıçdaroğlu meydanlara çıkınca agresifleşiyor. Hatta dilinin ayarının biraz kaçtığı da ortada. Kılıçdaroğlu ile Ankara-Adana-Maraş ve tekrar Ankara yolunda uçakta uzun uzun konuşma imkanı bulduk. Miting meydanlarındaki agresifliğine inat oldukça sakin. Yine Erdoğan'a yükleniyor. Daha önce olduğu gibi sürekli yeni iddialarda bulunuyor. Kılıçdaroğlu'na göre söylediklerinde bir çelişki yok, hatta siyasetteki agresiflikten de Erdoğan sorumlu. Medyaya da sitemi var. CHP'ye yeterince yer verilmediğinden dem vuruyor. MHP ile ilgili kaset furyasıyla ilgili yorum yapmak istemiyor. MHP'nin baraj sorunu olduğuna da inanmıyor. Yeni reklam kampanyaları hazırlamışlar. Yeni projelerinin de olduğunu söylüyor. Kılıçdaroğlu özellikle gençlerden umutlu. İlk kez oy kullanacak milyonlarca gencin kendilerini iktidara taşıyacağına inanıyor.
 
bugün