Aydın Göz Hastanesi Hekimlerinden Harika Çevikel gözyaşı tıkanıklığı sorunu ile ilgili yaptığı açıklamada gözyaşının göz sağlığı ve görme bakımından çok faydalı olduğunu söyledi. 
“Gözümüzü korumak, temizlemek ve hatta bazı tabakaların beslenmesini sağlamak için salgılanan gözyaşı, göz sağlığı ve görme için oldukça büyük önem taşımaktadır” diyen Aydın Göz Hastanesi Hekimi Op. Dr. Harika Çevikel “Gözyaşı sistemi, salgılayıcı ve boşaltıcı sistem olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. Salgılayıcı kısmı ana gözyaşı bezi (lakrimal gland) ve yardımcı gözyaşı bezleri (wolfring ve krause) oluşturur. Boşaltıcı kanallar sistemi ise her iki göz pınarındaki ikişer adet kanalla (punktumlardan) başlayarak, gözyaşı kanalcıkları ve gözyaşı kesesi ile devam ederek burun boşluğunda sonlanır. Ana rahminde bu kanal ağzı ince bir zarla örtülüdür ve genellikle doğum sırasında veya doğumdan birkaç gün sonra kendiliğinden açılır. Özellikle erken doğmuş bebeklerde gözyaşı kanalı tıkanıklığına sık rastlanmaktadır. Bu tıkanıklıklar gözde sulanma ve çapaklanmaya neden olabilir. Bu durum genellikle geçicidir, çoğunlukla birkaç ayda kendiliğinden açılır. Yeni doğan bebeklerde düzenli masaj uygulaması ile bir yaşına kadar gözyaşı kanalı genellikle kendiliğinden açılır” dedi.
GÖZYAŞI YOLLARININ TIKANIKLIĞI VE ENFEKSİYONLARI 
Gözyaşı kanalında hastalıkların başlıca doğumsal ve sonradan olanlar şeklinde iki ana gurupta görüldüğünü belirten Op. Dr. Çevikel, gözyaşı bezleri yeterli üretim yapsa da kanal tıkalı ise bu gözyaşının göz sağlığı için faydalı olan işlevini yerine getiremediğini belirtti. Çevikel, “Gözyaşı sıvısı kapakların uç kısmında buruna yakın yerde toplam iki gözde 4 adet olan küçük delikten geçerek bir kanal buyunca ilerler ve burun içine geçer. Bazen bu yol boyunca herhangi bir yerde darlık veya tıkanıklık olabilir. Bu darlık veya tıkanıklık yapısal, yaşa bağlı, travmaya, kitleye, mikrobik enfeksiyonlara veya önceki cerrahi müdahalelere bağlı olarak gelişebilir. Eğer bu geçiş sisteminde bir bozukluk varsa orada mikroplar birikerek kızarıklığa, şişliğe, ağrıya, ateşe neden olabilir. Çoğu zaman ise hastalar sulanma, şişlik, kızarıklık ve batma şikayeti ile göz hekimlerine başvurabilirler” dedi. 
Tıkanıklığın tedavisi konusunda da bilgiler veren Op. Dr. Çevikel, tedavinin cerrahi olarak tıkanıklığın giderilmesi olduğunu, işlemin lokal (uyutulmadan), sedasyon (hasta sakinleştirilerek) veya genel anestezi altında yapılabileceğini söyledi.