Ortadoğu Teknik Üniversitesi “Enformatik Enstitü” bünyesinde çalışmalarını sürdüren “URAP Araştırma Laboratuarı” (University Ranking by Academic Performance) ortaya koyduğu veriler bakımından saygın bir kuruluştur.

Temel hedefi de üniversitelerimizin akademik performanslarını yurt içi ve yurtdışı diğer üniversitelerle karşılaştırabilmelerine yardımcı olmaktır.

İşte bu kuruluş geçtiğimiz günlerde 2017/2018 yılı Türkiye’nin en iyi elli üniversitesini açıkladı.

Ölçü alınan dokuz konu başlığı şöyle:

-Makale sayısı,

-Öğretim üyesi başına düşen makale sayısı,

-Atıf sayısı,

-Öğretim üyesi başına düşen atıf sayısı,

-Toplam bilimsel doküman sayısı,

-Öğretim üyesi başına düşen toplam doküman sayısı,

-Doktora mezun sayısı,

-Doktora öğrenci oranı,

-Öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı…

Amacın da üniversitelerin ölçülere göre gelişmeye açık yönlerini fark etmelerine yardımcı olmak şeklinde açıklanmış.

Sıralama yapılırken üniversiteler 2000 yılı öncesinde ve 2000 yılı sonrasında açılanlar ayrı, bünyesinde tıp fakültesi olanlar ve olmayanlar ayrı kategoride ele alınmış.

Aynı metot devlet üniversiteleri ile imkânları farklı olan özel ve vakıf üniversiteleri sınıflandırılmasında da izlenmiş.

Adnan Menderes Üniversitemizin de içinde yer aldığı 2000 yılı öncesi kurulan 71 Devlet Üniversitesi arasında yapılan sıralamada sırasıyla ilk üçü:

-Ortadoğu Teknik Üniversitesi,

-Hacettepe Üniversitesi,

-İstanbul Teknik Üniversitesi almış.

Komşu üniversiteler;

-Denizli Pamukkale Üniversitesi 35.

-Manisa Celal Bayar Üniversitesi 37.

- Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 47.sırada yer alırken,

-ADÜ 53. olabilmiş.

Bünyesinde Tıp Fakültesi bulunan resmi, özel 74 üniversite arasındaki sıralamada da ilk üçü:

-Hacettepe Üniversitesi,

-İstanbul Üniversitesi,

-Ankara Üniversitesi alırken,

Komşu üniversiteler;

-Denizli Pamukkale Üniversitesi 27.

-Manisa Celal Bayar Üniversitesi 30.

-Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 44. olmuş.

- ADÜ bu kategoride de geride 50. sırada…

102 Devlet Üniversitesi arasındaki sıralamada da ilk üçe girenler:

-Ortadoğu Teknik Üniversitesi,

-Hacettepe Üniversitesi,

-İstanbul Teknik Üniversitesi…

Komşularımız da:

-Denizli Pamukkale Üniversitesi 31.

-Manisa Celal Bayar Üniversitesi 34.

-Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi 46.sırayı alırken;

- ADÜ ancak 52. olabilmiş.

Toplam148 devlet, vakıf ve özel üniversiteler arasında yapılan sıralamada da ilk üç değişmemiş.

-Ortadoğu Teknik Üniversitesi,

-Hacettepe Üniversitesi,

-İstanbul Teknik Üniversitesi yer alırken,

Komşu üniversiteler;

-Pamukkale Üniversitesi 36.

-Celal Bayar Üniversitesi 39.

-Sıtkı Koçman Üniversitesi 55.olmuş.

- ADÜ ise kendine 61. sırada yer bulabilmiş.

Dikkat edilirse komşu üniversiteler ADÜ karşılaştırmasında İzmir Üniversiteleri, Ege ve Dokuz Eylül dışta tutulmuştur.

Nedeni de Ege Üniversitesi’nin kuruluşunun daha eski, Dokuz Eylül’ün de yaşıt olmasına rağmen metropol üniversitesi olması hasebiyle ADÜ’ye göre imkânlarının daha fazla olmasıdır.

Onlar yerine örneklemede hem kuruluş yılları hem de bölge aynı Denizli, Muğla ve Manisa Üniversiteleri ölçü alınmıştır.

Metropol Üniversitelerine göre bir taşra üniversitesi olan ADÜ’nün bu kategorilerde üst sıralarda yer almasını beklemek doğru değildir ancak komşu üniversitelerden her kategoride geri olmasını insan merak etmiyor değil.

Fiziki şartları eşit… Yaşları aynı… Akademik personel temininde sorun yok… Yani un da var, şeker de…

O halde komşu üniversitelerde helva için fazla olan nedir?

Kurum sermayesi…

Kurum kapitali de denen bu sermaye yoksa diğerleri maddi sermaye dediğimiz para ve kalifiye insan gücü yani beşeri sermaye katma değer üretmez.

Para her zaman bulunabilir, nitelikli insan da bir şekilde temin edilebilir ancak bu ikisinin bulunması “kurum sermayesinin” teşekkülü anlamına gelmiyor.

Sütü yoğurda dönüştürecek bir maya gerekiyor. Nedir o derseniz ilki güvenli bir ortam diğeri ise özgürlük…

İlki insanoğlunun yaratılışı(ontolojik) ile ilgili diğeri sergileyeceği irade ile alakalı vazgeçilmez iki özellik… Hele bir de kurum “üniversal” ise…

Ancak bunlar kendiliğinden oluşan şeyler değil. Dikim için toprağın çimlenmeye nasıl müsait olması gerekiyorsa tıpkı onun gibi özgürlük ve güven ortamının oluşmasının olmazsa olmaz şartları vardır.

Onlar da şeffaflıktır… Hoşgörüdür… Karşı görüşe saygıdır… Demokratik olgunluktur… Ortak akılla yönetimdir… İnsana ve düşünceye değer vermektir… Özetin özeti takım ruhudur.

Diyelim ki, bir üniversiteye para gücüyle en güzel mekânları yaptınız, o parayla insanları da buldunuz o insanlar düşüncelerini ifadeden dolayı başlarına ne geleceği endişesi taşırlarsa o insanlardan verim elde edilebilir mi?

En iyi örnek de on yıllık bir geçmişi olmasına rağmen teknoparkıyla, tıp fakültesiyle, ilave gelir getirici çalışmalarıyla ve bütün bunları organize eden yönetimiyle Düzce Üniversitesi’dir.

Bu üniversite 2006 yılında kurulmasına rağmen kendi kategorisinde 6., Tıp Fakültesi olanlar arasında 38., Devlet Üniversiteleri sıralamasında 41.,tüm üniversiteler arasında da 48. sırada olmasının altında yatan sebep kurum sermayesinin güçlü olmasıdır.

URAP’ın ortaya koyduğu hem ADÜ hem de başta Düzce başarıda daha üstte olan üniversitelerle ilgili verilere rektör Cavit Bircan ve ekibi kafa yoruyor mu, bilmiyoruz ama yormaları iki nedenle zorunludur.

BİR: Üniversitenin geleceği,

İKİ: Aydın’ın kalkınması…

İşe de güven ölçümünden başlanmalıdır.

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA