Futbolumuzun son haftalarda yaşadığı sıkıntılı durumu anlatmaya benim kelime hazinem yetmez. Son beş altı haftada süper ligimizin puan durumundaki değişime başka bir ülkede asla şahit olamazsınız. Bütün bu trajikomik olaylar gerçekleşirken yanlış iş ve işlemlerde dahli olanların, namazdan yeni kalkmış bir insan gibi, beyanlarda bulunması beni kahrediyor. Sanki bütün bu yaşananlardan biz sorumluyuz…

Bütün bu sıkıntılı durumlar yaşanırken ‘’KRAL ÇIPLAK’’ diyen çok az yazarımız var. A.B.D.’ de basın ile ilgili zaman zaman şu cümle kurulur.’’ Amerika’da gazetecilerin çoğu doğruları yazmadıkları için para kazanırlar’’. Spor basınımız nereye doğru gidiyor. Anlayamıyorum…

Ben naçizane gücüm yettiği kadar bazı tespitlerde bulunmak istiyorum;

Futbolumuzun yaşadığı sorunların önemli müsebbiplerinin başında federasyon gelmektedir diye düşünüyorum. Federasyonun ‘’adil rekabet’’ ortamının oluşması için gerekli tedbirleri almadığını düşünüyorum. Mesela yabancı oyuncu sayısının fazlalığı, güçlü takımların korunması vb. buna örnek gösterilebilir. Bu hususlar basınımızın önemli şahsiyetleri tarafından da dile getirilmektedir. Federasyonumuzun son haftalarda neredeyse başsız kaldığını da belirtmek isterim.  Vekil Federasyon başkanımızı topluma sorsak, çoğu insandan bilmiyorum cevabını alırız…

Liderin, para, personel ve bilgiyi doğru yönetmesi gerektiğini sürekli yazıyorum. Futbolumuzda işini doğru yapan takım sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. Bu sezon bu işi en iyi yapan takım Malatyaspor... Malatyaspor çok cüzi bir bütçeyle muhteşem işler yapmıştır. Süper ligimizin parayı en iyi yöneten camiası Malatyaspor camiasıdır. Bir futbol takımının sıralamalarda üst sıralarda yer alması işini doğru yapıyor anlamına gelmez. Süper ligimizin on milyarı aşkın borcunun neredeyse yarısını üst sıralardaki ‘’ağa takımlar’’ yapmıştır. Bu kısır döngüden çıkma şanslarını da çok zayıf buluyorum. Hem kendilerini hem de bizi aldatıyorlar, diye düşünüyorum. Bu dört büyük takım şirket olsaydı çoktan iflas etmiş olurlardı. Bütün kupaları kaldırsanız ne olur? Bütün gençlere kötü örnek oluyorsunuz. Başarı için her şey mubah olur mu? FİFA, UEFA ve kendi dernek tüzüğünüzle çelişmiyor musunuz? Kupa her şey değildir… Yıllarca bizi aldattınız diye düşünüyorum. Seksen milyon nüfusu olan bu canım ülkede lider takımın on birinde bir tek Türk oyuncunun olmaması beni kahrediyor… İstanbul’un üç ağa takımı adil rekabetin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni geri bırakmıyorlar diye düşünüyorum. Önce kupa derseniz, bu sonuç kaçınılmazdır.

Hakemlerimizdeki özgüven eksikliği de adil rekabeti olumsuz etkileyen, etkenlerin başında sayılabilir. Yılda ortalama 350-400 bin TL para kazanan hakemlerimizin daha dikkatli, adil olmaları gerektiğine inanıyorum. Üstelik hakemlerin daha rahat maç yönetmelerine sebep olan, VAR Sistemi, var iken, bir hakem bu kadar hatayı nasıl yapabilir… Hakem camiamız kendi geleceklerini, kendi elleriyle yok ediyorlar. Gelecek yıl, derbi müsabakalarını İngiliz hakemler yönetirse kimse şaşırmasın…

Ligimizde adil rekabetin oluşmasına çok zarar veren etkenlerden birisinin de yayıncı kuruluş olduğunu düşünüyorum. Yayıncı kuruluş kapitalist duygularla, para kazanmak için taraftarı olan İstanbul takımlarının, daha üst sıralara çıkması için naklen yayın esnasında elinden gelen teknolojik desteği sağlamaktadır, diye düşünüyorum.

Bursaspor’un ligde kalması dışında bütün planlananların gerçekleştirildiğini düşünüyorum.

Adalet olmayan yerde hiçbir gerçek başarı elde edilemez. Birbirimizi kandırırız…

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!