“Sağ Duyumuz Bitmiş Öfkemiz Kabarmıştır. Milletimiz Artık Susmayacaktır. Susmamalıdır. Ülkemize, vatanımıza, bağımsızlığımıza, bölünmez bütünlüğümüze yönelik alçakça hain saldırılar artarak devam etmektedir. 17 Ağustos 1999 depreminin acıları, yaraları yüreklerimizde hala tazeliğini koruyorken, yine şehit haberi aldık.  Hakkari’den. İki mayın patladı ve 11 askerimiz şehit oldu. Birkaç gün önce üç, evvelki gün bir şehidimiz daha vardı. Bir ayda 46 vatan evladını kaybettik. Bölücü ve ayrılıkçı terör örgütün amacı, gerçekleştirdiği saldırılarla siyasi taleplerini Türkiye Cumhuriyeti’ne ve ulusumuza dayatmaktır. Bölücü örgütün ardındaki emperyalist gücün amacı da zaten Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye Cumhuriyeti’ni başkalaştırmaktır. Türkiye Cumhuriyeti, varlığına yönelik olduğu apaçık belli olan bir saldırıyla karşı karşıyadır! 90 yıllık cumhuriyetimizin kazanımlarından, yurt ve ulus bütünlüğümüzden vazgeçilmesi asla düşünülemez.

  30 yıldan beri anlatılan “Artık bıçak kemiğe dayandı, döktükleri kanda boğulacaklar, kanları yerde kalmayacak” ezberlenmiş söylem hiçbir Türk vatandaşını artık tatmin etmemektedir. Duyarsızlaştırılan toplumda herkeste bir suskunluk, bir boş vermişlik, ilgisizlik ve anlamsız bir sinmişlik, kahredici bir karamsarlık gözlemlenmektedir

Koltuğunu ABD’ye bağlayanların, amaçlarını bağımsız Kürdistan olarak açıklayanlarla mücadele etmesi olanaksızdır. Çünkü kendi ordusunun komutanlarını hapse atarak, ordunun gücü ve morali kırılarak, terör önlenemez. Terör örgütünün başının bulunduğu hapishaneden örgütü yönetmesine izin verilerek, terör önlenemez. “Bir şehidimiz olduğu zaman Türkiye’de nasıl yaygaraların kopartıldığını görüyoruz değil mi?” diyen ve emperyalist güçlerin işgal projesinin eş başkanı olmakla övünen bir başbakan ve onun tespit ettiği hükümet üyeleriyle terör önlenemez. Yüreğimizi her şeyden fazla yakan ise, % 50 oy aldıkları iddiasıyla, ‘milletin teveccühüne mazhar oldukları’ savıyla iktidara kurulanlar, kendi ülkelerindeki yangını gözlerden saklayabilmek için komşusunun içişlerine karışma anlamına gelecek kaynağı belirli mesajlarla, dini işin içine karıştırarak, terörle mücadeleyi ‘kutsal ramazan ayı ve Bayramı sonrasına’ ertelemek istemektedirler. Terörle mücadele edecek güçleri görevlerini yapmaktan alıkoymakla, aralarındaki uyumsuzluk sonucu başta Genelkurmay başkanı olmak üzere kuvvet komutanlarını istifa ettirmekle, yapay olarak oluşturulan ‘protokol krizleri’ ile gündemi saptırmakta, görkemli iftar sofralarıyla, yeni hatırladıkları Somali’deki aç insanlar için siyasileştirdikleri yardım kampanyalarıyla  halka yeni masallar anlatma yolunu seçmektedirler. Terör örgütü silah bırakmadan, teslim olmadan müzakereye de oturulamaz. Terör örgütüyle müzakere edilerek değil, mücadele edilerek terör önlenir. Bu mücadele ile terörü önlemenin öncelikli yolu, karşınızdaki silahlı gücü tasfiye etmektir. 

Masallarla halkımızı uyutmaya çalışanlar çok iyi bilmeliler ki artık halkımızda ‘Vatan Sağ olsun!’ onur, gurur ve özveri söyleminin yerini ‘Neden? Nasıl?’ soruları almaya başlamıştır. Sağduyumuz bitmiş, öfkemiz kabarmıştır. Bu katliamın sorumlusu sadece bölücü terör örgütü değildir. Bu katliamın baş sorumlusu İmralı’daki caniye olabildiğince iletişim ve emir verme özgürlüğünü sağlayanlardır. Bu katliamın sorumlusu Türk Ordusu’nu ‘komuta(n)sız bırakanlardır. Bu katliamın sorumlusu, teröristleri Habur’da davul zurna ile karşılayan, onlar için seyyar mahkemeler kurdurarak ADD Aydın Şubesi üyeleri olarak her şehit haberinde irkildik. Her şehit haberinde yas tuttuk, her şehit haberinde ağladık gözyaşı döktük. Her şehit haberinde vatan, millet bayrak, cumhuriyet idealinde daha da kenetlendik.  Biz kenetlendikçe ülkeyi kaos ortamına sürüklemek isteyenler bilsinler ki Bu yangın söndürülünceye kadar sorumluların takipçisi olup peşlerini bırakmayacağız.  Ülkemizin yönetiminden sorumlu olanlar boş ve hamasi sözlerle günü geçirmek yerine, ulusumuzun güvenliği için gereken önlemleri derhal almalı ve düşündükleri önlemleri halkla paylaşmalıdırlar. 

Atatürkçü Düşünce Derneği, halkımızın bu haklı öfkesini canlı tutmak için elinden gelen her olanağı kullanacak, verilen canların, dökülen kanların hesabının peşinde olacaktır. 

Aydın Şubesi olarak, şehitlerimize Tanrı’dan rahmet, tüm ulusumuza başsağlığı diliyoruz.”