31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla veya düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı dava açılması ve mahkumiyet hükümlerinin infazı ertelenecek.

Mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin ve tutuklama nedenlerinin varlığını, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.

Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısına göre, işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişiye 1 yıla kadar hapis cezası verilecek. Suçun; üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde ceza uygulanmayacak.

Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Bu suçun oluşabilmesi için; soruşturma aşamasında yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, haberleşmenin veya özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ya da yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye yönelik olması gerekecek.

Soruşturma aşamasındaki gizli tutulması gereken kararların ve bunlara ilişkin gizliliği ihlal eden kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak.

Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmayacak.

Görülmekte olan bir davada veya devam eden soruşturmada, hukuka aykırı karar vermesi veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması için yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemek amacıyla alenen sözlü veya yazılı beyanda bulunanlara, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası yerine 50 günden az olmamak üzere adli para cezası verilecek.

Hafif hapis ve hafif para cezaları idari para cezasına dönüştürüldüğünde, idari para cezasına karar vermeye savcı yerine mülki amir yetkili olacak.

-Tutuklamadan kaynaklanan sorunların en aza indirilmesi-

Tasarıda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve bu konudaki tahliye isteminin reddine ilişkin kararların yeterli gerekçe gösterilmeden verilmesinin eleştirilmesi nedeniyle, CMK'da ''tutuklama kararı'' başlıklı maddesinde değişiklik yapılıyor.

Buna göre, tutuklamaya ilişkin kararlarda kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedenlerinin varlığıyla tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunun somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça yazılması gerekecek. Hakim veya mahkeme; tutuklamaya, tutuklamanın devamına ve tahliye isteminin reddine ilişkin karar verirken, kuvvetli suç şüphesinin varlığını, tutuklama nedenlerinin varlığını ve somut olayda tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.

Tasarıyla, adli kontrol tedbirinin uygulanabilmesi bakımından öngörülen 3 yıllık üst sınır 5 yıla çıkarılıyor. Böylece, 5 yıl veya daha az hapis cezasını gerektiren bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınması kararı verilecek.

Adli kontrol mekanizmasının tutukluluktan beklenen amaçları karşılayabileceği durumlarda, tutuklama yerine kişiler hakkında bu mekanizmanın uygulanmasının daha doğru bir çözüm olacağı kaydedilen tasarıyla, tutuklamadan kaynaklanan sorunların en aza indirilmesi amaçlanıyor.

Duruşmada, hükme katılacak hakim ve savcı ile zabıt katibinin ve kanunun zorunlu müdafiliği kabul ettiği hallerde müdafinin hazır bulunması şart olacak. Ancak, savcının esas hakkındaki mütaalasının zorunlu müdafinin de hazır bulunduğu duruşmada açıklanması ve mütaalanın müdafiye yazılı olarak tebliğ edilmesi halinde, mazereti olmayan müdafinin yokluğunda da karar verilebilecek.

-Yargıtay Ceza Genel Kurulundaki dosyalar öncelikle görülecek-

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından itiraz edilen dosyalar üzerindeki incelemeler, ilgili dairece öncelikli olarak incelenecek. Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan dosyalar da öncelikle görülecek.

Bankalar, finansal kuruluşlar veya paranın sayım ve incelemesini yaparak bankalara destek hizmeti veren kuruluşlar ile şirketler, ibraz edilen paranın sahte olduğunu anladıkları halde bunu bildirmezse, tüzel kişiliklerine, savcı tarafından 5 bin TL'den 25 bin TL'ye kadar idari para cezası verilecek.

Adli sicil bilgileri, tüm kaymakamlıklarca verilebilecek.

Tasarıyla, Adli Sicil Kanunu'nun, ''adli sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi'' başlıklı 12. maddesi Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yeniden düzenleniyor.

Buna göre, Anayasanın, ''25 yaşını dolduran her Türkün milletvekili seçilebilmesini'' öngören 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda yer alan ve hak mahrumiyetine neden olan mahkumiyetler bakımından, yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla, kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 15 yıl ve her halde 30 yıl geçmesiyle; diğer mahkumiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren 5 yıl geçmesiyle tamamen silinecek.

Yargının hızlandırılması amacıyla, mahkemelerin yaptığı arşiv kaydının silinmesi görevi Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne bırakılacak.

-Adalet Bakanlığına 5 bin 396 kadro-

Tasarıyla, Adalet Bakanlığına icra müdürü, müdür yardımcısı ve icra katipliği için 5 bin 396 kadro verilecek.

Terörle mücadele Kanununun, ''Terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde suç işlemeye alenen teşvik, işlenmiş olan suçları ve suçlularını övme veya terör örgütünün propagandasını içeren süreli yayınlar hakim kararıyla ve savcının emriyle tedbir olarak 15 günden 1 aya kadar durdurulabilir'' hükmü yürürlükten kaldırılacak.

Tasarıyla; Basın Kanununun, ''Hazırlık soruşturmasının başlamasından takipsizlik kararı verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, mahkeme işlemleri ve soruşturmayla ilgili belgelerin içeriğini yayımlayan kimse, 2 bin liradan 50 bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Bu ceza, bölgesel süreli yayınlarda 10 bin liradan, yaygın süreli yayınlarda 20 bin liradan az olamaz'' düzenlemesi de yürürlükten kaldırılıyor.

Basın yayın yoluyla işlenen suçlara ilişkin dava ve cezaların infazının ertelenmesinin toplumsal barışın sağlanması ve sürdürülmesi bakımından büyük önem taşıdığı ifade edilen tasarıda yer alan geçici düzenlemeye göre, 31 Aralık 2011 tarihine kadar basın yayın yoluyla ya da sair düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, adli para cezasını ya da üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkumiyet hükümlerinin infazı ertelenecek.

Kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin erteleme kararının verildiği tarihten itibaren 3 yıl içinde yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilecek. Cezasının infazı ertelenen kişi, 3 yıl içinde yeni bir suç işlemezse mahkumiyet bütün sonuçlarıyla ortadan kalkacak.

Tasarıyla, CMK'nın ''soruşturma'' başlıklı maddesinin ''Savcılar, soruşturmanın gerekli kılması halinde geçici olarak, mahkemelerin yargı çevresi içindeki genel ve özel bütçeli idarelere, KİT'lere il özel idarelerine ve belediyelere ait bina, araç, gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabilir'' ile ''Türk Silahlı Kuvvetleri kıt'a, karargah ve kurumlarından istemde bulunulması halinde istem yetkili amirlikçe değerlendirilerek yerine getirilebilir'' düzenlemeleri de yürürlükten kaldırılıyor.