Selvi, erken seçimin neden olamayacağını açıklayarak "Peki bu arada erken seçim olur mu? AK Parti'de bu değişim sürecinin tamamlanması gerekiyor. Değişimin AK Parti'de bir heyecan uyandırması ve ibrenin yukarıya doğru dönmesi hedefleniyor. Ekonominin tekrar parlak bir döneme girmesi hedefleniyor. Bunlar olmadan erken seçim beklenmiyor. Peki ne oluyor? Erdoğan, dünya kupasına hazırlanır gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.

Abdulkadir Selvi'nin "Değişen başkanlar ne olacak? Erken seçime gidilecek mi?" başlığıyla yayımlanan (5 Ekim 2017) yazısı şöyle:

AK Parti'de iki süreç bir arada yürüyor.

Hem teşkilatlarda ve yerel yönetimlerde önemli değişiklikler gerçekleştiriliyor. Diğer yandan da parti içi barış tahkim ediliyor. Erdoğan'ın 3 yıl aradan sonra başkanlık edeceği Afyon kampı, yeni dönemin siyaset tarzını ortaya koyması açısından önemli olacak. Afyon kampına 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, eski Meclis Başkanı Bülent Arınç ve eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in davet edilmesi bu açıdan anlamlı. Bu arada davette geçen, “Kurucu milletvekilleri” tanımını biraz açmak istiyorum. AK Parti'nin kuruluşunda partinin kapatılma tehlikesine karşı önlem alınmış, milletvekilleri partiye kurucu olarak yazılmamıştı. Türkiye, partilerin kapatıldığı, siyasetçilerin yasaklandığı bir Türkiye'ydi. Kuruluş sürecindeki milletvekilleri için, “Kurucu Milletvekili” denildi. Hukuki bir karşılığı yoktu ama ilk başlarda uygulanan bu sistem uzun süredir terk edilmişti. Afyon kampıyla birlikte tekrar başlatıldı.

AK Parti, troller tarafından lince tabi tutulan dava arkadaşlarının hukukunu koruma noktasında iyi bir sınav vermedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Racon kesilecekse ben keserim” çıkışından sonra, taşlar yerine oturmaya başladı.

Süleyman Demirel, Türk siyasetinin son 50 yılına damgasını vurmuş, 6 kez gitmiş, 7 kez gelmiş, 12 Mart ve 12 Eylül darbesine maruz kalmasına rağmen verdiği mücadele sonucunda yeniden iktidar olup, cumhurbaşkanı seçilmeyi başarmış bir liderdi. “Siyasi hayatımın en büyük hatası, Demokratik Parti'nin kuruluşunu önleyememekti”demişti. Erdoğan, Demirel'in hatasına düşmemeye çalıştı. AK Parti'nin iç barışını çok önemsedi. AK Parti iktidarı boyunca iki cumhurbaşkanı, dört başbakan çıkmasına rağmen partiyi bir arada tutmayı başardı.

Gökçek'in hukuku

AK Parti'de çok önemli bir değişim süreci yaşanıyor. İl başkanlıkları ve belediye başkanlarının değişimi bir arada yürütülüyor. Değişim çok sancılı bir iş. Hele söz konusu olan İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarıysa! İstanbul'daki değişim, “Kadir Abi”nin kişiliği nedeniyle sancısız bir şekilde aşıldı. Ankara'da ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Melih Gökçek'le ilgili açıklamasından sonra geriye sayım başladı. Bu süreçte Melih Gökçek'in hukukunun korunması gerekiyor. Aslında sadece Gökçek'in değil, değişen ve değişecek il başkanlarının ve belediye başkanlarının hukukunu korumak AK Parti'nin görevi.

16 Nisan referandumunda İstanbul ve Ankara'nın da içinde yer aldığı bazı şehirler evet oylarını aşağıya çekti. 2019 seçimlerine dönük olumsuz sinyal verdi. Erdoğan, 16 Nisan sonuçlarından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tablosunu gördü. Kendisini arayanlara, “Asıl önemli olan 2019 seçimleri” dedi. Bazı belediye başkanları ile devam ettiği takdirde 2019 seçimlerinde sorun yaşanabileceğini tespit etti. Değişimin düğmesine bastı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “İstanbul ve Ankara'da 2019 seçimlerinde herhangi bir sorun yaşamak istemiyoruz” diyerek durumu ortaya koydu.