Uluslararası insan hakları ve basın özgürlüğü kuruluşları, ABD  Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt ve Fransa  Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian'a hitaben, "ABD, Fransa ve İngiltere, Suudi  Cinayet Davasının Detaylarını Ortaya Çıkarmalı" başlıklı açık mektup kaleme aldı.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul'daki  Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin 11 şüphelinin yargılandığı davanın  Riyad'da 3 Ocak'ta başladığına işaret edilen mektupta ABD, İngiltere ve  Fransa'nın Suud hükümeti tarafından Birleşmiş Milletler, basın ve kamuya kapalı  bu dava sürecini izlemeye davet edildiği anımsatıldı.

Mektupta, "Suudi Arabistan'ın ceza adaleti sistemindeki ciddi ve  belgeli yetersizlikler göz önüne alınarak İngiltere, Fransa ve ABD yalandan bir  yargılama olabilecek bu davada herhangi bir örtbas girişiminin önüne geçmelidir."  ifadeleri kullanıldı.

Ayrıca mektupta, söz konusu 3 hükümeti Kaşıkçı davası sürecine BM  İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisinden gözlemciler, uluslararası insan  hakları grupları ve uluslararası basın kuruluşlarının da katılımının sağlanması  konusunda Suudi Arabistan yönetimine baskı yapmaları çağrısında bulunuldu.

Mektuba, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü,  ARTICLE  19, Gazetecileri Koruma Komitesi, Önce İnsan Hakları Örgütü, PEN Amerika ve Sınır  Tanımayan Gazeteciler adlı kuruluşlar imza attı.

Kaşıkçı'nın cesedi halen bulunamadı

Suudi gazeteci Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği  Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda katledilmişti.

Orta Doğu'nun en etkin gazetecilerinden, Washington Post yazarı Cemal  Kaşıkçı'nın, başkonsoloslukta öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye ve  dünya kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor.

Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl  öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı, ancak cesedinin nerede olduğu konusu  ise hala netlik kazanmadı.

Amerikan Washington Post gazetesi, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatının  (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman'ın  verdiği sonucuna ulaştığını yazmıştı.