MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
"Hakikat neredeyse biz oradayız"
Hakikati söylemekten tereddüt gösteremeyeceklerinin altını çizen Bahçeli, "Hakikat neredeyse biz oradayız. Açık ve açıklayıcı sözlerimizi eğmeden bükmeden seslendirmekten vazgeçmeyeceğiz. MHP'nin sözü dobra ve donanımlıdır." dedi.
"Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün öz vatanıdır"
Devlet Bahçeli, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC), Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle ilgili "Kıbrıs Türk'tür, Türk'ün öz vatanıdır. Federasyon tez ve tekliflerinin geçerliliği ve geleceği kesinlikle yoktur. Kıbrıs milli davamızdır." diye konuştu.
"KKTC seçimi az katılımla yapıldı"
Bahçeli şöyle devam etti:
"KKTC'de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Seçim sonucu açıklanmış olsa dahi parlamento acilen toplanmalı seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceği ilan edilmeli Türkiye'ye katılım kararı alınmalıdır. Meselenin demokratik haklarla alakası yoktur.
"Mesele vatan, beka, onur ve şeref meselesidir"
Mesele vatan, güvenlik, beka, onur ve şeref meselesidir. Federasyona dümen kırmak demek milli ve hukuki kazanımları tırpanlamak demektir. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur. Kıbrıs bir adadan çok daha ötesidir. Kıbrıs Türk milletinin can damarıdır. Kıbrıs'ın güvenliği ve geleceği Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik ve geleceğiyle bir ve aynıdır. Bu kapsamda Kıbrıs Türk'tür hep de böyle kalacaktır.
"81 Düzce'den sonra 82 KKTC olmalıdır"
KKTC Parlamentosu acilen toplanmalı ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır. 81 Düzce'den sonra 82'nin KKTC olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir. Biz Kıbrıs'a bakınca vatan görüyoruz. Biz Kıbrıs denildi mi akan suları durduruyoruz."
İki devletli çözüm-federasyon tartışması
KKTC'deki seçim kampanyası, uzun bir aradan sonra yeniden Kıbrıs meselesinin çözümüne odaklanmıştı. 5 yıldır cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Ersin Tatar, Türkiye'nin de destek verdiği iki devletli çözüm modelini savunuyordu.
Cumhurbaşkanı seçilen muhalif lider Tufan Erhürman ise 50 yıldır müzakere edilen ancak sonuç alınamayan federasyon modelinde ısrarcı. Seçim, bu yönüyle, birbirine uzak iki siyasetin oylanacağı bir referanduma benzetiliyordu.
Gazze'de ateşkes ihlali
Gazze'de İsrail ile Hamas arasındaki ateşkese de değinen MHP lideri Bahçeli, İsrail'in dünya barışına doğrultulmuş siyonist silah olduğunu söyledi.
Bahçeli "Geçici ateşkes kararı henüz kalıcı ve kesin bir bağlayıcılığa kavuşamamış İsrail'in ateşkes ilhalleri görülmeye başlamıştır. İsrail'e güven duyulmayacağı malum olsa da temennimiz kalıcı ateşkesin teminidir." ifadelerini kullandı.
"Komplo mekaniği devrede"
Devlet Bahçeli, son günlerde “Terörsüz Türkiye” adımlarını yıpratmak üzerine kurgulanmış bir komplo mekaniğinin devrede olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Türkiye Devleti ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütündür. Terörsüz Türkiye hedefimiz bu edebi bütünlüğü korumaktır. Türk milletinin sinir uçlarına dokunan sözler barış ortamını sulandırmaya matuftur.
"Siyasi ihtirasla aşırıya kaçmak kimseye kazandırmaz"
Kervan yoldayken olmayan ganimetin telaşına düşmek, buna heves etmek iyi niyetle izah edilemeyecek sapmadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu değerleriyle Türk milletinin dayanışma azmini kıracak hiçbir teklifin geçerliliği yoktur. Siyasi ihtirasla aşırıya kaçmak kimseye kazandırmaz.
"Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir"
MHP lideri Bahçeli, etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla on yıllardır karanlık senaryolara maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmenin herkesin asil ve asli görevi olduğuna dikkati çekerek, sanal ve sahte bir içerikten mülhem olan Kürt-Türk ayrışmasını tetikleyen iç ve dış düşman cephesi olduğunu vurguladı. İnanan-inanmayan, laik-anti laik ikilemini tırmandıranın yine aynı odaklar olduğunu dile getiren Bahçeli, dahası ve daha fevrisinin ise Alevi-Sünni bloklaşmasını siyasi ve ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyası olduğunu belirtti.
Bahçeli, inanç ve ifade hakkıyla insan ve fikir hürriyetinin kullanımına ses çıkaran, itiraz eden, tepki gösteren, dudak büken kim varsa, buna her kim teşebbüs ve tenezzül ediyorsa "ya akıl ve vicdan mahrumu ya da taşeron olarak sahaya sürülen ajan provokatör mahluk" olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeri geldiği zaman, ihtiyaç duyulan her zeminde bilhassa Alevi İslam inancına aidiyetlik duyan kardeşlerimizle ilgili düşüncelerimizi samimi ve şeffaf biçimde paylaştık. Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim, işin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz? Hepimizin Allah'ı bir, Peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi? Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz? Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için satıhtaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? Birbirimize yan gözle bakmaktan yorulmadık mı? Birbirimizi çatık kaşlarla takipten bıkmadık mı? Yetmedi mi katlandığımız badire ve belalar? Yetmedi mi çektiğimiz çile ve eziyetler? Yetmedi mi maruz kaldığımız sosyal ve siyasal maliyetler? Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? Mayaları karanlıkla yoğrulmuş, kanları yaslı anaların gözyaşlarıyla tuzlanmış iblis uşaklarının tezgah ve tuzaklarını bozmanın ve buruşturup atmanın vakti gelmedi mi? Türk milletinin ebedi ve tarihi varlığında tek yürek olmayalım mı?
Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla, dahası samimiyetle diyorum ki, hem Alevi'yiz hem Sünni, hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz. Bu düşüncelerim elbette Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım, herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken, esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir."
"Dün ne diyorsak bugün de aynı çizgideyiz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkaranların, bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanların büyük bir yanlışın failleri olduğunu vurgulayarak, "Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir." dedi.
"Özerkliğe kılıf aramak sonu uçuruma açılan kontrolsüz arayışlardır"
Devletimiz bellidir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Devlete ortak koşmak rakip çıkartmak otorite paylaşımı ümit etmek özerkliğe kılıf aramak sonu uçuruma açılan kontrolsüz arayışlardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda Kürt kardeşlerim asal bir rol oynamışlar sonraki yıllarda kesinlikle yok sayılmamışlardır."
Anayasasının 66. maddesi
Bahçeli 66’ncı madde tartışmalarına ilişkin de "Devlete ortak koşmak, rakip çıkarmak, otorite paylaşımını ümit etmek; demokrasiyi ufalayarak yerelleşmeye veya özele büründürmeye çalışmak sonu uçuruma açılan, kontrolsüz arayışlardır" dedi.
Bahçeli, "Bilhassa anayasal vatandaşlık ezberiyle Türklüğü etnik bir yapıya indirgeme, anayasadan tasfiye emeli olamayacak; duaya "âmîn" demekten farkı olmayan bir avunmadır. Anayasa'nın 66. maddesiyle ilgili polemik yapmak, hava koklamak, zemin yoklamak, kara propagandaya girişmek abesle iştigal olup sonu ve sonucu hüsrandır" ifadelerine yer verdi.
"İmralı sözünü tutmuştur"
"Terör örgütü PKK lağvedilmiştir, İmralı sözünü tutmuştur" diyen Bahçeli "Ayrı bir ulus devlet federasyon özerklik olmadığını terör örgütünün anlam yoksunu haline geldiğinin İmralı tarafından ilan edilmesi çok mühim bir açıklamadır. Şimdi sırayı örgütün tüm bileşenlerinin silahları yakması almıştır" şeklinde konuştu.
"'Terörsüz Türkiye' hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz"
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Şehitlerimize 'gencecik cesetler' demek, doğru ve isabet kaydeden bir söz değildir. Çünkü şehitler ceset değildir, onlar bizim kahramanımız, manevi muhafızlarımızdır. Al-i İmran Suresi'nde buyurulduğu gibi, 'Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler.' TBMM çatısı altında taşkın sloganlara da asla yer ve gerek yoktur. Herkes ve hepimiz 'Terörsüz Türkiye' hedefinin sekteye uğramamasına özenle dikkat etmeliyiz. Maksimalist taleplerin gündeme gelmesinden kaçınmalıyız. Sorumsuz ve suçlayıcı üsluptan uzak durmalıyız. Bilinmelidir ki her şey Türkiye içindir. Hepimiz Türk milletiyiz. Denizi geçtikten sonra derede bocalamanın hiç kimseye faydası olmayacaktır. Terörsüz Türkiye, Türk milletinin müşterek arzu ve amacıdır. Bu arzu ve amaçtan sarfınazar edenler ahlaken, tarihen, vicdanen ve siyaseten çok ağır sonuçlarla karışılacaklardır. 27 Şubat İmralı açıklaması dışında hiçbir söz, tez, teklif ve değerlendirmenin hükmü yoktur. Kurucu önderin 27 Şubat açıklaması, bize göre esastır, o esas üzerinde yürüyen her insan akıllı insan demektir."