81 vilayetin 78’inden milletvekili çıkarmış, 7 coğrafi bölgede birinci olmuş bir parti olarak milletimizi topyekün kucaklayacak, ayrımcılıktan büyük bir hassasiyetle kaçınacağız. Tek bir kişi dahi olsa her vatandaşımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz'' diye konuştu.
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde Meclisimiz içinde diyaloğa, uzlaşma arayışına ve işbirliğine önem vermeye devam edeceğiz" dedi.
 
Erdoğan, TBMM Genel Kurulunda 61. Hükümetin Programı’nı okudu. Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinde milletin yüksek atılım ve temsilin yanı sıra yönetimde
istikrarı da güçlü şekilde sürdürmek yönünde tartışmasız bir irade ortaya koyduğunu belirtti.
 
Başbakan Erdoğan, "Demokrasi tarihimizde görülmemiş, dünyada da eşine az rastlanır bir şekilde birbiri ardına üç dönem partimizin oylarının artması,
milletimizin iktidarımıza olan güveni her dönem tazelediğini gösterdi. Siyaset tarihimize silinmez harflerle yazılacak bu başarı, aynı zamanda sorumluluğumuzu
ve hassasiyetimizi de artırdı. 12 Haziran seçimlerinin asıl galibi, hiç ama hiç şüphesiz Türkiye’dir, bu aziz millettir" diye konuştu.
 
Sahip oldukları tecrübeyle hiç eksilmeyen heyecanlarını birleştirerek Türk milletine efendi değil hizmetkar olmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan,
şöyle konuştu:
 
"AK Parti olarak köklü tarihimizden ve medeniyetimizden aldığımız özgüvenle ilk günden itibaren kaynak Türkiye’dir dedik. Ülkemizin sahip olduğu
muazzam potansiyeli harekete geçirmek üzere güven verici politikalarla milletimizin huzuruna çıkmayı, en önemli ilke olarak benimsedik. Milletimizi siyasetimizin öznesi olarak gördük. Attığımız her adımda insanımızın değerlerini,
talep ve beklentilerini esas aldık. Siyaset kurumuna güvenin ancak böyle sağlanacağına inandık.
 
Türkiye’yi zenginleştiren, demokrasisini derinleştiren, ülkemizin itibarına itibar kazandıran siyasetimiz, yeni dönemde daha güçlü bir Türkiye için
milletten aldığı yetkiyi yine milletin hizmetine sunacaktır. Ülkeler arasında kıyasıya bir rekabetin yaşandığı dünyamızda, kaybedecek bir tek günümüzün dahi
olmadığına inanıyoruz."
 
-"MİLLETİMİZİN EKMEĞİNDEN DE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN DE TAVİZ VERMEDİK"-
 
Erdoğan, oldukça kapsamlı ve detaylı şekilde hazırlanan Hükümet Programı’nın özetini aktaracağını belirtti. "Hükümet Programı sizlere
dağıtıldı" diyen Erdoğan, bazı milletvekillerinin programın dağıtılmadığını söylemesi üzerine, "Herhalde dağıtacaktır arkadaşlar. Çünkü dağıtılmasını
kendilerinden ben de rica etmiştim" karşılığını verdi.
 
Hükümet Programını devamlılık esasıyla 18 Kasım 2002’den bugüne ulaşan bir silsile etrafında kaleme aldıklarını anlatan Erdoğan, 4. AK Parti
Hükümeti’nin önceki 3 dönemde başlattığı çalışmaları devamlılık esasıyla geleceğe taşıyacağını vurguladı.
 
Erdoğan, 2015 yılına kadar olan 4 yıllık dönemde bir yandan başlattıkları çalışmaları tamamlayacaklarını, diğer yandan da yeni projeleri hayata
geçireceklerini ifade ederek, "Bu hükümet programında ’yaptık, yapıyoruz, yapacağız’ diyoruz, yaptıklarımızı yapacaklarımızın teminatı olarak sizlere ve
kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz" dedi.
 
Önceki Hükümet programlarının ülkenin yıllardır bekleyen sorunlarına gerçekçi çözümler içerdiğini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Dünyanın ve bölgemizin yaşadığı çalkantılı dönemlere rağmen bu çözümlerin büyük bölümünü hayata geçirmiş bulunuyoruz. Diklenmeden dik durduk.
Omuzlarımıza yüklenen emanete sahip çıktık. Milletimizin ekmeğinden de özgürlüğünden de taviz vermedik. Demokratik siyaset kurumunu bir bütün olarak zayıflatmaya yönelik her türlü tahrik ve tertibi büyük bir sağduyuyla aştık.
Bundan sonra da milli iradenin önüne çıkarılan her engeli, kararlı ve cesur bir duruşla, milletimizin desteğiyle aşma noktasında hiçbir tereddüt taşımıyoruz. Değişimden yana bir hükümet olarak demokrasi ve hukukta, ekonomide, sosyal
alanda, dış politikada ezberleri bozduk. 9 yılın ardından şunu büyük memnuniyetle ülkem ve milletim adına çok büyük bir gururla ifade etmek istiyorum; Bugün artık
Türkiye’de siyasetin alanı daha geniş, ekonomi daha büyük, sosyal bünye daha güçlüdür. Ülkemizin itibarı bölgesinde ve dünyada çok daha yüksek bir konuma
ulaşmıştır. Sorunlardan kaçmadık, yapay gündemlere takılıp kalmadık. Sorunlardan değil, sorunların çözümünden beslenen ve büyüyen bir iktidar olduk."
 
-74 MİLYONUN HÜKÜMETİ-
 
Tüm bu reform ve dönüşüm sürecinde milletin ve milli iradenin tecelligahı olan Meclisin en büyük destekleri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Önümüzdeki
dönemde Meclisimiz içinde diyaloğa, uzlaşma arayışına ve işbirliğine önem vermeye devam edeceğiz" dedi.
 
Meclisin daha verimli çalışması için Hükümet ve AK Parti Grubu olarak ellerinden gelen tüm katkıyı vereceklerini kaydeden Erdoğan, "Bir kez daha
hatırlatmak isterim ki nasıl ki bu Meclis Türkiye’nin 74 milyonun Meclisi ise 4. AK Parti Hükümeti de 74 milyonun hükümetidir. 81 vilayetin 78’inden milletvekili
çıkarmış, 7 coğrafi bölgede birinci olmuş bir parti olarak milletimizi topyekün kucaklayacak, ayrımcılıktan büyük bir hassasiyetle kaçınacağız. Tek bir kişi dahi
olsa her vatandaşımızın diline, inancına, kültürüne, değerlerine, yaşam tarzına, tüm farklılıklarına saygı göstermeye devam edeceğiz" diye konuştu.
 
12 Haziran seçimlerinde hesap verdikleri halkın yapılanları takdir ettiğini gösteriği gibi gelecekte yürümeleri gereken yol haritasını da hür
iradesiyle tayin ettiğini belirten Erdoğan, "Halkımız istikrar içinde yenilenmeye verdiği desteği açıkça ortaya koydu. Hepimize düşen görev, işte bu çatı altında milletimizin kutlu çağrısına cevap vermektir. Biz de hükümet olarak programımızı milletimizin sandıkta verdiği mesajı en iyi şekilde okuyarak hazırladık. İnanıyorum ki sizlerin onayıyla bu program, yeni Türkiye’nin inşasına
giden kapıyı sonuna kadar açacaktır. Bu program 21. yüzyılın yükselen ülkesi olarak bölgemizde ve dünyada hak ettiğimiz konumu daha da pekiştirecektir" dedi.
 
 
Uzun yıllardır yürekleri yakan sorunların tam anlamıyla çözüme kavuşacağı yegane çatının Meclis olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Hükümet ve AK Parti grubu
olarak tüm bu meselelere yönelik Meclisimizde oluşacak diyalog ve uzlaşma sürecine en güçlü şekilde destek olacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
Ülkemizin geleceğini her türlü kısa vadeli menfaatin önünde tutarak, tüm bu alanlarda yapılması gerekenleri hep birlikte hayata geçirmek zorundayız" diye
konuştu.
 
Milli birliği ve gücü pekiştirecek çabaların, vatandaşın huzur ve refahına katkıda bulunacağı gibi Türkiye’nin uluslararası arenada çok daha etkili
bir güç haline dönüşmesini hızlandıracağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Kürt meselesinin çözümü için önceki dönemlerimizde ileri adımlar attık. Olağanüstü halin kaldırılmasından, Kürtçenin serbestçe kullanımına ve öğrenimine, ekonomik kalkınmadan sosyal ve kültürel alandaki reformlara kadar çok geniş bir
alanda tarihi reformlar gerçekleştirdik. Kardeşliğimizi daha da pekiştirecek bu reformlara kararlı bir şekilde devam edeceğiz.
 
Biz aynı tarihi, acıyı, sevinci paylaşan bir milletin çocuklarıyız. Bu nedenle, bu topraklarda ayrılıkçılığın tarihsel, sosyolojik ve kültürel hiçbir
temeli, zemini yoktur. Bizim çözüm politikamızın temelinde insan vardır. Bu nedenle, cesaretle attığımız demokratikleşme adımları ülkenin bir bölgesine ya da
bir toplumun bir kesimine değil tamamına yöneliktir. Şiarımız, herkes için daha fazla demokrasi, daha fazla hak ve daha fazla özgürlüktür. Bu yüzden diyoruz ki
biz hep birlikte Türkiyeyiz."
 
-ADALET SİSTEMİNDEKİ YENİLİKLER-
 
Başbakan Erdoğan, hukuk sisteminde yer alan, güncelliğini kaybeden, evrensel ilkelerden kopuk ve toplumun taleplerini karşılamaktan uzak kalmış başta
Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu olmak üzere temel kanunların Meclisin iradesiyle yenilendiğini söyledi.
 
Uzun yargılama sürelerinin kısaltılması amacıyla yüksek mahkemelerin kapasitelerinin artırıldığını hatırlatan Erdoğan, bilişim teknolojisinin yargının
hizmetine sokulduğunu, Yargı Ağı Projesi ile adliye, nüfus, tapu, polis ve seçim kurulları gibi birçok kurumun elektronik ağlarla birbirine bağlandığını
anlattı.
 
Modern adalet sarayları inşa edilerek, adliyelerin bodrum katlarından kurtarıldığını belirten Erdoğan, "İktidarlarımız döneminde Cumhuriyet tarihinde
yapılanın 5 katı kadar adalet hizmet binası yaptık. Önümüzdeki dönemde güven veren bir adalet sistemine ulaşmak temel hedefimiz olacaktır. Bu süreçte,
hazırlamış olduğumuz Yargı Reformu Stratejisi’ni bütün boyutlarıyla hayata geçireceğiz. ’Gecikmiş adalet, adalet değildir’ anlayışıyla yargı süreçlerini
daha hızlandıracağız" şeklinde konuştu.
 
Hükümetleri döneminde kurulan ancak faaliyete geçirilemeyen istinaf mahkemelerinin sayılarının 9’dan 15’e çıkarıldığını ve başsavcılarının atandığını
anımsatan Erdoğan, bu mahkemelerin en kısa sürede faaliyete geçirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
 
Adli Tıp Kurumu’nun kapasitesini daha da artırarak kurumun hizmetlerinin hızlandırılacağını ve ülke genelinde yaygınlaştırılacağını anlatan Erdoğan,
hakim-savcı sayılarında yaşanan artışa dikkati çekti. Erdoğan, "Halen ülkemizde her yüz bin kişiye düşün hakim sayısı 10’dur. Bu rakamı önümüzdeki dönemlerde AB
ortalaması olan 20 seviyelerine yaklaştırmayı hedefliyoruz" dedi.
 
-GÜVENLİĞE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR-
 
Sunuşunda, güvenliğe ilişkin çalışmalar hakkında da bilgi veren Başbakan Erdoğan, AK Parti iktidarı olarak ortaya koydukları güvenlik politikalarıyla
yerleşik güvenlik anlayışında köklü bir paradigma değişikliği gerçekleştirdiklerini ifade etti. "Özgürlük için güvenlik" yaklaşımını temel politika olarak benimseyerek uygulamaya koyduklarını belirten Erdoğan, "Güvenlik uygulamalarında ve güvenlik personelinin eğitiminde hukuk devletini ve insan
haklarını esas alan önemli gelişmeler kaydettik" dedi.
 
Toplum destekli polislik uygulamasıyla, polisin vatandaşlarla daha yakın ilişki içinde olmasının polise duyulan güveni artırdığını ifade eden Erdoğan,
şunları söyledi:
 
"Polis-halk yardımlaşması, suç oranlarının düşmesinde büyük katkı sağlamıştır. 2007 yılında başlatılan, ’güvenli okul-güvenli eğitim’ projesi
başarılı bir şekilde uygulanmaktadır. İlk ve orta öğretim kurumlarımızda gençlerimizin suç ve suç ortamlarından korunması ve okul çevrelerinin
temizlenmesi yönünde en güvenli dönemi yaşıyoruz.
 
Geliştirilen ileri teknoloji ve uzmanlık sayesinde, işlenen suçları ve olayları aydınlatmada en başarılı ülkelerden biri haline geldik. Geçmişte ’faili
meçhul’ konusunda suçlanan ülkelerden biri olan Türkiye, iktidarımız döneminde eleştirilen değil övülen bir sicile kavuşmuştur.
 
AK Parti iktidarı, güvenlik alanında organize suç örgütleriyle, çetelerle illegal yapılarla etkin bir mücadele yürütmüştür. Ülkemizde geçmişte görülen
mafya ve çete örgütlenmeleri önemli ölçüde çökertildi. Suç oranlarının düşmesinde organize suç örgütlerinin çökertilmesinin büyük payı vardır.
 
Hükümetimizin esas aldığı, "işkenceye sıfır tolerans" ilkesi kararlılıkla uygulanmaktadır. Artık Türkiye işkence ile anılan bir ülke olmaktan
çıkmıştır."
 
Başbakan Erdoğan, özgürlük ve güvenlik arasındaki hassas dengeyi dikkate alarak, insan haklarını ve evrensel değerleri esas alan bir asayiş ve güvenlik
ortamının sağlanmasının temel amaçları olduğunu vurguladı.
 
"Özellikle mafya, çeteler ve organize suç örgütleriyle başarılı mücadelemiz sürecek" diyen Erdoğan, vatandaşlar için baskı ve tehdit oluşturabilecek bütün yapıların üzerine kararlı bir şekilde gidileceğini ifade
etti.
 
Bugüne kadar idarede merkeziyetçi, içe kapanık, kırtasiyeciliği azaltan mevzuat sadeleştirmeleri yaptıklarını, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygın
bir şekilde kullanımına önem verdiklerini kaydeden Erdoğan, "Yenilediğimiz Kamu Mali Yönetimi Kanunu ile şeffaflığı artırdık. Bilgi edinme hakkı getirerek
yönetimin tasarrufları üzerinde vatandaşımızın denetimini artırdık. 2003 yılından bugüne kadar Türkiye İstatistik Kurumuna düzenli bir şekilde, ’yaşam memnuniyeti’
araştırması yaptırdık. Vatandaş ve sonuç odaklı yönetim anlayışımız önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edecektir" diye konuştu.
 
-İLERİ DEMOKRASİ-
 
Bu dönemdeki demokratikleşme hedefinin "ileri demokrasi" olarak belirlendiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Cumhuriyetimizin 100. kuruluş
yıldönümüne doğru ilerlerken hedefimiz, demokratikleşme alanında örnek ülkelerden birisi haline gelmiş ve müzmin toplumsal sorunları asgariye indirmiş bir
Türkiye’yi tesis etmektir" dedi.
 
AK Parti olarak kuruldukları günden beri toplumsal sorunların "daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürlük" ile çözüleceğine inandıklarını belirten
Erdoğan, "Kronikleşmiş toplumsal sorunları örtünün altına iten, görmezden gelen politikaları asla benimsemedik ve benimsemeyeceğiz" diye konuştu.
 
Türkiye’nin çözümü sürekli ertelenen ve ertelendikçe daha da karmaşık hale gelen köklü sorunlarıyla cesaretle yüzleştiklerini belirten Erdoğan, "Daha
önceleri hayal dahi edilemeyen adımları attık" dedi. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Yıllardan beri demokrasi eksikliği ile büyüyen, dil, din, mezhep, etnik köken gibi konularda çok boyutlu ve kalıcı çözüm arayışlarımız önümüzdeki dönemde
de sürecektir. Türkiye küresel sistemin geleceğinde etkili olacak karar mekanizmalarında yer alırken ve 2023 yılında ilk 10 ekonomiden biri olmayı hedeflerken, iç bünyesini de sağlamlaştırmak zorundadır. AK Parti olarak bizim
kararımız nettir. Hepimize kaybettiren ve büyük Türkiye’nin önündeki en ciddi engel olarak duran sorunların çözümünü attığımız ilave adımlarla tahkim ederek
sonuca ulaşmaya kararlıyız. Bu konuda bugüne kadar çok şeyler yaptık. Denizi geçtik derede boğulmayacağız. Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasiyi daha köklü bir
şekilde yerleştirmek ve kardeşliğimizi yüceltmek için Mili Birlik ve Kardeşlik Projemizin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
 
Bizler ortak bir tarihi ve medeniyeti paylaşan, ortak geleceğimizi birlikte inşa eden tek bir milletiz. Geçmişte tüm insanlığa örnek olacak birlikte
yaşama tecrübesi göstermiş bir ecdadın mirasçılarıyız. Ortak değerlerimizi hiç bir şekilde gözardı etmeden, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmek ve çatışma
konusu olmaktan çıkarmak hepimizin müşterek sorumluluğu. Her kimliğin kendisini rahatça ifade edebildiği ve geliştirdiği bir ortamda, ayrıştırıcı kimlik siyaseti
yapmadan, kimliklere saygı duyan birlikteliği esas alıyoruz. İktidarlarımız döneminde ret ve inkar politikalarını sona erdirdik. Asimilasyon politikalarını
tamamen bitirme yönünde adımlar attık. Bunları devam ettirmeye kararlıyız. Hiçbir insanımızın kendisini dışlanmış veya ikinci sınıf hissetmediği, kapsayıcı ve
evrensel değerlere dayalı bir vatandaşlık anlayışı içerisinde birliğimizi ve bütünlüğümüzü pekiştiriyoruz. Toplumsal kesimlerin tümünün katılımıyla yürüyen
tartışmalar, akademik incelemeler, siyasi partilerimizin ve sivil toplum kuruluşlarının önerileri, yaşanan sorunlara çok daha derinlemesine yaklaşma imkanı sağlıyor. Yeni Anayasa başta olmak üzere, Meclisimizin milli iradeyi esas
alan çalışmaları ile bu birikim, somut gelişmeler ile meyvelerini verecektir."