2010 yılının Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un ilk kamusal sergi alanı Sanat Limanı, beş yeni sergiye ve bir festivale daha ev sahipliği yapıyor.

Etkinliklerin açılışında konuşan serginin küratörü Stephen Stapleton, projenin taşınabilir çağdaş bir proje olduğunu kaydetti.

Sergide eserleri olan sanatçıların hepsinin birinci jenerasyon olduğunu belirten Stapleton, İstanbul'da sergi açmaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.

Stapleton, ''Yaptığımız en geniş kapsamlı sergi burada. Çünkü İstanbul, çağdaş sanat açısından, Suudi Arabistan ile serginin gösterildiği Berlin ve Londra gibi Avrupa ülkeleri arasında bir köprü niteliği taşıyor. Bu imkanı bize sunan herkese çok çok teşekkür ediyorum'' diye konuştu.

Açılışa, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Görsel Sanatlar Yönetmeni ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Beral Madra ve ajans yetkilileri, sergiler ve festivalin düzenleyicileriyle çok sayıda yerli ve seçkin davetli katıldı.

-ETKİNLİKLER-

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen etkinlikte, Körfez sanatçılarını ilk kez İstanbul'da buluşturacak olan Edge of Arabia girişiminin ''Edge of Arabia İstanbul Transition'' sergisi, amber'10 Sanat ve Teknoloji Festivali, Uluslararası Sanat Girişimi ''Xurban-collective''in projesi ''Mermer Denizi:Yakın Seyir'', Fransız sanatçı Miguel Chevalier'nin ''Fraktal çiçekler'' isimli in vitro çalışması, Kent ve Sanat Proje Sonuçları sergisi ve Bennu Gerede'nin töre ve namus cinayetlerini konu aldığı ''Aşk Töre(n)leri'' bir araya getirildi.

Suudi Arabistan'ın çok fazla tanınmayan çağdaş sanat kültürüne yeni bir ışık tutan öncü gezici sergi Edge of Arabia projesinin ''Transiation'' sergisinde yerel Suudi sanatçıların eserleri yer alıyor. İlk kez 2008 yılında Londra'daki SOAS Brunei Gallery'de sanatseverlerle buluşan sergi, 53. Venedik Bienali, Riyad Global Rekabet Forumu ve 6. Berlin Bienali'nin ardından 2010 yılını İstanbul'da noktalıyor. Körfez sanatçılarının bugüne kadar Türkiye'de gerçekleştirilen en büyük sergisi olan ''Transition''da enstalasyondan performansda, fotoğraf ve videolardan heykele kadar çok çeşitli alanlarda 20 sanatçının 80 eseri sergileniyor.

Güven İncirlioğlu, Hakan Topal, Mahir M. Yavuz ve Atıf Akın'ın kurduğu sanat girişimi xurban_collective tarafından hayata geçirilen ''Mermer Denizi: Yakın Seyir'' projesi, küresel ticaret ve ekonominin tezahür ettiği ve aynı zamanda bedenlerin akışını mümkün kılan ''deniz'' üzerine süregiden bir dizi araştırma sonucu gelişen bir sergi ve sempozyumdan oluşuyor. Bu bağlamda denizin temsil ettiği özel konum ve potansiyeli ortaya çıkarabilecek yeni anlatım ve görsel üretim stratejileri geliştirmek amaçlanıyor. Sergi 26 Aralık tarihine kadar açık kalacak.

''Verikent'', ''Küresel Geçit/Global Gateway'' ve ''Eğlenceli Arayüz Kültürleri'' projeleri adı altında gerçekleşen festival, kent ve veri ilişkisini ele alıyor. Kalabalıklaşan ve büyüyen kentin gerekliliklerinin ve günümüz teknolojilerinin olanaklarının kenti; veriden oluşan bir gereklilik haline getirdiği belirtilirken festivalin, modern kenti, diğer tanımlarının yanı sıra, bir veri kümesi olarak tanımlamayı önerdiğini ve sanatçıları Verikent'in yaşam formlarını, üretim-tüketim biçimlerini ve politikalarını sanat ve teknolojinin ekseninden yorumlamaya çağırdığı belirtildi. Festival, 14 Kasıma kadar gezilebilecek.

Daha önce Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi liderliğinde Viyana Sanat Akademisi, London Central St. Martin School of Art, Malmö Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Avusturya Kültür Forumu, Avrupa Kültür Derneği, İstanbul Modern, London Metropolitan Üniversitesi, ELIA, Isveç İstanbul Başkonsolosluğu tarafından desteklenen proje Viyana, Londra, İstanbul, Mersin, Malmö'de yapılan uluslararası sergiler ve atölyelerle sürdürülen ''Kent ve Sanat Projesi'' sonuçları sergisi, 12 Kasım tarihine kadar sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

''Aşk-Töre(n)leri'' başlıklı sergide ise Bennu Gerede'nin Türkiye'de kadın, aşk ve töre cinayetleri üstüne kurgulayarak gerçekleştirdiği fotoğrafları yer alıyor.

Fotoğraflar, genç kızların ve kadınların aileleri tarafından intihara zorlanmaları veya öldürülmelerini, öldürülemeyenlerin ise çeşitli şiddet türleriyle karşılaşmalarını, bütün bu zulmün ''aşk'' üstüne odaklanıyor olmasını ve erkek egemen bir toplumun kabul edilemez sınırsızlığını irdeliyor ve eleştiriyor. Sergi, 12 Kasıma kadar açık kalacak.

Fransız sanatçı Miguel Chevalier'nin ''Fraktal çiçekler'' isimli in vitro çalışmasının yer aldığı sergide, benzeri olmayan bir yazılım ile sonsuz sayıda ve farklı renk ve boyutlarda dev fraktal çiçekler yer alıyor. Sanal özerk tohumlar yaratan ve interaktif üreme ilkesine dayalı bu çalışmada çiçekler, rastlantısal şekilde oluşuyor, büyüyor, açılıyor ve ölüyor ve ziyaretçilerin geçişine tepki veriyor.

Sanatçının, çalışmalarında üretici, interaktif karma görüntünün sorunsallarını ele aldığı sergi 15 Kasıma kadar görülebilecek.

A.A.