Selçuk, AA muhabirine, öğrencilerin Türkçe ve yabancı dil  yeterliliklerine ilişkin yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

"Türk eğitim sisteminde ders saatlerinin fazla olmasına karşılık  yabancı dil öğretilemediği yönünde eleştiriler var. Yabancı dilin etkin  öğrenilmesi konusunda hazırlık yapıyor musunuz?" sorusu üzerine Selçuk, problemin  on yıllardır var olduğunu söyledi.

Burada öğretmen niteliğinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Selçuk,  hiçbir eğitim sisteminin kalitesinin öğretmenin niteliğini aşamayacağını  vurguladı.

Öncelikle öğretmen eğitimine dönük çok güçlü birtakım çalışmaların,  projelerin bulunduğunu aktaran Selçuk, "Bunun İngilizce, Almanca veya Arapça ile  ilgili boyutları var. Mesela Ürdün ve Katar'la, Arapça öğretmenlerimizin  eğitimine ilişkin bazı çalışmalar yürütüyoruz." diye konuştu.

Selçuk, öğretmenlerin tecrübesinin artırılması gerektiğini belirterek,  fakülteden mezun olduktan sonra ortaya çıkan dünyadaki yeniliklerden haberdar  etmek, öğretmenlere çok destek olmak gerektiğini vurguladı.

Bu durumun yabancı dil öğretmenleri için özel olarak gerekli olduğunu  belirten Selçuk, "Bu konuyla ilgili üniversiteler ve uluslararası kuruluşlar  dahil olmak üzere birçok protokol imzaladık. UNICEF de bunun içerisinde." dedi.

Bunun dışında yöntemle ilgili birtakım hususların da bulunduğunu  belirten Selçuk, "Örneğin, bir çocuğunuz 3 saat ders alıyor, bir hafta geçiyor,  sonra tekrar 3 saat ders alıyor. Bizim beyin araştırmalarından bildiğimiz şey;  bir öğrenme etkinliğinin üzerinden 48 saat geçmişse beyin o bilgiye yeni bilgi  diye bakar. Yani bunun yöntemsel olarak işlenmesi, tekrar edilmesi ve belli  tekniklerle çocuğun bunun içselleştirmesine yardımcı olunması gerekiyor. Biz bunu  yapmakla meşgulüz." diye konuştu.

Beşinci sınıflarda İngilizce ağırlıklı bir eğitim sisteminin  bulunduğunu aktaran Selçuk, bunun bütün Türkiye'ye yaygınlaştırmasıyla ilgili bir  beklentinin bulunduğunu, ancak bir modelin yetkin hale gelmeden birdenbire bütün  Türkiye'ye uygulamanın doğru olmayacağını kaydetti.

Bakan Selçuk, "İngilizce destek programı ve materyalleri ile dijital  olarak öğrencilerin ve öğretmenlerin nasıl destekleneceği konusunda çalışmalar  var. Çocukların istedikleri zaman elektronik içeriklerden dijital olarak yabancı  dil öğrenmelerini destekleyecek bir çalışmanın hazırlığı içerisindeyiz. Bunu da  önümüzdeki yıla hazırlamaya çalışıyoruz. Farklı materyaller oluşturuyoruz." dedi.

TÜRK DİL BECERİLERİNİ ÖLÇECEK SINAVIN TARİHİ BELLİ OLDU

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkçe'de, dört dil becerisinde düzey  belirlemeye ilişkin çalışma yaptıklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:

"Türkçe'de 4 dil becerisinin ölçülmesine ilişkin sınav, mart ayının  üçüncü haftasında pilot olarak ortaokul 7. sınıflarda başlıyor. Türkiye'de ilk  kez bir çocuğun, dinleme, konuşma, yazma, okuduğunu anlama vesaire hangi seviyede  olduğunu göreceğiz. Bu şu ana kadar hiç yapılmamış bir şey. Bu nisan ayında 15  ilde yapılacak ama ilk pilotu martın üçüncü haftası Ankara'da yapılacak.

Bu bir sınav gibi değil. Bizim çocuklarımız acaba dil gelişiminde  neredeler? Acaba bizim müfredatın hangi kısmı ne kadar etkili oluyor? Bunların  analizi. Bunlara katkı sağlayacak bir çalışma. Bu büyük bir araştırma projesi. Bu  bir yazılım aynı zamanda. Bununla biz Türkçemizin fotoğrafını da anlamış olacağız  çocuklarımız açısından."

YAPAY ZEKA TEMELLİ TÜRKÇE SÖZ VARLIĞI ÇALIŞMASI

Bakan Selçuk, bunun yanında "Türkçe söz varlığı" çalışması  yürüttüklerini bildirdi. Söz varlığına ilişkin 1924'ten beri yapılmak istenen bir  çalışmanın bir türlü yapılamadığına değinen Selçuk, "Birçok ülke söz varlıkları  ile ilgili çalışmasını bitirmiş durumda ama Türkiye kendi kelime hazinesi  konusunda bu akademik çerçevede yapılmış bir çalışmaya sahip değil. O da ekim  ayında bitmiş olacak. Yine yapay zeka temelli bir çalışma olacak." dedi.

Vizyon Belgesi'nde 4, 7 ve 10'uncu sınıflarda Türkçe, matematik ve fen  bilimleri araştırmasının yapılmasına ilişkin hedef bulunduğunu hatırlatan Selçuk,  bunun da uluslararası bir sınav olan PISA'ya benzediğini söyledi.

Burada da sadece Türkçe değil matematik ve fen bilimleri için de  araştırma yapacaklarını kaydeden Selçuk, "Burada önemli olan şey, biz matematiği  işlem temelli mi anlam temelli mi öğretiyoruz? Çocuk, yaptığı işin farkında mı  yoksa şablonu görüp ona bir şey mi uyduruyor? Bu anlamdaki sıkıntımızı  çözüyoruz." diye konuştu.

Bir çocuğun kitap okumasının binlerce soru çözmesinden daha önemli  olduğuna dikkati çeken Selçuk, "Çünkü fen de matematik de Türkçe de olsa asıl  olan okuduğunu anlamadır. Bu yüzden de bizim bu çalışmayı evrensel standartlarda  milli olarak yapmamız lazım. Bu da yapılıyor. Faaliyetler yürüyor, bunların  yazılım kısımları ile ilgili kısmi bir çalışma var. Biz bunları birkaç ay  içerisinde toparlamış olacağız." ifadelerini kullandı.

"SADECE SINAVI DEĞİŞTİREREK EĞİTİM SİSTEMİ DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ"

Bakan Selçuk, Liselere Geçiş Sistemi'ne (LGS) ilişkin gelecek yıldan  itibaren geçerli olacak yeni bir planlamalarının bulunup bulunmadığı yönündeki  soruyu yanıtlarken sadece sınavı değiştirerek, eğitim sisteminin bütününü  dönüştürmenin mümkün olmadığına işaret etti.

Selçuk, şunları kaydetti:

"Biz, 'okulların fiziksel imkanının düzelmesiyle iyileşmesiyle LGS  ilişkilidir' diyoruz. Biz diyoruz ki, 'öğretmen yetiştirmede YÖK ile beraber  alacağımız bir tedbir var.' Gerek belli kontenjanların azaltılması, gerekse bazı  pilot eğitim fakültelerinde öğretmen yetiştirmeyi kaynağından dönüştürmekle  ilgili bir çalışma var. O çalışma da bununla ilgili. Eğitimin bütçeleme  sistemindeki değişiklikler, finansman yönetimi konusunda yaptığımız işler,  liselere giriş sistemini etkileyecek. Diğer bileşenler birlikte dönüştürülmezse  sınavla ilgili yapılacak şeyin önemi yok. Önemi olsa biz bunu hemen yaparız."

Çocukların karşılaştığı soruların uluslararası standartlara uygun  olmasının da önemine işaret eden Selçuk, "Çocuk bu sorularla karşılaşacaksa  öğretmenlerimiz  fen bilimleri ya da matematikte ders işlerken bu soruları  dikkate almak durumunda. Aldığında, dersin işleniş biçiminde farklılaşma  gerekecek. Öğretmen, 'bu soruya göre ders işlemezsem, çocuklarım bu soruyu  yapamazlar.' diyecek. Bundan dolayı sınavla ilgili soruyu değiştirmek, dersin  işlenme sürecini farklılaştırıyor. Bu öğretmenin eğitimini değiştiriyor. Bu  hizmet içi eğitimin değişmesi gerektiğini gösteriyor. Öğretmenin alacağı eğitim  ona göre olmalı. Soru yazma becerisini değiştiriyor vesaire." ifadelerini  kullandı.

LGS ile ilgili bu sene bir köklü değişiklik yapılmayacağının altını  çizen Selçuk, şöyle devam etti:

"Biz, şunu anlatmaya çalışıyoruz; masanın tamamını birlikte  düzenlerseniz, masa düzelir. Masada bardağın yerini değiştirerek masayı  düzeltemeyiz. Bu anlamda LGS'de küçük değişiklikler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma  şunu gösteriyor; matematik sınavında çocuklarımız zorlanıyorlar ve süre yetmiyor.  'O zaman bu süreyi artıralım' diyoruz. Bunun gibi küçük değişikliklerle,  öğretmenlerimize ve çocuklarımıza soruları önceden göstererek, tedirgin olmayın  bunun bir benzeri çıkacak şeklinde kamuoyunu, velileri rahatlatıp, sınavın amaç  olmaktan araç olmaya doğru gidişini destekliyoruz."