Afşin’de, öğretmen Ali Ekber Yürek’in işkence sonucu öldürüldüğü iddiasına ilişkin soruşturmayı 30 yıl sonra açan Savcı Mehmet Kuş, kimin yetkili olduğunu belirlemek için dosyayı ‘darbe’ soruşturmasını yürüten Ankara Özel Yetkili Savcılığı’na gönderdi. Bu, 12 Eylül suçlarına ilişkin umut verici bir adım halini alırken; Kahramanmaraş’tan gelen bir diğer haber hayal kırıklığı yarattı. Yine 1981’de işkencede öldürüldüğü öne sürülen Mehmet Ceren’in soruşturmasının yenilenmesi talebi, Kahramanmaraş Savcılığı’ndan döndü. 
Adana İktisadi İlimleri Akademisi öğrencisi 23 yaşındaki Mehmet Ceren, 12 Eylül’den sonra aranırken 5 Ekim 1981’de teslim olmuştu. Kahramanmaraş Eğitim Enstitüsü’nde sorgudayken 21 Ekim’de ailesine cesedi teslim edildi. Otopside, ‘solunum yetmezliği’ dolayısıyla öldüğü savunuluyordu. Sıkıyönetim Savcılığı’nın açtığı 1981 tarihli soruşturma ‘takipsizlik’ ile bitti. 
Polis Sedat Caner 1986’da, Ceren’in işkence askısından düşüp öldüğünü itiraf edince baba Vahip, 1 Mayıs 1986’da Kahramanmaraş Savcılığı’na oğlunun mezarının açılması ve sorumluların yargılanması için dilekçe verdi. Yine takipsizlik verilirken baba 2004 yılında öldü. 
Bu arada, 25 Mayıs 1981’de, Ceren gibi işkencede öldürüldüğü iddia edilen Ali Ekber Yürek’in dosyası açıldı. Umutlanan ağabey Yemliha Ceren yine savcılığa başvurdu. Dilekçe 3 Mayıs 2011’de işleme kondu. Fakat Savcı Basri Alagöz, 1981’de ordunun, 1986’da sivil savcılığın verdiği takipsizlik kararlarını ve 1982’de darbe koşullarında verilen otopsi raporunu gerekçe gösterip 26 Mayıs’ta üçüncü takipsizliğe imza attı. Şüphelilerin ifadesi bile alınmadı. (Radikal)