'Arkadaşlara bu konuda bir çalışma yapmaları talimatını verdim' diyen Babacan ekledi: Türkiye'de milyonlarca kira sözleşmesi var. Olsa olsa tavsiye niteliğinde bir karar alınabilir

Global Ekonomik Sempozyumu'na katılmak için Almanya'nın Kiel kentine giden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile GAP uçağında sohbet ettik. Doların 1.90'ı geçtiği gün havada yaptığımız sohbette konu doğal olarak krizdi. Bugün yaşananlar ile 2008-2009'da yaşananların farklı olduğunu kayededen Babacan 'O dönemde problemler bankalarla ilgiliydi ve ülkelerin 'ben kefilim' demesi yetiyordu. Bugün devletlerin kredibilitesi sorgulanıyor. Devletlerin imzası sorgulanıyor. Güven noktasında sıkıntılı bir durum sözkonusu' dedi. Avrupa ve ABD'nin bir an önce harekete geçip acı reçeteleri uygulamaya koyması gerektiğini kaydeden Babacan, krizin çözümü için Türkiye'yi adres gösterdi.
BİZİM GİBİSİ 3 AYDA ÇÖZER
Türkiye'ye gelenlerle kendi ülkelerinin krizini konuştuklarını kaydeden Babacan 'Eğer bizim kadar istikrarlı, bizim kadar güven veren, bizim kadar halk tabanında desteği olan, halkın güvendiği bir yönetim bugün ABD, İspanya gibi ülkelerde olsa inanın üç ayda sorunlar çözülür' dedi.
Yatırımını dövizle yapana 'Kirayı TL'ye bağladık' denir mi?
'BAZI kararları bankalar üzerinden uygulamak çok kolay. 48 bankayı istediğimiz gibi denetleyebiliyoruz. Nitekim vatandaşın döviz kredisi almasını 2009'da yasakladık. Bankalar da buna uyuyor. Dövize bağlı kiralar konusunu Finansal İstikrar Komitesi toplantılarında konuştuk. Arkadaşlara bu konuda bir çalışma yapmaları talimatını verdim. Türkiye'de milyonu aşan kira sözleşmesi var. Bu işin kontrolü o kadar kolay değil. Olsa olsa tavsiye niteliğinde bir karar alınabilir. Ancak yine de Finansal İstikrar Komitesi'nde yapılan çalışmaları değerlendirip duruma bakacağız. Orada bir noktayı gözden kaçırmamak gerek. Kimi alışveriş merkezleri yabancı ortaklı veya tümüyle yabancılara ait. Onlar yatırımı dövizle yapmış. Şimdi 'Kirayı TL'ye bağladık' demek onlar açısından ne kadar doğru olur? Ayrıca Türk yatırımcılardan bir bölümü dövize dayalı kredi kullanmış olabilir. Tüm bunları dikkate almak gerekecek.'

'Ret' oyu verdim tarihi bildirgeye koydular
BABACAN anlatıyor: 'IMF'deki koltuk konusunda bekliyoruz. Şu anda, 'kasap et, koyun can derdinde' izlenimi yaşatmak istemeyiz. O konu zaten G-20'nin bir önceki toplantısında sonuç bildirgesine girdi. 2012'de IMF İcra Kurulu'nda Avrupa iki sandalyeyi boşaltacak. Yerine gelişmekte olan ülkeler girecek. Onlardan biri biz olacağız. Tam sonuç bildirgesi onaylanırken ben olumsuz oy verdim. Herkes şaşırdı. Ben de, 'Değişim tarihi bildirgeye girmezse olumlu oy vermem' dedim. Dönemin IMF Başkanı Kahn ile ABD Hazine Bakanı beni destekledi. Onlarla zaten daha önce konuşmuştum. Böylece 2012'yi sonuç bildirgesine koydurduk.'

Artık en mahrem toplantılara bizi çağırıyorlar
SON IMF ve Dünya Bankası toplantılarıyla G20 toplantısının çok faydalı olduğunu kaydeden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şunları söyledi: 'Önceden G7 ve bazı ülkeler toplantılar yaparken çağırmazlardı, şimdi en mahrem toplantılara çağırıyorlar. 2008 krizinden bu yana en mahrem toplantılara çağırıyorlar. Hem krizde ayrışmamız hem de 16. büyük ekonomi olmamız, iyi örnekler ortaya koymamız yüzünden bu toplantılara davet ediliyoruz.

Depremin merkezi Avrupa
DEPREMİN merkezinin Avrupa olduğunu kaydeden Babacan'a Avrupa'nın bundan sonra ne yapması gerektiğini sorduk. Babacan, para basmanın bir işe yaramayacağını bunun çaresizlik olduğunu kaydetti. Babacan, Avrupa için acil kısa reçeteyi şöyle yazdı: Ne yapıp edip bütçe açıklarını düşürecekler. Açı reçeteler gerekiyor. Bunu yaparken de güzel bir şekilde anlatacaklar. İstikrar için bunu yapmak zorunda olduklarını başka yolun olmadığını söylemek zorundalar. Bunu yaparken herkes şahsi çıkarını, siyasi bekasını düşünürse bu risk. Şu anda herkes kendi ülkesinin geleceğini daha ön planda tutacak. Başka bir çare görmüyorum. Ağır ve zor kararlar alırlarsa toparlayabilir. Adım atılmazsa, tablo iç açıcı değil.'

Bize kalıcı etkisi olmaz
TÜRKİYE'NİN temellerinin sağlam olduğunu kaydeden Babacan, orta ve uzun vadede tüm bu yurtdışında yaşananların Türkiye'de kalıcı etkisinin olmayacağını kaydetti. 2008 krizinde tüm dünyada kafa karışıklığının yaşandığını kaydeden Babacan 'Ama bu dönem daha hazırlıklıyız, olumsuz senaryoları dikkate alıyoruz. Başı boş dolaşan para da sorun çıkarabiliyor. Her senaryoya hazır olmanın gerektiği bir dönemdeyiz' dedi.

Ticarilerin yüzde 15'i dövizle kiraya çıkıyor
Ciddi stresler yaşıyoruz sağlığımız bozuluyor
TORUNLAR GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun: Alışveriş merkezleri cephesinden bakıldığında kiralamaların TL üzerinden yapılması mümkün değil. Çünkü yatırım için aldığımız uzun vadeli krediler döviz ya da euro üzerinden. Biz Torunlar olarak bu sorunu aşmak, perakendecinin mağdur olmasını engellemek için Torium, Korupark ve Zafer Plaza'da kur sabitlemesi yaptık. Bu sorunun tek çözümü karşılıklı anlayışla kuru sabitlemek. Tabii burada aradaki farkı tolere etmek gibi bir sıkıntı da yaşanıyor. Ani kur değişimlerinde, ciddi stresler yaşıyoruz, sağlığımız bozuluyor.

Çok mantıklı değil
Capacity Genel Müdürü Özcan Ekşib: Capacity'deki kira sözleşmelerinin tamamı dolar üzerinden. En kötü AVM yatırımı bile 80-90 milyon dolarken, siz bunun geri ödemesini TL üzerinden topladığınız kiralarla yapamazsınız. Bu çok mantıklı bir şey değil.

Tavsiyenin kabul göreceğini sanmıyorum
Century 21 Genel Müdürü Hüseyin Altaş: Özellikle İstanbul'un merkezi noktalarında, ticari gayrimenkul kiralamalarının döviz bazında yapıldığını belirterek, 'Adet olarak genel içinde toplamın yüzde 15-20'sini oluştursa da kümülatif değer olarak toplam içindeki payı bunun 2-2.5 katına çıkar. Çünkü Bağdat Caddesi, Gayrettepe gibi bölgelerdeki daha değerli gayrimenkuller dövizle kiralanıyor. Döviz yerine TL tercih edilmesinin ya da dövizden TL'ye geçilme önerisinin çok kabul göreceğini sanmıyorum' dedi.

Dolar 1 yıl öncesine göre %33 arttı
SON bir yıl içinde hızla yükselen dolar, kira sözleşmesini dolar üzerinden yapanların da kabusu oldu. Geçtiğimiz yıl, 5 Ekim 2010 tarihinde dolar TL paritesi 1.42 'ydi. Kuru 1.89'dan hesapladığımızda ise yüzde 33'lük bir artış ortaya çıkıyor. Bu şu demek: Ekim 2010'da döviz üzerinden kira sözleşmesi imzalayan birisi, eğer o ay TL karşılığı olarak 1.000 TL ödüyorsa, bu rakam Ekim 2011'de 1.330 TL'ye çıktı. Aynı şekilde dolar kurundaki 6 aylık artış da yüzde 24'ü buldu. Dolarda son bir aylık artış ise tam yüzde 7 oldu. Yani geçen ay 'Dolar nasıl olsa düşer' diyerek sözleşme imzalayanlar için yanlış tahminlerinin faturası sadece bir ayda yüzde 7 oldu.