Dünya Bülteni / Haber Merkezi

28 Şubat’ın arkasında sadece ‘Bayan Lahika’ durdu. Tarihe postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat süreciyle ilgili soruşturmanın ardından sürece aktif destek vermiş herkes geri adım attı.

Postmodern darbe ile ilgili, tek geri adım atmayan isim “Bayan Lahika” olarak da tanınan ve 28 Şubat sürecinin en çok konuşulan isimlerinden eski DYP Manisa Milletvekili Ayseli Göksoy oldu.

Star Gazetesi'nin haberine göre Çevik Bir’in darbecilikle ilgisi olmadığını iddia eden Göksoy “Tank yürütmek, balans ayarı vermek suç mudur. Bu ‘biz de buradayız’ demek için bir jestti” dedi. Göksoy’un şaşkınlık yaratacak 28 Şubat savunması şöyle:

HÜKÜMETE MUHTIRA MI VERDİ?

Çevik Paşa çok doğru konuşmuş ifadesinde.  Türkiye Cumhuriyetine yakışmayan manzaralarda, asker laikliği korumakla görevli oldukları için bunu kendine vazife edinmiş olabilirler. Çevik Bir Paşa ne yaptı? Kalktı yani, tank yürütmüş, balans ayarı demişti o zaman. Biz de buradayız gibi bir jest bu. Aczimendiler ve onlar gibilere höyt demek suçsa suçtur bu. Hükümet üzerinde bu böyle olacak şöyle olacak diye en ufak bir muhtıra verdi mi?

NEDEN ‘BAYAN LAHİKA’ DİYORLAR?

Çevik Bir’in darbe girişiminde olmadığına en yakın tanığım. Amerika’ya bütün partileri davet etmişlerdi, ben de DTP adına oradaydım, partiler kapatılıyor diye çok üzgün olan Refah Partili grup, ‘Türkiye’de insan hakları yok’ diye şikayetler yaparken, ben onlara kızıyordum. Onlar bana laik olduğum için ‘lahika’ adını takmışlardı. ‘Aman lahika hanım, yine coşma dur’ diyorlardı.

BÜYÜKADA HALKI BİLE AYAKLANDI!

Kötü bir hareketi olmadı askerin. O zaman halk galeyana geldi. Halk istemiyordu hükümeti. Büyükada’da bile meydanda toplanmış halk, ellerinde mumlar ‘Hükümeti istemiyoruz’ diyordu. Bu işi birkaç kişinin üstüne yüklemek çok yanlış. Çevik Bir efendi, kaliteli bir adamdır. Bir paşa da duruşuyla, havasıyla mevkiine yakışan bir insandı. Bu soruşturma yanlış.

TANKLAR YÜRÜDÜ SİNCAN ESNAFI BİTTİ

1997 yılında, tankların yürütüldüğü Sincan’da esnaf da o dönemde irtica faaliyetlerinin merkezi gösterilerek tankların yürütülmesi nedeniyle zarar gördüklerini belirtti. İşte esnafın anlattıkları:

YAŞAR KAZANCI (Ev Aletleri): Tanklar geldi, Sincan dillere düştü. İlçede işyeri, ev satışları durdu. Kötülenen Sincan, 8-10 yıl geri gitti.

CENGİZ AYDIN (Ayakkabı tamircisi): O dönem, memleketim Aksaray’a gittiğimde ya da Almanya’dan gelen tanıdıklarımız, Sincan’da oturduğumu söyleyince ‘tankların yürüdüğü Sincan mı’ diye sorarlardı. Biz sürekli geri gittik.

ORHAN ASLAN (Lokanta sahibi): O dönem büyük ekonomik sıkıntılar yaşadım. 30 bin dolarımı harcadım, 30 bin dolar da borçlandım.

AYDIN ARSLAN (Baharatçı): O dönem İstanbul’da ‘Sincanlıyım’ diyenden ürküyorlardı.

YUNUS ÇOBAN (Sincan Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı): O dönem Yüksekokullara giden çocuklarımıza bile Sincanlı diye kayıt yapılmadı.

O SÜRECİN ORTAKLARI İHALELERİ PAYLAŞTILAR

MÜSİAD Eski Genel Başkanı Ömer Bolat, 5.5 yıllık 28 Şubat sürecinin, Türk ekonomisine 21 Şubat 2001 kriziyle dip yaptırdığını, asker, bürokrasi, yargı, sermaye, STK ve medya ayakları bulunduğunu savunarak, ‘’Ekonominin önemli 5 kuruluşu, hükümeti yıkmak için ortak hareket etti’’ dedi. Anadolu kökenli müteşebbislerin önünün tıkandığını ve yıldırılmak istendiğini belirten Bolat, “Refah-Yol düştükten sonra, bu sürecin ortakları kamu ihalelerinden pay aldı. 4 kamu ve 22 özel bankanın içi boşaltıldı’’ şeklinde konuştu.

ANA MEDYA 28 ŞUBAT’I DESTEKLEMEMİZİ İSTEDİ

UFUK Uras, ÖDP Genel Başkanı olduğu dönemlerde ana medya temsilcilerinin kendisiyle görüştüğünü ve 28 Şubat sürecinin parçası olmasını istediğini söyledi. Uras “Kabul etmediğimiz için de çarpı attılar. Birebir yaşadım ben bunları. Vesayetçi politikaların desteklenmesi, bu doğrultuna tutum almanın memleketin hayrına olacağı yönünde imalar geldi. Bunu siyaseten doğru bulmadığımızı ifade ettik. Bol bol haberi yapılan siyasi hareket olarak ertesi gün ana medya bizi görmezden geldi” dedi.