İZMİR'de, "dur" ihtarına uymayıp kaçtığı gerekçesiyle uyarı ateşi açıp üniversite öğrencisi Baran Tursun'un ölümüne neden olan polis memuru O.A. hakkında "olası kasten adam öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İlk duruşması 14 Ocak'ta yapılacak olan davanın iddianamesinde, polisin olayda silah kullanmasına gerek olmadığı ve meşru müdafa durumunun bulunmadığına da yer verildi. Davanın kastten adam öldürme suçundan açılması gerektiğini söyleyen Avukat Alper Bağıran ise, “Bu olay bir bonus cinayetidir, polislere yönelik uygulanan puan sistemi, bu tür olayların yaşanmasına yönelik baskı oluşturmaktadır” dedi.

Geçen Kasım ayında Bayraklı Semti Manas Bulvarı Tekel Depoları önünde meydana gelen olayda, devriye gezen polis ekipleri, Smyrna Meydanı'nda, şüphelendikleri 35 AL 9207 plakalı cipin sürücüsüne iddiaya göre "dur" ihtarında bulunmuştu. Polisin ihtarına uymayan ve içinde 3 kişinin bulunduğu cip, Bornova yönüne doğru kaçmaya başladı. Cipin peşine düşen polis, telsiz anonslarıyla kaçış güzergahı üzerinde önlem aldı. Tekel Depoları önünde barikat kuran polis ekiplerini de geçen cipe, uyarı ateşi açıldı. Direksiyon kontrolünü kaybeden, Tursun Hazır Giyim ve Tursun İnşaat firmalarının sahibi Mehmet Tursun'un oğlu, Açık Öğretim Fakültesi 1'inci sınıf Öğrencisi 20 yaşındaki Baran Tursun, önce yol ortasındaki ağaca ardından da elektrik direğine çarparak, durabildi. Ağır yaralanan sürücü Baran Tursun, haber verilmesiyle olay yerine gelen ambulasla Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Araçta bulunan Tursun'nun arkadaşları, 20 yaşındaki Atilla Doğan ile aynı yaştaki Emre Ökçelik ise ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı.
Hastanede çekilen beyin tomogrofisinde, başında mermi çekirdeğinin bulunduğu tespit edilen Baran Tursun, 5 gün süren yaşam savaşını kaybetti.

OLAYDA MEŞRU MÜDAFA YOK

Olayla ilgi soruşturmada Baran Tursun'un ölümüne neden olan tabancayı kullandığı belirlenen ve olaydan sonra tutuklanan polis memuru O.A., hakkında Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "Olası kasten adam öldürme" suçundan 25 yıl hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması ise 14 Ocak 2008 tarihinde yapılacağı bildirildi.

Cumhuriyet Savcısı Cengiz Bardak'ın hazırladığı iddianamede, Baran Tursun'un ölümüne neden olan kurşunun çıktığı silahın belirlenemediği yer alırken olayda, polis memuru O.A.'nın 2559 sayılı Polis Vazife Selayet Kanunu'nunda yer alan silah kullanılmasını gerektiren herhangi bir eylemin olayda mevcut olmadığı, ayrıca kendisi ya da başkası lehine meşru müdafa durumunun da sözkonusu olmadığı yeraldı.

OLAY BONUS CİNAYETİDİR

Davayla ilgili açıklama yapan ailenin avukatı Alper Bağıran ise olayın bir "bonus cinayeti" olduğunu ileri sürdü. İzmir Emniyet Müdürlüğü'nün olaylara müdahale ve suçlu yakalama durumuna göre polis memurlarına "Bonus" denilen puan verildiğini, bu durumun memurlar üzerinde baskı yarattığını belirtti. Avukat Bağıran “Son zamanlarda polisteki bu tür suçlar artmıştır. Puan sistemi buna zorluyor. Avukat olduğum için ve polisteki olaylara baktığımız için bunu gözlemliyoruz. Sistem polisler üzerinde bir baskı unsunu oluşturuyor” dedi. Avukat Alper Bağıran ayrıca, polis memurunun direk olarak ateş ettiğini düşündüklerini bu nedenle de davanın "kasten adam öldürme" suçundan açılması gerektiğini, söyledi.

BABADAN 100 BİN MEKTUP

Oğlunun polis kurşunlarıyla ölmesinin ardından hukuk mücadelesi başlatan Baba Mehmet Tursun ise, gazetecilerden, köşe yazarlarına, akedemisyenlerden, milletvekillerine, sivil toplum örgütlerinden uluslararası kuruluşlara kadar belirledikleri 100 bin adrese gönderilmek üzere mektup hazırladı. Mektuplardan bir kısmını gönderdiğini söyleyen Mehmet Tursun, “14 Ocak'taki duruşmaya hukuka duyarlı herkesi davet ediyorum. Bu olayın kapanmaması için herkese görev düşüyor. Olayla ilgili bizim de bir tanığımız var. Kendisiyle görüştük. Baskı görmemesi için ismini şimdi açıklamıyoruz” dedi.

OLAYIN SÜRPRİZ TANIĞI BİR ASTSUBAY

Bu arada olayı gördüğünü önesüren bir assubay da duruşma günü tanıklık yapacağını bildirdi. DHA muhabirinin telefonla görüştüğü Astsubay M.Ş. olaya bire bir tanık olduğunu bildirdi. Daha önce görev yaptığı İzmir'deki bir icra takibi için gece yarısı otobüsle İzmir'e geldiğini taksiyle Bayraklı semtine gittikten sonra araçtan indiğini söyledi. TSK'da astsubay olan M.Ş., “Üzerimdeki üniformamla yaya olarak yürüdüğüm sırada birden bir aracın hızla geçtiğini gördüm, ardından da polis olduğunu anladığım kişi, tabancasıyla ateş açtı. Tek el ateş edildi ve tabancanın namlusu direk hedef gözetir durumdaydı. Terörle Mücadelede 5 yıl Güneydoğuda hizmet verdim. Tanıklığı da vicdanım el vermediği için kabul ediyorum. Doğruların ortaya çıkmasını istiyorum” dedi.
Hürriyet