DOĞAN SELÇUK

Perakende sektörü ekonomik büyümenin temel bileşenlerinden biri; perakende satış, ekonominin başarısında kritik bir rol oynuyor. Türkiye açısından baktığımızda, toplanan vergilerin yaklaşık yüzde 70'inin dolaylı vergilerden oluştuğunu ve bu vergilerin alışveriş yoluyla perakende sektöründen sisteme aktarıldığını görüyoruz. Bu gösterge bile tek başına, sektörün ekonomideki önemini göstermeye yeterli.

Richard Hammond, Akıllı Perakendecilik kitabını dünyanın en iyi perakendecilerine sorduğu basit bir soru üzerine şekillendirmiş: "Sizi bu kadar iyi yapan nedir?" Yazara göre, büyük perakendeciler işlerine tutkuyla bağlılar ve ne kadar çok perakendeci işini düzgün yaparsa herkesin o kadar iyi durumda olacağına inanıyorlar.

Yazar, internetten perakende satış ile mağazada perakende satış ayrımı üzerinde özel olarak durmuyor, bunun nedenini de ikisinin de önünde sonunda aynı faaliyet olması ve benzer standartlara sahip olmaları olarak açıklıyor. Ona göre, her ikisi de gelişmiş sistemler, harika müşteri hizmetleri ve etkin iletişim desteğiyle zenginleştirilmiş, alışveriş keyfi veren hoş ortamlarda insanlara istedikleri ürünleri satma işine dayanıyor. Eğer bir perakende satış mağazanız varsa, güvenilir bir online satış noktanızın bulunmaması rasyonel değildir. Zira o da büyük potansiyele sahip bir müşteri tutma mekânı olan, başlı başına ayrı bir mağazadır. Ancak bunun tersi hakkında o kadar net konuşulamaz. İnternet küçük perakendeciye, az sayıdaki fiziksel mağazaya göre, daha çok kişiye, daha dolaysız ve daha güçlü biçimde ulaşma olanağı verir.

Yazar, kitapta perakendeciliğin kısa tarihçesine de yer veriyor. Bunun iki nedeni olduğunu söylüyor: Birincisi, son derece önemli bir şeyi kanıtlamak. Perakendecilik yeni şeyler icat etmek değildir. Fikirler elbette ki can alıcı, ancak bunlar değişim, iyileştirme ve geliştirmeye yönelik fikirlerdir ve insanoğlunun daha önce hiç aklına gelmeyen fikirlere pek ender rastlanır. Mevcut fikirleri iyileştirerek ve mevcut uygulamaları kökünden yeni yaklaşımlarla birleştirerek yenilikçi bir perakendeci olabilirsiniz. Ama yenilikçi ve başarılı olabilmek için sihir yoluyla hiç yoktan yepyeni şeyler yaratmanız gerekmez.

O yüzden Hammond, son 2 bin 200 yılda perakendecilikte sadece dört önemli icat gerçekleştirildiğini söylüyor. Perakendeciliğin bu dört büyük icadı şunlar: MÖ 200 yılında ilk mağazalar zinciri (Çin), 17. yüzyılda katalog üzerinden postayla sipariş (Avrupa), 1852'de ilk gerçek "reyonlu" mağaza (Fransa) ve 1915-1916 yıllarında self servis (ABD). Hammond'ın perakendeciliğin tarihçesine yer vermesinin ikincisi sebebi ise, karşılaştığımız meydan okumaların daha önce de çözülmüş olması, dolayısıyla bu eski deneyimlerden ders alabilme imkânına sahip olmamız.

Yazar, "Müşteri ilişkileri" üzerinde biraz daha uzun boylu durma gereği hissediyor. Müşteri hizmetlerinin yan faaliyetlerden biri olmadığını -asıl faaliyetin o olduğunuve harika müşteri hizmetleri kalitesinin tüm perakendecilik çalışmalarınızdan geldiğini söylüyor. Müşteriye hizmet standartlarında kalıcı iyileştirmeler işe temelden yaklaşarak kazanılabilir; istikrarsız bir zemine oturan girişimlerle hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.

Hammond, girişimci bir mağaza müdürünün perspektifinden yazdığı kitabı mağaza patronlarının olumlu değişiklikler gerçekleştirmek için kullanacaklarını düşünüyor, bunun yanında mağazaların satış reyonlarında görev yapanların da okuyup fayda göreceğini ümit ediyor.

AKILLI PERAKENDECİLİK, Richard Hammond, Türkçesi: ÜmitŞensoy, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 232s.