Barış Sözal - Posta.com.tr | 21 Ağustos 2013 tarihinde Türk basını, uzun süre konuşulacak bir gün yaşadığının farkında değildi. Bu, cani bir seri katil hikayesinin ilk günüydü. Öğlen saat 15.30 sıralarında Yedikule Surdibi’nden bir ihbar alan polis ekipleri hemen olay yerine gitti. Mermerkule Sokak'a gelen polis ekipleri, yol üzerinde duran aracın içinde hareketsiz şekilde kafası direksiyona düşmüş vaziyette bir kişinin olduğunu gördü ve durumu sağlık ekiplerine haber verdi.

Araçtaki kişi için artık çok geçti. 37 yaşındaki fotoğrafçı kadın, başına saplanan 5 kurşunla hayatını kaybetmişti. Genç kadının cesedi cenaze aracına konuldu ve incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Daha ceset yeni kaldırılmış ve aradan henüz 1 saat geçmişti ki bir ihbar daha polis telsizlerine düştü.

SADECE 1 SAAT SONRA YENİ CİNAYET

Saatler 16.30’u gösterdiğinde aynı polis ekibinin telsizinden geçen bir anons, olay yerinin yaklaşık 1 kilometre uzağında bulunan Seyit Ömer Mahallesi'ndeki iş hanını işaret ediyordu. Anonsta olay yerinde bir kişinin hareketsiz şekilde yerde yattığı bildirildi. Hemen yola koyulan ekipler, iş hanının içinde bir kişiyi kanlar içinde kafasından tek kurşunla vurulmuş halde buldu. Olay yerinde yapılan incelemenin ardından maktulün cesedi de Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.

AYNI GÜN, FARKLI SİLAH

Polis ekipleri için bile artık dehşet bir hal alan günün akşamında ise yine aynı ilçeden bir ihbar daha geldi. Saatler 19.00’u gösterirken gelen ihbarda, Kocamustafa Paşa Meydanı'nda kesici aletle yaralanmış bir kişi olduğu söylendi. Polis yaklaşık 10 dakika sonra olay yerine geldiğinde yerde kanlar içinde ve satırla doğranmış bir kişiyi gördü ve durumu sağlık ekiplerine haber verdi. Hastaneye kaldırılan ve satırla kesilmedik yeri kalmayan adam da hastanede hayatını kaybetti.

"YARIM KALAN HESAPLARIMI GÖRECEĞİM"

Cinayet Bürosu dedektifleri 3 buçuk saat içinde işlenen 3 cinayet arasındaki bağlantı ihtimalini araştırmaya başladı. Ortada gözü dönmüş bir seri katil olabilirdi. Antalya’da bir kişinin dövülerek komaya sokulduğu öğrenildi. Bunu yapan kişi de komaya giren adamın üvey oğlu Deniz Şahin’di.

İddiaya göre Şahin, "Şimdi İstanbul'a gidiyorum. Yarım kalan hesaplarımı göreceğim" diyerek tehditler savurmuştu. Antalya'da üvey babasını komaya sokan Deniz Şahin, aracının içinde 5 kurşunla infaz edilen kadının da abisiydi. Deniz Şahin, ablası için, "Görüştüğü kişileri beğenmiyorum. Onun kalemini kırdım" demişti. Bu bağlantıyı deşifre eden Cinayet Büro dedektifleri hemen Şahin’in peşine düştü. Deniz Şahin'in cinayetlerden sonra kendisini görenlere, "Öldüreceğim kişilerin listesi çok kabarık. Bu gece bana sabah olmayacak" dediği öğrenildi.

Polis, Şahin'in izini sürerken 22 Ağustos’ta Esenyurt'ta bir cinayet daha işlendi. 32 yaşındaki genç bir adam park halinde bulunan aracın içinde kurşun yağmuruna tutulmuştu. Bunu yapan da polislerin peşinde olduğu Deniz Şahin’den başkası değildi. Özel ekip kurularak aranan Şahin, aynı gün saat 13.30 sıralarında yine Silivrikapı’da saklandığı bir otoparkta yakalandı.

MAHKEMEDE SÖYLEDİKLERİ KAN DONDURDU

Hemen mahkeme karşısına çıkartılan Şahin, ablasını "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Maktullerden 3 kişiyi de "kasten öldürmek" suçundan 3 kez müebbet hapis cezasına çarptıran Deniz Şahin, "yasak silah taşımak" suçundan ise 2 yıl 6 ay hapis cezası ve bin TL adli para cezası aldı. Mahkeme heyeti, sanığın olumsuz sosyal ilişkileri, aynı tür suçları birden fazla işleyiş biçiminden ve yargılama sırasında pişmanlık gösterir bir davranışının bulunmayışını da dikkate alarak verilen cezalarda indirime gitmedi.

Mahkeme karşısında konuşan Şahin, şu kan donduran ifadeleri kullandı:

UZMAN İSİM YORUMLADI: PİŞMANLIK DUYMAZLAR

Uzman Klinik Psikolog Berk Karaoğlu, seri katillerin ruh hallerini anlattı. Seri katillerin genellikle yaptıklarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Karaoğlu, “Genellikle, antisosyal kişilik yapısına ve bunun yanında sosyal içe dönüklük, dürtüsel bozukluklar gibi birçok bozukluğa sahip olabilirler” ifadelerini kullandı. Bu tarz cinayetler işleyen seri katillerin dışarıdan anlaşılmalarının zor olduğunu dile getiren Karaoğlu, katillerin bu eylemleri kendi içlerinde rasyonalize ettiğini ve bir şekilde mantıklarına uydurduklarını belirtti.

Seri katillerin toplumdan ayrı tutulmaları gerektiğini söyleyen Karaoğlu, şu ifadeleri kullandı: