2019 Mart ayında yapılan İstanbul seçimleri her ne kadar Ak Partili sözcüler tarafından tam olarak ifade edilemese de Ak Parti’ye yapılan ciddi bir operasyondu. Ekrem İmamoğlu’nun kazanması sağlandı. Sağlandı diyorum zira yaptığım tespitler ve incelemeler neticesinde Binali Yıldırım’ın seçimi kazandığı ve fakat sonuca etkili müdahaleler ile Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanması sağlandı diye düşünüyorum.

Bunları neye dayanarak söylüyorum gelin hep beraber irdeleyelim.

Yerel seçimlerin neredeyse tamamında halk büyükşehirde kime oy verirse, ilçe belediyeleri ve meclis üyeliklerinde de aynı partiye oy verir. Ara sıra %1 oranında farklı yaklaşımlar olsa da %99 oranında bu hep böyle olmuştur. Bunu kendi çevrenizde bulunan farklı partilerden arkadaşlar ile konuşup test edebilirsiniz? Denemesi çok kolay üç soru soracaksınız;

Soru 1 –Büyükşehirde hangi partiye oy verdin

Soru 2 –İlçe belediyesinde hangi partiye oy verdin

Soru 3- Meclis üyeliğinde hangi partiye oy verdin

Bunu lütfen deneyin göreceksiniz ki cevapların hepsi aynı olacak. Bunun nedeni halk olarak politika ile ilgili çok konuşmamıza rağmen gerçekte ne adaylar nede partiler konusunda ciddi araştırma yapmadan oy verme işlemleri sırasında o anki ülke konjonktürü, ekonomiyi, toplumda oluşan algıyı ve duygularımızı ön planda tutmamız yatıyor.

Gelelim İstanbul seçimlerine;

31 Mart 2019 İstanbul Seçim sonuçları;

İlçe belediyeleri Ak parti 24, MHP 1, CHP 14 ilçe belediye başkanlığı kazandı.

Meclis üye dağılımı Ak Parti %46, CHP %39

İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı CHP %48.8, Ak Parti %48.6

Tüm Türkiye’nin tersine, ne hikmetse İlçe belediyeleri ve meclis üyeliği dağılımında Ak Parti açık ara farkla birinci sıradayken Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışında çok az farkla İkinci oluyor. Hiç kimse bunun normal olduğunu anlatamaz bana zira eğer seçmenin Ak Parti’yi cezalandırdığı iddiası var ise ilçe belediyelerinde ve meclis üyeliği dağılımında neden cezalandırmadı da halim selim tavrı ile herkesin gönlünü kazanmış Binali Yıldırım’ı cezalandırdı. Yok böyle bir şey 31 Mart’ta önlem almayan Ak Parti’ye ciddi bir operasyon yapıldı.

Yapılan itirazlar neticesinde ise 23 Haziran’da ikinci defa seçim yapıldı, lakin bir tarafta kendisini seçmene anlatamayan Ak Parti diğer tarafta ise mağdura yatan İmamoğlu, dolayısıyla mağduru seven halk ve neticede ciddi bir farkla seçim kaybedildi.

2020 yılı seçim yılı olacak diye inanıyorum. Kendini “geleceğin Cumhurbaşkanı” olarak gören ve bir takım çevrelerin desteğini alan İmamoğlu’nun, mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı etiketini kullanıp, ekonomideki ve siyasi arenadaki bir takım sıkıntılardan da istifade ederek 2023 seçimlerinde “Başkan adayı” olmasını beklemek Ak Parti açısından doğru bir yaklaşım olmaz. Dolayısıyla 2020 en geç 2021’de Cumhurbaşkanı adayı olmak için Büyükşehir Belediye Başkanlığından istifa edecek bir İmamoğlu’nun karşısına Ak Parti, MHP ve İyi Parti koalisyonu ile çıkacak bir Recep Tayyip Erdoğan seçimi rahat bir şekilde alabilecektir. Bu hem CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu açısından Genel Başkanlık koltuğunu koruması için önemlidir. Zira İmamoğlu aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun alternatifidir dolayısıyla seçim kaybeden bir İmamoğlu alternatif olmaktan çıkar diğer taraftan Ak parti anlamında da bu seçim gereklidir. Zira ekonomiden şikayet eden vatandaşın, ekonomi ile ilgili tek bir çözümü dahi olamamasına rağmen alternatifi olduğunu iddia eden İmamoğlu alternatif olmaktan çıkacaktır.

Esen kalın…

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!