Ak Parti kurulduğu günden beri toplumdan büyük destek görüyor.

Şüphesiz verilen destekte liderin ve kurduğu hükümetlerin yaptığı hizmetlerin payı büyük.

Milletimiz ihtiyatı elden bırakmadığı için elde ettiği kazanımları heybesinin bir gözünde itinayla korudu ve yapılan vaatlere kanarak riske atmadı, iktidardan yana tercih kullandı.

Böyle davranması Ak Partiden çok memnun olduğu anlamına gelmemeli.

Sadece muhalefete itimadı ve inancının olmadığını görelim.

Hal böyle olunca tercihi kazanımlarından ve bunu sağlayan iktidardan yana oluyor.

Milletimiz ilk defa 7 Haziran seçimlerinde iktidara “kırmızı kart” gösterdi ve Ak Partinin yanına çalışabileceği ve Ak Partiyi denetleyecek bir ortak olsun istedi.

Bu ortak elbette MHP idi.

Ama MHP o günlerde bu göreve sıcak bakmadı, koalisyon ortağı olmak istemedi.

Muhalefet bloğundan da iktidar çıkmayınca erken seçim kararı kaçınılmaz oldu.

Millet baktı ki, Ak Partiden başka çare yok, 1 Kasımda yeniden Ak Partiyi iktidara getirdi.

İyi ki öyle yaptı.

Değilse çözüm sürecinden faydalanan bölücü örgüt, örgütün taşeronu ve siyasi uzantısı HDP’li belediyelerin imkânlarıyla kazılan hendeklerin başımıza açacağı bela büyük olacakmış.

Birileri hesap yaparken Allah da bir hesap yapıyor ve bütün hesapları bozuyormuş.

Ülke Allah’ın yardımıyla ve milletin ferasetiyle bölünmenin ve iç savaşın eşiğinden dönmüş.

Arkasından gelen ayaklanmalar ve 15 Temmuz ihaneti planın yeni evresiymiş.

Bilelim ki, Cumhurbaşkanlığı seçim sistemiyle iktidarın sandıkta kurulacak olması, ülkemizi koalisyonların doğuracağı muhtemel risklerden kurtarmıştır.

Artık parlamentoda hükümet kurma pazarlıklarına ihtiyaç yok.

İttifak ve koalisyon teklifi doğrudan milletin onayına ve takdirine sunulacak.

Seçmen yeni şartlara göre 2019 seçimlerinde önümüze gelecek üç sandıkta ayrı ayrı iradesini beyan edecektir..

Yani sandıkta seçilecek Cumhurbaşkanı tarafından kurulacak hükümetin rahatlığı içinde oy kullanacak.

Artık parlamento seçimlerinde de yerel seçimlerde olduğu gibi iktidar partisinin önümüze koyduğu ve beğenilmeyen, tasvip edilmeyen vekil adaylarına ve belediye başkanlarına oy vermek mecburiyetinde olmayacak..

İktidar partisinde siyaset yapmak isteyenler artık liderin arkasına saklanarak seçilemeyecektir.

Ak Parti büyük partiyim edasıyla millete razı olmadığı aday ve yöneticiler atamayı sürdürürse, milletimiz lider ve partisinin yönetimini bir birinden ayırma imkanını kullanmakta tereddüt etmeyecektir.

Dostlarımız bu yazıyı bir erken uyarı olarak alırlarsa ne ala, almazlarsa bedelini kendileriyle birlikte partiye de ödetecektir.

Bize göre eski alışkanlık ve “Ben bilirimci ve kibirli tutum” devam ederse 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanımız çok rahat bir şekilde seçilirken, partisi parlamentoda aradığı desteği bulmayabilir.

Ak Partide aradığını bulamayan seçmenin büyük çoğunluğu parlamento seçiminde MHP’ye yönelecektir.

Ak Partili seçmen bu ikilemle karşı karşıyadır.

Derinlerde böyle kuvvetli bir akım ve dalga mevcuttur.

Ülkenin birliği, dirliği ve gücünün artmasından yana olan seçmen bu konuda risk alan ve Cumhurbaşkanımızın elini güçlendiren ve meşruiyetini artıran Sayın Bahçeli ve partisini mükâfatlandıracaktır.

Seçmen; Ak Parti içinde küçük hesaplar için uğraşanlardan, liderin arkasına saklanıp siyasetten pay alma kavgası verenlerden, ülkenin büyük badireler atlattığı, zor günlerden geçtiği bu günlerde iktidar oyunu oynayan ve siyasi hesaplarını hayatlarının merkezine koyanlardan rahatsızdır.

Dilerim, milletimizin seçme imkânının artması için “Daraltılmış bölge ve tercihli seçim sistemine” geçilir ve milletvekilliği seçimi de tercihli olur.

Her fırsatta “Milli İrade” vurgusunu öne çıkaran Ak Parti, tercihli sistemi milletimizin önüne getirmelidir ki, milletten istediği desteği alabilsin.

Yeni Türkiye’de Ankara oyunlarına son verilsin.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA