Birpınar, Türk-Alman Çevre Yürütme Kurulu'nun 16. Toplantısı'nda  yaptığı konuşmada, hızla gelişen dünyada atıklar, çevre kirliliği ve ekolojik  tahribatın her ülkenin ortak sorunu olduğunu, çevre kirliliğinin artışı  karşısında ekosistemin kendini yenileme kapasitesinin her geçen gün daha da  yetersiz hale geldiğini, doğal kaynakların tükendiğini ve dengenin bozulduğunu  belirtti.

Bunlara bağlı olarak dünyada iklim değişikliği gibi pek çok çevre  sorunu ve küresel sorunların yaşandığına işaret eden Birpınar, çevre duyarlılığı  ve iklim değişikliğinin dünyanın en önemli gündem maddesi haline geldiğine  dikkati çekti.

Türkiye'nin katı atık, atık su, hava, deniz, kimyasallar, gürültü ve  iklim değişikliğiyle ilgili birçok çalışmayı yürüttüğünü dile getiren Birpınar,  şöyle konuştu:

"Özellikle atık yönetimi konusunda yıllık yaklaşık 32 milyon ton  belediye atığının oluştuğu ülkemizde geri kazanım oranı yüzde 13 seviyelerine  kadar ulaşmıştır. 88 katı atık düzenli depolama sahasıyla nüfusumuzun yüzde  79'una hizmet veriyoruz. Bu sahalardan ürettiğimiz elektrik enerjisi yaklaşık 1,5  milyon kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak niteliktedir. 2002 yılında bu  rakamlar çok daha düşüktü. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı olan 2023  yılında tüm vatandaşlarımızın atık yönetimi hizmetinden faydalanmasını ve geri  kazanım oranının yüzde 35'e çıkarılmasını, düzenli depolama oranının da yüzde  65'e indirilmesini hedefliyoruz. Yani düzenli depolama sahası olmayan hiçbir  şehrimizin olmayacağı ve bütün hizmetlerin vatandaşlarımıza verileceği günlerin  olacağı 2023 yılı çok uzak değil."

"SIFIR ATIK SİSTEMİNİN 2023'E KADAR TÜM TÜRKİYE'DE YAYILMASINI HEDEFLİYORUZ"

Birpınar, Türkiye'de 2018 yılı itibarıyla belediye nüfusunun yüzde  85'ine atık su arıtma hizmeti verildiğini, 2023 yılında tüm belediyelerin atık su  arıtma tesisine kavuşmasını sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi.

2018 yılı itibarıyla arıtılmış atık suyun yüzde 1,2'sinin yeniden  kullanıldığını, 2023 yılında bu oranın yüzde 5'e çıkarılmasının Bakanlığın  stratejik hedefleri arasında olduğunu belirten Birpınar, "Son dönemde çok fazlaca  üzerinde durduğumuz Türkiye için sıfır atık meselesine baktığımızda,  Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin  himayelerinde Bakanlığımızca 2017 yılında sıfır atık çalışmaları başlatıldı.  Bugüne kadar ülkemizde 14 bin 750 kurum ve kuruluş binasında sıfır atık sistemine  geçilmiştir. 2023 yılına kadar bütün Türkiye'ye yayılması da hedeflenmektedir.  Ayrıca 27 belediyemizde de sıfır atık sistemine geçilmesi için çalışmalar  başlatılmış, ülke genelinde de 4 milyon ton değerlendirilebilir atık toplanarak,  ekonomik değer elde edilmiştir. Projenin ülke çapında yayılmasıyla birlikte 2023  yılına kadar geri kazanım oranı en yüzde 35'e çıkarılacaktır. Bu noktada 400 bin  kişiye farkındalık eğitimleri verdik. Örnek olarak da bunu Bakanlığımızın  bulunduğu binada yaptık. Bu sistemi Cumhurbaşkanlığı ve parlamento binamız ile 81  ildeki valiliklerimizde bunu gerçekleştirdik. Bu yılın sonu itibarıyla bütün  Türkiye'deki kamu binalarının tamamında sıfır atık sistemine geçmiş olacağız.  Daha sonra sıfır atık yönetmeliğini bu yıl çıkaracağız. 2023'e kadar hangi  alışveriş merkezlerinin, otellerin, ilçe ve büyükşehir belediyelerinin hangi  tarihte geçeceğini de belirlemiş oluyoruz. Dolayısıyla da bu yönetmeliğin önemli  olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

"POŞET KULLANIMINDA YÜZDE 75 CİVARINDA AZALMA OLDU"

Çevre Kanunu'nda poşet, geri kazanım, depozito ve çevre cezaları  konularında düzenleme yaptıklarını hatırlatan Birpınar, poşetlerin 1 Ocak  2019'dan itibaren 25 kuruşa satılmasıyla ilgili bir uygulama başlattıklarını ve  Türkiye için bunun zor bir karar olduğunu belirtti.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Birpınar, özellikle yerel  seçimler öncesinde böyle bir kararı alabilmenin cesaret işi olduğunu ifade  ederek, "Politik baskılara rağmen geri adım atmadan bu hususta iyi bir şey  yaptık. Yaptığımız seçim kampanyasının da çevreci olması gerektiğini düşündük ve  hiçbir şekilde seçim boyunca plastik kullanımına, sokakların kirlenmesine ve  gürültü kirliliğine müsaade etmedik. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu deklare ettiler.  Bu konuda da başarılı olduk. Ocak, şubat ve mart aylarının rakamlarını size  vermek istiyorum. Türkiye genelindeki 5 zincir marketin geçen sene ilk 3 ayda  kullandığı poşet miktarı 600 milyon adet iken bu sene rakam 100 milyon adede  düşmüştür. Yüzde 75 civarında bir azalma olduğunu net bir şekilde görebiliyoruz.  Sıkı denetimlerle daha da başarılı olacağını düşünüyoruz. Seçim kampanyası  boyunca en az 10 milyon adet bez çanta ve file dağıttık." diye konuştu.

Yeniledikleri Çevre Kanunuyla birlikte her türlü ambalaja vergi  getirdiklerini, cam şişelerde 1 kuruş, plastik şişelerde ise 2 kuruş vergi  uyguladıklarını aktaran Birpınar, çevre vergileri konusunda başarılı olduklarını  belirtti.

Birpınar, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'nin bu yıl "Altyapı,  şehirler ve yerel iklim eylemi" temasıyla eylül ayında Türkiye'de düzenleneceğini  de kaydetti.

Türkiye'nin özellikle Akdeniz havzasında iklim değişikliğinden  etkilenmeye başladığına dikkati çeken Birpınar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Buna uyum noktasında acil tedbirler almamız gerektiğini biliyoruz.  Geçenlerde Antalya'da Akdeniz havzasında hiç olmayan bir hortum olayı meydana  geldi ve bir saatlik yağış oradaki bütün seraları yok etti. Bu tedarik  zincirlerini bozdu. Normal şartlarda Antalya'dan günden bin tır meyve sebze  büyükşehirlere gelirken iklim değişikliği etkisiyle o gün felaketten dolayı  ertesi gün belki 100 tır gitti. İkinci gün 200 tır gitti. Dolayısıyla tedarik  zinciri bozulunca da şehirlerdeki meyve sebze fiyatları hala düzelmedi.  Dolayısıyla arada fırsatçılar var ama işin ana sebeplerinden bir tanesi iklim  değişikliği. Beklenmedik olaylardan dolayı bunlar yaşanıyor. İklim değişikliğinin  etkilerini yaşamaya başladık. Dolayısıyla iklim değişikliğiyle uyum noktasında  mücadele etmek ve buna karşı tedbirler almak gerektiğini düşünüyoruz."

"TÜRKİYE'DE OLDUĞUNU GİBİ ALMANYA'DA DA PLASTİK TORBA KULLANIMI DÜŞÜYOR"

Almanya Çevre, Doğa Koruma ve Nükleer Güvenlik Federal Bakanlığı Bakan  Yardımcısı Jochen Flasbarth da atık konusunun Türkiye'deki insanları yakından  ilgilendirdiğini ve ülkede plastik torbalar için ücret alınmaya başlanmasının son  derece etkileyici bir adım olduğunu belirtti.

Türkiye'nin tek kullanımlık plastikler konusunda son dönemde elde  ettiği tecrübeleri öğrenmenin kendileri için son derece önemli olduğuna işaret  eden  Flasbarth, şunları kaydetti:

"Biz de plastik torbalar için benzer bir yol izledik. Türkiye'de  olduğu gibi Almanya'da da plastik torba kullanımı düşüyor. Aslında sadece plastik  torbalara verilen ücret yüksek bir fiyat olduğu için değil, ilginç bir teşvik  oldu. İnsanlar farklı alışkanlıklar geliştiriyor ve plastik yerine bez torbalar  kullanıyorlar. Bütün bunlar bizim birbirimizden öğrenebileceğimiz şeylerle dolu."

Flasbarth, Almanya'nın Türkiye'nin iklim rejimi konusundaki  pozisyonunu anlayışla karşıladıklarını sözlerine ekledi.

Açılış konuşmalarının ardından, zirveye Türkiye ve Almanya'dan katılan  kamu kurumu temsilcilerine söz verildi.

Zirve, daha sonra basına kapalı devam etti.