Silvan'da 13 askerin şehit olduğu çatışmanın ardından, ''Görevi ihmal'' iddiasıyla haklarında dava açılan albay, binbaşı ve üsteğmenin yargılanmasına devam edildi.

Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Kaya Yazgan Salonu'nda görülen duruşmada tutuksuz yargılanan Silvan Taktik Alay Komutanı Albay Murat Toprak, Binbaşı Milbay Şahin ve 1. Bölük Komutanı Üsteğmen Mehmet Emin Karagöz hazır bulundu.

Mahkeme heyeti, Jandarma Bölge Komutanlığı'nda harekat subayı olarak görev yapan Yarbay Hakan Ekinci'nin de aralarında bulunduğu 8 askeri tanık olarak dinledi.

BU SEFER BÖYLE OLSUN

Yarbay Ekinci, ifadesinde, Lice'de teröristlerce kaçırılan iki asker ve bir sağlık görevlisinin bulunabileceği düşünülen bölgeye operasyon planlaması yapıldığını söyledi.

Operasyonun yapılacağı alanda hangi birliklerin nerede bulunacağını belirlediklerini ifade eden Ekinci, ''Operasyon planı 4 sektör halinde yapıldı. Hangi sektöre ne kadar birliğin gönderileceği belirlendi. 3 ve 4'üncü sektörler Silvan Alay Komutanlığı'na tahsisli bölgeydi. Albay Murat Toprak, o bölgedeki keşif ve gözetleme için iki bölüğün fazla olacağını söyledi, 'bir bölük daha etkili olur' dedi. Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu, bu emrin 7. Kolordu Komutanlığı'nca verildiğini belirterek, 'Bu sefer böyle olsun' dedi. O gece rahatsızlandım. Ertesi gün çatışmayı duyunca karargaha giderek, koordinasyonu sağladım'' diye konuştu.

Mahkeme başkanı, Ekinci'ye, ''Söz konusu bölgede teröristlerin varlığıyla ilgili önceden bir istihbarat bilgisi veya insansız hava aracı (İHA) görüntüsü tespit edilmiş miydi? diye sordu.

Ekinci'nin, ''Onu bir istihbaratçıya sorarsanız daha iyi olur'' demesi üzerine mahkeme başkanı, tanığı, ''Soruyu kime soracağımıza biz karar veririz'' diye uyardı.

Tanık Ekinci, operasyon planlamasında Jandarma Bölge Komutanı'nın birinci derecede sorumlu olduğunu söyledi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Jandarma Kıdemli Astsubay Atilla Koç da operasyon kapsamında araçla gittikleri Mutluca Boğazı'ndan çatışmanın yaşandığı Şoruk Tepesi'ne sorumlu olduğu timle geçtiklerini belirterek, askerlerin yorgun olduğunun gözlendiğini vurguladı.

Tanık Kıdemli Üstçavuş Hasan Gökder de askerlerin bölgedeki operasyonlar nedeniyle yorgun düştüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

''Askerlerin uyumaması için elimizden geleni yapıyorduk. Öğleye doğru bize teröristlerin telsiz görüşmesi aktarıldı. Teröristlerin kendi aralarında, 'Düşman, elini kolunu sallayarak yürüyor. Neden ateş etmiyorsunuz' dediği bilgisine ulaşıldı. Herkesi dikkatli olmaları ve uyumamaları konusunda uyardık. Çatışma çıktı. Üzerime el bombası geldiğini gördüm. Bomba atarcımıza seslendim. Sesi gelmiyordu. Sürünerek yanına gittim. Şehit olmuştu.''

Mahkeme başkanı, Gökder'e, daha önceki ifadesinde, ''Yorgun olan birlik araziye çıkarılmasaydı bu kadar kayıp olmazdı'' dediğini hatırlatarak, ''Bu ifade senin mi?'' diye sordu. Gökder, ''Evet'' yanıtını verdi.

''ASKERLER 'ÇÖK' EMRİ ESNASINDA BİLE UYUYORDU''

Tanık Jandarma Astsubay Çavuş Serkan Bostancı ise Lice'deki operasyonda, sorumlusu olduğu timle Tepebaşı Karakol Komutanlığı'na gittiklerini, oradan da Hazro Jandarma Komutanlığı'na geçtiklerini dile getirerek, gece yapılan taciz ateşi nedeniyle uyumadıklarını ve sabah tekrar Tepebaşı Karakol Komutanlığı'na intikal ettiklerini belirtti.

Araçla gittikleri Mutluca Boğazı'ndan çatışmanın yaşandığı Şoruk Tepe'ye yürüdüklerini ifade eden Bostancı, ''45 derece sıcakta 3 gün boyunca dinlenemedik. Askerlerim çok yorgundu. Araziye dinç birlikler değil de yorgun birliğin gönderilmesini anlamış değilim. İntikal esnasında verilen 10 dakikalık molada ve her 'Çök' emrinde bile bazı askerlerin uyduğunu, hatta bazılarının horladığını gördüm. Onları uyandırarak, dikkatli olmaları konusunda uyardım'' dedi.

Bostancı, askerlere yeterli sayıda çelik yelek verilmediğini, makineli tüfek taşıyan askerlere ise 'ağırlık olmasın' diye çelik yelek giydirilmediğini ileri sürdü.

''ASKER BANA, 'KOMUTANIM ÇOK YORGUNUM' DEDİ''

Uzman Çavuş Hamza Karasakal da çatışma esnasında yaşadıklarını şöyle aktardı:

''Operasyon bölgesinde 10 dakikalık mola verdik. Ben o esnada termal kamerayla gözetleme yapıyordum. Önümde, timde hiç uyumayan ve en güvendiğimiz er Olgaç Yanmaz duruyordu. Ona seslendim. Ancak hiç hareket etmiyordu. Gidip çelik başlığına vurdum. Uyuduğunu fark ettim. Kızdım ona. Bana, 'Komutanım çok yorgunum' dedi. Çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Gökhan'ın tayinine 10 gün kalmıştı. Onu dikkatli olması konusunda uyardım. Tabur Komutanı Binbaşı Milbay Şahin de yanımızdaydı. Birden 'el bombası' diye bağırdı. Bombanın düştüğü mevziden kendimizi dışarı attık. Tabur Komutanının yüzünden kan geliyordu. Çatışma başlamıştı. Tabur Komutanına, 'Bilgi verdiniz mi?' diye sordum. O da yaranın şokuyla, 'Hamza, kime bilgi vereceğim' dedi. Telsizi düşmüştü. Kendi telsizimi ona fırlattım. Hareket merkezine çatışma çıktığını anlattı.''

Tanık Karasakal, çatışma esnasında teröristlerin küfür ederek, kendilerine doğru geldiğini belirterek, ''Oraya doğru bir el bombası attım. Ateş yoğunluğu kesildi. Bir asker sürünerek yanıma geldi. Ağlıyordu 'mermim bitti' dedi. Kendisine bir şarjör mermi verdim. O esnada Noyan Aydın'ın şehit olduğunu duydum'' diye konuştu.

''HELİKOPTER GEÇ GELDİ''

Çatışmanın yaşandığı bölgeye helikopterlerin geç geldiğini iddia eden tanık Karasakal, ''Birliğimizden biri 'helikopter geliyor diye bağırın. Böylelikle hem askerlere moral hem teröristler için caydırıcı olur' dedi. Şehitlerden dolayı şoka giren bir asker otomatik tüfekle havaya ateş açıyordu. Astsubay onun silahını alarak kızdı. Olay yerine gelen helikopter 5 dakika kadar tur atıp gitti. Daha sonra gelen helikopterler, yaralı ve şehitleri taşıdı'' dedi.

Duruşmada, 4 tanığın daha beyanını dinleyen mahkeme heyeti, sanıklara bu beyanlarla ilgili söyleyecek bir şeylerinin olup olmadığını sordu. Sanıklar, tanık beyanlarına ilişkin bir diyeceklerinin olmadığını belirtti.

Çatışmada şehit olan Jandarma Komando Onbaşı Aykut Delimehmetoğlu'nun ailesinin avukatı Uğur Bingöl, sanıkların tutuklanmasını talep etti.

Mahkeme heyeti, sanıkların tutuksuz yargılanmasının devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde, 14 Temmuz 2011'de teröristlerin düzenlediği saldırıda 13 asker şehit olmuştu.