Geçtiğimiz hafta kamuoyu '128 milyar dolar nerede?' sorusuna cevap aradı.

Mevzu,CHP'nin belediyelerinin olduğu iller öncelikli olmak üzere şehirde bulunan bilbordlara '128 Milyar Dolar Nerede?' görsellerinin asılmasının ardından valiliklerin Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle engellemesinden sonra CHP'nin bütün il ve ilçe örgütlerine asılması ve asılan pankartların polis marifetiyle indirilmesiyle ülkenin gündemine oturdu.

Bundan bir yıl önce Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı ekonomist Kerim Rota TCMB'sının usule uygun olmayan döviz satışlarını (bu tür satışları ekonomistler arka kapı operasyonu diyor) dile getirerek dikkat çekmişti.

Gelecek Partisi ilk defa 11 milyar dolar olarak yapılan satışın yanlış olduğunu paylaşmış, daha sonra da etki gücü oranında konuyu gündemde tutmaya çalışmıştı.

Gelecek Partisinin gündemde tutmaya çalıştığı bu konu, Berat Albayrak'ın yine devlet adabına uymayan istifasından sonra, eritilen Merkez Bankası döviz rezervinin miktarı kamuoyunda 128 milyar dolar olarak konuşulmaya başladı.

İşte bu aşamadan sonra, başta Gelecek Partisi olmak üzere bütün muhalif siyasi partiler eritilen döviz rezervinin hesabını sormayı ısrarla sürdürdüler.

Sonunda konu CHP ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun çabasıyla gündeme oturdu.

Aslında muhalefet tarafından ısrarla sorulan 128 milyar dolar hakkında sorulan soruları soranları susturmak yerine açıklamada bulunulsaydı mesele bu kadar büyümezdi.

Konu iktisatçılar ve siyasetçiler arasında konuşulan teknik bir mevzu olarak kalırdı.

Hükümet açıklama yerine susturmayı tercih etti ve sorulan sorular karşısında bunalınca da iktidar tarafından birbirini yalanlayan çelişkili açıklamalar ardı ardına geldi.

Böylece kafalar iyice karıştı.

Modern Devletin olduğu her yerde her şey kayıt altına alınır.

Modern Devlet olmak bunu gerektirir.

Devlet sadece kendi işlemlerinde değil, özel sektör için de denetleyici olur ve her şeyin kayıt altında olmasını ister ve takibini yapar.

Bunun için şirketler ve esnaflar her yaptığı işlemi kayıt altına alır ve devlete beyan eder, yapılan beyanlar ve bilançolara göre vergi tahakkuk ettirilir.

Muhalefetin iktidardan ve Merkez Bankasından istediği tam olarak budur.

Elbette 128 milyar dolar buharlaşmadı, ama yer değiştirdi.

Cevabı aranan soru, bu dövizler kimlere ve hangi döviz kurundan satıldı?

Bu satışlar hangi gerekçe ve ihtiyaçtan dolayı yapıldı?

Döviz fiyatlarını kontrol altında tutmak için yapıldıysa ki başka türlü yapılmış olma ihtimali zayıftır.

Oysa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz günden bu güne dolarda yaşanan yükseliş % 100'ün üstündedir.

Yani, 4 TL olan dolar, 8 TL'nin üzerine çıkmıştır.

Faiz cephesinde de durum iç açıcı değil.

Orada da faizler %9'lardan %19'lara yükselmiş durumda.

Yani hem döviz yükselmiş hem faiz.

Üstelik elimizde de döviz kalmamış.

Döviz üzerinden yaptığımız borçlanmalarla, kamu ve özel borç stokunun maliyeti de çok çok ağırlaşmış durumda.

Son Merkez Bankası atamasının maliyetinin 675 milyar TL olduğu konuşuluyor.

Ortada ciddi beceriksizlik var.

Muhalefet bu beceriksizliğin hesabını sormakta.

İktidar bunun hesabını vermek zorundadır.

Bugün bu hesabı vermeyen, veremeyen siyasetçi ve bürokratlardan hesap elbette sorulacaktır.

Hem sandık hem de yargı yoluyla.

Eskilerin bir deyimi vardır 'Mahkeme kadıya mülk değil' diye.

Elbette iktidarda bir siyasi kadronun tekelinde ve mülkünde değildir.

Bu 'Devran bir gün dönecektir'

Yeri gelmişken bir atasözünü daha hatırlayalım:

'Keser döner sap döner, bir gün bu hesap döner'

Unutmayın!

'Tüyü bitmemiş yetim hakkı' deyimi öyle ihtiyaç duyulduğunda kullanıp atacağınız bir deyim değildir.

Her beceriksizliği, her korumacılığı, her yandaşcılık ve yolsuzluğu 'Dış mihraklar' diyerek örtme çabası bir yere kadardır.

'Dış mihraklar' gerekçesi, bütün kötülüklerin üstünü örten şal olarak kullanılamaz.

Artık 'Mızrak çuvala sığmamakta, delik deşik hale getirdiğiniz çuval içinde bir şey saklayamamaktadır.

Toparlayacak olursak;

Soru net:

128 milyar dolar nerede ve ne yaptınız?

Usule uygun olmayan bir şekilde kamu bankaları aracılığıyla sattığınız belli.

Dövizleri hangi kamu bankasına verdiniz?

Onlar kime sattı?

Kaç liradan sattı?

Biliyoruz ki, bu satışların hepsi kayıt altında.

O halde açıklayın ve size oy veren seçmenler başta olmak üzere kamuoyunu bilgilendirin!

Hem siz rahatlayın, hem millet.

Ne yaptınız 128 milyar doları?

128 milyar dolar küçük bir para değildir.

128 milyar dolar, ülkemiz gelirinin yaklaşık 'sına tekabül etmektedir.

Demokratik hukuk devletlerinde seçilmişler de atanmışlar da hesap vermekle mükelleftir.

Çıkın bu hesabı millete verin!