12 Eylül'den İşkence Çığlıkları! (2 - 3)

Abone Ol

……. “Söyle ulan! Senin Kod Adın Ne?”

Adam şaşırdı. Önce durdu. Sonra,

Abi! Vallahi benim kot pantolonum yok!” dedi.

Haydar Abiler bu cevaba çıldırdılar tabi. Tekmelediler.

Başucundaki, yeni bir soru sordu.

Ulan senin Kod Adın Mehmet değil mi?”

Adam dedi ki “evet Mehmet!”

“Yalan söyleme!” diye bağırıp dövdüler.

Bir daha sordular Kod adın Osman değil mi?”

Adam yine dedi ki evet Osman!” Ama yine dövdüler.

Haydar Abi’ler on isim söyledi. Adam hepsini kabul etti.

Cevaplarının hepsi de “Evet!” oldu. Hiç birini beğenmediler.

Hep dövdüler. Galiba on birinci isim olarak

Senin Kod Adın Hayati değil mi?” diye sordular.

Adam yine dedi ki evet Hayati!”

“Ulan p..t! Bunu baştan söylesen de bu kadar dayağı yemesen!”

Dedi Haydar Abi. Gülüştüler…

---- 000 ----

“Ben Karakol helâsının lavabo kısmının duvarına yaslanıp tünemişken,

Küçük bir delikten gördüğüm bu gelen Beşinci Hayati’ydi.

O gün hiç uyumadım. Çünkü helâdaki Hayati, sürekli  

Benim kod adım Hayati diye sayıkladı…

Unutmamak için tekrarlayıp ezberlemeye çalıştı.

Bir ara kapının parmaklıklarından Hayati’nin yüzünü gördüm.

Bir de o yalvaran gözlerini… Kısık bir sesle sordu bana.

“Abi kurbanın olayım. Ben unuttum!

Sen söyle bana benim Kod Adım neydi?”

Garibim Haydar Abilerin öğrettiği ve saatlerce ezberlediği o ismi

Uyuyunca unutmuş. Uyandığında hatırlamıyor.

Aynı soruyu sorarlar korkusuyla, bana soruyor.”

 Zira bu isim ya da “Kod Adı” ona hiç bir şey ifade etmiyor.

Zaten biraz da saf! Garibanın teki.

---- 000 ----

Ertesi gün tekrar çıkardılar Hayati’yi sofaya. Hiç soru sormadan

Yine yatırıp falakaya, 3 numaralı kızılcık sopası ile dövdüler.

Haydar Abi, günün ilk sorusunu sordu.

“Söyle ulan nerede vurdun?”

Bizim Hayati, Narlıdere’de oturuyormuş.

 Dedi ki, Narlıdere’de!  Dövdüler.

Sonra dedi ki; İncir altı’nda! Yine dövdüler.

Sırayla dolaştı Hayati İzmir’de bildiği tüm semtleri…

Hatay, Yeşilyurt, Buca dedi olmadı.

Kadife Kale’ye çıktı. Oradan Eşref Paşa ve Basmane’ye indi.

Konak ve Alsancak’a geçti. Oradan Gültepe ve Bornova’ya geldi.

Her semt arasında en az 3 kızılcık sopası yedi… Son kez

“Vapurda vurdum” dedi. En çok da o vakit dayak yedi!

Her kızılcık sopası ayağına indiğinde sanki yüzmeye başladı…

Sonra nihayet Karşıyaka kıyılarına vardı.

---- 000 ----

Bu kez Karşıyaka’nın neresinde vurdun?” diye sordular.

Hayati bilmediğinden yine sustu…

Haydar Abi kulağına fısıldadı. Hayati Evet Çiğli!” dedi.

Cevabı beğenmediler dövdüler. Yine fısıldadılar kulağına.

Evet Bayraklı!” dedi Hayati. Yine dövdüler!

Onlar ne söyledilerse ”Evet” dedi. Sonra “Gümüş Pala” dediler.

Hayati de “Gümüş Pala dedi.

“Ulan p..t! Bunu baştan söylesen de, bu kadar dayağı yemesen!”

Deyip yine gülüştüler... O günkü “Seansı” bitirdiler.

Keşke o Hayati, Narlıdere değil de,

Karşıyaka’da oturuyor olsaydı. Daha az dayak yiyebilirdi belki…

---- 000 ----

Sonraki gün “Nasıl Öldürdün?” sorusu ile başlamış.

Bizim Hayati “Bıçakladım!” demiş, dayak yemiş.

“Boğazını sıkıp boğdum, Tüfekle vurdum!” demesi de onu kurtaramamış.

“Tabancayla vurdum!” dediğinde “Samimi İtiraf Günlüğü” tamamlanmış.

---- 000 ----

Aynı günün ikinci sorusu “Neresinden Vurdun?” olmuş.

“Kalbinden” demiş olmamış, “Karnından” demiş olmamış.

“Kafasından” dediğinde durmuşlar. Ama bu defa “Kafanın Neresinden?”

Diye sormuşlar. “Göz, ağız, yanak, kulak, burun” demesi uymamış!

Her organ arası dayak devam etmiş elbette.

Son söylediği “Alnından” itirafı zabıtlara geçmiş…

----000 ----

Bir sonraki gün Hangi marka tabancayla öldürdün?

Sorusu ile devam etmiş. Beşinci Hayati’nin, “Kırıkkale” demesi

Kabul görmemiş. Yine kızılcık sopası… Haydar Abiler sırayla

6-7 marka saymışlar. Hepsini kabul etmiş tabi.

Son söylenen “Fransız Onlusu” markası kayıtlara geçmiş…

 ---- 000 ----

12 Eylül işkence seanslarında yaşanılanları, soruları ve cevapları

Siz düşünün! Sizler bulun! Hayal gücünüzü kullanın!

Narlıdere’de Gözetim Evi’nde karşılaştığım

Eski Gültepe Belediye Başkanı rahmetli Aydın Erten ise,

Gözetim Evi’nde tanıştığı Hayati sayısının 8 olduğunu söyledi.

Ben ise, beşinci Hayati’yi gördüm. Tanıştım onunla.

Bir hafta sonra, Sıkı Yönetim Mahkemesi’ne çıkarıldı.

Serbest bırakıldı. Tıpkı önceki Hayati’ler gibi…

Bu insanların tek suçu, aranan ve kod adı Hayati olan bir kişiye

Benzetilmeleriydi. Birinin boyu, birinin göz rengi, diğerinin kilosu...

---- 000 ----

Şimdi bu Hayati olmayan Hayati’ler nerelerdedirler kim bilir!

Ruh halleri nasıldır? O günleri unutmuşlar mıdır acaba?

Tanıştığım “Beşinci Hayati” kendine Kot Pantolon almış mıdır?

Çocuğu olmuş ve kot pantolon istemişse, tam o anda neler hissetmiştir?

Adı gerçekten Hayati olan biriyle tanışmış mıdır?

Tanıştıysa ilk tokalaşma anında nasıl bir tepki vermiştir?

Hayati’den, tek bir harfi eksik diye Hayat’tan da korkuyor mudur?

Hayat’a küsmüş müdür? Vazgeçmiş midir Hayat’tan…

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

 

{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }