Edinilen bilgiye göre, 5 Mart 2003 tarihinde meydana gelen olayda, Mersin Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Salih Denizci, kendisiyle aynı belediyenin Haberleşme Dairesi'nde çalışan nişanlısı C.S. ile birlikte Adanan Menderes Bulvarı sahil kesiminde gezintiye çıkmış, burada tanımadığı kişilerin bıçaklı saldırısı sonucu nişanlısının gözleri önünde can vermişti. Olayın failleri ise karanlıktan faydalanarak kayıplara karışmıştı.

Korkunç cinayetin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen, olayı soruşturmaya devam eden Cinayet Büro Amirliği ekipleri, yıllar sonra Salih Denizci'nin katil zanlılarına ulaştı. Dosya üzerindeki çalışmalarını titizlikle sürdüren polis, cinayet bölgesindeki bıçaklı gasp olaylarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede, cinayetten bir hafta önce 25 Şubat 2003 ve cinayetten yine bir hafta sonra 18 Nisan 2003 tarihlerinde aynı bölgede iki ayrı bıçaklı gasp olayının yaşandığını belirleyen polis, bu suçların faili olan 3 kişinin yakalanarak, gasp suçundan hüküm giydikten sonra cezalarını çekip salı verildiklerini tespit etti.

Gelişmeler ışığında Salih Denizci'nin öldürülmesi olayının da bu gasp suçundan yakalanan şahıslarca gerçekleştirilmiş olabileceğini değerlendiren Cinayet Büro Amirliği ekipleri, projeli çalışma başlattı. Çalışmalar sonucu elde edilen bilgiler ışığında daha önce 2 ayrı gasp olayından hüküm giyen M.T., M.S.Ş. ve Ö.G. ile olaya karıştığı belirlenen S.D. yakalanarak gözaltına alındı.

Emniyetteki işlemleri tamamlanan 4 şüpheli, gasp ve cinayet suçlamasıyla çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak ceza evine gönderildi. Bu arada zanlılardan ikisi adliyeye çıkarıldıkları sırada çekim yapan kameralar karşısında suçlamaları reddederken, bir diğeri ise, cinayetle ilgili olarak önündeki 2 kişiyi suçladı.

 

OĞLUNUN DOĞUM GÜNÜNÜN HER YIL MEZARI BAŞINDA KUTLUYOR

Öte yandan, öldürülen Salih Denizci'nin annesi Selma Denizci ise, her yıl oğlunun doğum gününü mezarı başında kutluyor. Selma Denizci, 2010 yılındaki doğum günü kutlamasında gazetecilere şu açıklamayı yapmıştı:

"Ben 7 yıl önce oğlumla birlikte öldüm. 7 yıldır da sadece bedenim yaşıyor. Oğlum hiç de hak etmediği bir ölümle gitti ve ben onun yanında olamadım."