Gürkan Hacır/Akşam

Belvü'den Taksim'e 100 yıllık 1 Mayıs 'mücadelesi'


Bugün 1 Mayıs. İstanbul'daki ilk kutlamanın da 100. yıldönümü. 100 yılın sadece 15'inde 1 Mayıs kutlanabildi. Geriye kalan 85 yıl, yasak, baskı, katliam, gözaltı ve işkenceyle geçti. İnsan sormadan edemiyor. Değer miydi hiç?

Emeğin bayramı İstanbul'da tam 100. kez kutlanıyor. Ne var ki işçilerin ve emekçilerin dayanışma ve mücadele günü yüzyıl boyunca hep yasaklandı, kapalı kapılar ardında kutlanmak zorunda bırakıldı. Daha da kötüsü 1 Mayıs denilince insanların aklına şiddet, kavga ve çatışma görüntüleri işlendi. 1977'deki katliam sanki 1 Mayıs'ın olağan dekoruymuş gibi hafızalara kazındı.
Oysa 1 Mayıs tüm dünyadaki emekçi sınıflar gibi bizim için de işçi sınıfının birlik ve dayanışma günüydü. Yani bir bayramdı.
1 Mayıs'ın bizdeki 100 yıllık tarihine uzanmak ister misiniz?
***
İLK YÜRÜYÜŞ SELANİK VE ÜSKÜP'TE

1 Mayıs Osmanlı'da 1909 yılında kutlanmaya başlandı. 2. Meşrutiyetin ilanıyla esmeye başlayan özgürlük rüzgarı 1 Mayıs'ı da Osmanlı topraklarına getirdi. 1909'da Selanik ve Üsküp'te işçiler sokağa çıktılar. Çoğunluğu Bulgar ve Sırplardan oluşan 130 kişilik kortejde 10 da Türk işçi bulunuyordu. Ellerinde kızıl bayraklar vardı. Yürüyüşlerinde 8 saatlik işgünü taleplerini de vurguluyorlardı. ( 8 saat iş, 8 saat istirahat, 8 saat uyku). Selanik'teki kutlamada Bulgar Sosyal Demokratları bir bildiri dağıttılar. Bildiride İmparatorluğun tebaaları için seçme ve seçilme hakkının tanınması ve grev yasasının değiştirilmesi talep ediliyordu.

Selanik'teki yürüyüşü organize eden kuruluş Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu'ydu.
Başkanı ise aynı zamanda gazeteci olan bir Musevi yurttaşımızdı. Avram Benaroya!
Selanik Sosyalist İşçi Federasyonu Osmanlı'nın ilk örgütlü sosyalist hareketiydi diyebiliriz. Nitekim 1909'daki 1 Mayıs gösterisinden güç alan Benaroya ve arkadaşları yine aynı yılın ağustos ayında Selanik Beş Çınar bahçesinde bir bayram düzenledi ve kermes yaptılar. Bu panayır için 6 binden fazla bilet satıldı. (O yıllarda Selanik nüfusunun 150 bin civarında olduğunu düşünürsek katılımın ne denli yüksek olduğu anlaşılır. Ayrıca buradan elde edilen gelirle Avram Benaroya ilk sosyalist gazeteyi çıkartacak parayı bile elde etti.)

Bir küçük notu da ilave etmeme izin verin...!
İlk sosyalist gazete Benaroya'nın gazetesiydi ama ilk sosyalist dergi ondan 3 yıl önce yani 1908 Kasım'ında İzmir'de çıkmıştı: Gave!

OSMANLI SOSYALİST FIRKASI KURULUYOR

İzmir Boykotaj Cemiyeti'nin yayın organıydı. Onu 1910'da Hüseyin Hilmi Bey'in çıkardığı 'İştirak' dergisi izledi. Bu dergi çevresi aynı zamanda ilk sosyalist partiyi de Osmanlı'ya hediye etti. İştirakçi Hüseyin Hilmi ve arkadaşları 1910 Eylül ayında Osmanlı Sosyalist Fırkası'nı kurdular.

Osmanlı'da Meşrutiyet havası sosyalist rüzgarları da beraberinde getirmişti.

Biz yine 1 Mayıs'lara dönelim. İstanbul'daki ilk 1 Mayıs kutlaması 1912'de yapıldı. Pangaltı'daki Belvü bahçesinde toplanan işçiler ve Osmanlı sosyalistleri ilk kez imparatorluğun başkentinde emeğin bayramını özgürce kutladılar. Ancak katılım yüksek değildi. Oysa aynı gün Selanik'te 7 bin işçi 1 Mayıs için yürüyüşe hazırlanmış ancak gösterinin kontrolden çıkması endişesiyle mitinge izin verilmemişti. Zaten 1 Mayıs'tan günler önce Selanik'te tedbir alınmıştı. Avram Benoraya tutuklanmış yine 'Mücadele' isimli sosyalist bir dergi çıkartmaya hazırlanan Vlahof Efendi de dergisi kapatılıp hapse konulmuştu.

1912'DEN SONRA YASAKLI YILLAR

Osmanlı'nın sosyalistleri ve işçileri 1912'deki bu gövde gösterisinden sonra 1 Mayıs'larda hep yasaklandılar. Ardından gelen savaşlar sıkıyönetimler ve İttihat Terakki'nin baskısı altında 1 Mayıs'ı kutlamaya çalıştılar.
Örneğin 1914'te engellenen 1 Mayıs kutlamasını II. Enternasyonele şöyle duyuruyorlardı. Telgrafı çeken kişi Dersaadet-i Tetebbuat-ı İçtimaiyye Cemiyeti Sekreteri Vezestenis'ti.

'1 Mayıs 1914 günü yürüyüş yapmadık, bu keyfi yönetimi protesto ediyor ve sizlerle birlikte bir kez daha haykırıyoruz.

Kahrolsun Burjuvazi, Yaşasın Özgürlük, Yaşasın Toplumsal devrim!'
İmparatorluğun dağıldığı 1922 yılına kadar kapalı mekanlarda da olsa 1 Mayıs kutlaması yapıldı. Meşrutiyetin ilk yıllarına oranla düşük katılımlı kutlamalar oldu.

Peki ya Cumhuriyet döneminde?
Cumhuriyetin ilanından hemen önceki 1 Mayıs yani 1923'teki 1 Mayıs'ı İstanbul'da 2 ayrı cemiyet kutladı. İstanbul Umum Amele Birliği ve İstanbul İşçi Teşkilatları ayrı ayrı 1 Mayıs'ı kutladılar. Bu teşkilata bağlı Türk Mürettibin, Elektrik Tramvay ve Tünel Amele Cemiyetleri, T.İ.Ç.S.P Ekmekçi İşçi Cemiyeti, Silahtarağa Elektrik İşçileri, Seyrüsefain Fabrikası İşçileri, Yaprak Tütün Amelesi 1 Mayıs'a katılan işçi ve sosyalist örgütlenmelerdi.
Türk Mürettibin Cemiyeti Genel Merkezi'nde yapılan toplantıda konuşmayı Türkiye İşçi Çiftçi Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Şefik Hüsnü yaptı. Ve bir karar imza altına alındı. Kurulan milli hükümetin tüm kazanımlarını muhafaza ve irtica kuvvetlerine karşı yapacağı mücadelede destek sözü verildi. Ayrıca Türk işçi hareketini komünistlerin aleti olarak gösterenler şiddetle ve nefretle kınandı.

Yerebatan'daki bu toplantı onlarca asker ve polis tarafından kuşatılmış bir halde yapılmıştı.

EN ÖZGÜR KUTLAMA 1924

Ertesi yıl işçiler 1 Mayıs için yine yollara çıkmak istediler. Günler öncesinden izin için başvuruldu. 1924 yılının 1 Mayıs günü cumaya geldiği için işine giden ahalinin çok etkilenmeyeceği ve kutlamaların büyük bir disiplin ve nizam içinde yapılacağı vurgulandı.

1924 belki de bir asırlık 1 Mayıs tarihimizde en özgür kutlanan yıl oldu. Bando ve mızıka eşliğinde Amele Cemiyeti'nden yola çıkıldı ve Abide-i Hürriyet Meydan'ına ve tepesine kadar marşlarla şarkılarla ve sloganlarla gelindi.

Polis kızılların bu yürüyüşünden fazlasıyla rahatsız olmuştu. Tutuklamalar oldu. 2 Mayıs'ta yürüyüşü anlatan gazeteler toplatıldı.

TAM 52 YIL MEYDANA ÇIKILAMADI

Ertesi yıl Takrir-i Sükun Yasası devreye girdi. Birçok gösteri gibi 1 Mayıs da artık yasaklanmıştı. Sadece kapalı alanlarda bayramlaşmaya izin veriliyordu. Ve bu yasak 1976'ya kadar sürdü.

Türkiye İşçi Hareketi tarihi aynı zamanda 1 Mayıs'ı kutlama mücadelesiyle geçmiştir dersem yanlış bir şey söylemiş olmam.

1924'ten 1976'ya kadar tam 52 yıl, işçiler ve sosyalistler alanlara çıkmak ve 1 Mayıs'ı özgür kutlamak için mücadele verdiler. Bıkmadan usanmadan hükümetten izin almak için uğraştılar. Hapse atıldılar, işkence gördüler. Ama yılmadılar. 1935 yılında 1 Mayıs Bahar Bayramı olarak kabul edildi. Ancak bir sorun vardı. İşçiler bu bayram iznini kullandıklarında ücretli sayılmıyorlardı. Sosyalistler bunun içinde büyük mücadele verdiler. Nihayet 1951 yılında yarım gün ücretli sayılan yasa kabul edildi.
Tabi gene itiraz yükseldi. Nihayet 1956'da Menderes hükümeti 1 Mayıstaki tatil gününü tam gün ücretli olarak kabul eden yasayı Meclis'ten geçirdi. Cumhuriyet tarihinde gerçek anlamda kitlesel ilk 1 Mayıs ise 1976 yılında kutlanabildi. DİSK'in öncülüğünde toplanan kalabalık Beşiktaş'tan Taksim meydanına kadar kortej halinde geldi. Olaysız biten bu kutlama ertesi yıl için moral olmuştu.

34 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ

1977 Türkiye'nin gördüğü en kalabalık 1 Mayıs oldu. 500 bini aşkın kişi Taksim meydanında toplandı. Hatta toplanamadı desek daha doğru olur. Kürsüde konuşmalar yapılmaya başlandığında daha alana gelmek isteyen kortejin bir ucu Beşiktaş diğer bir ucu ise Saraçhanedeydi. 1 Mayıs'ı kutlamaya gelenlerden 34 kişi yaşamını yitirdi yüzlerce kişi yaralandı. (1 Mayıs 1977 katliamını yıllardır takip eden Avukat Rasim Öz o günün görüntülerinin kendisinde olduğunu ancak 12 Eylül döneminde saklaması için belgeselci bir arkadaşına verdiğini söylemişti. Alanının içinden 8 mm ile çekilmiş bir kısım görüntüyü ben belgeselimde yayınlamıştım. Ancak daha uzun ve detaylı görüntülerin o belgeselci büyüğümüzden çıkmasını hala bekliyorum) 1978 bir önceki yıla rağmen yine de büyük bir kalabalıkla yine Taksim'de kutlandı. Ve bu kısa süreli, özgürlük 1979'dan itibaren sona erdi.
Taaaki 1995 yılına kadar. Sonrasını hepimiz biliyoruz.

100 YILDA SADECE 15 KEZ KUTLANABİLDİ

Hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemlerinde toplam 100 yıldır 1 Mayıs kutlanıyor. Ve emeğin bayramı bu yüzyıl içerisinde sadece 15 kez özgürce alanlarda kutlanabildi. Geride kalan 85 yıl baskılar hapisler gözaltılar işkenceler katliamlar ve ölümlerle yasaklandı.
Bugünden bakınca insan sormadan edemiyor...
Değer miydi hiç?
Twitter.com/gurkanhacir