Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Afganistan’ın başkenti Kabil’de, 10 sivilin hayatına mal olan ABD’nin dron saldırısıyla ilgili tartışma sürüyor. Pentagon, 29 Ağustos’ta Kabil’de DEAŞ’a karşı düzenlenen dron saldırısına ilişkin raporu önceki gün açıklamış, bu saldırıda hayatını kaybeden 10 sivilin masum olduğunu, yanlış hedefin vurulduğunu duyurmuştu.

CIA: ORDUYU UYARDIK

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, konuyla ilgili özür dilerken, bakanlığa bağlı ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Kenneth McKenzie de saldırıyı alınan acil istihbarat üzerine gerçekleştirdiklerini söylemişti. Bunun üzerine gözler, orduya istihbaratı veren ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) çevrildi. Amerikan CNN televizyonuna konuşan CIA’ya yakın kaynaklar, beyaz Toyota marka bir araca “Hellfire” füzesi fırlatılmadan hemen önce ABD ordusunun siviller konusunda uyarıldığını ileri sürdü. CIA’nın sivillerin saldırı alanında ve araçta çocukların bulunduğunu acil koduyla orduya gönderdiğini belirten kaynaklar, ordunun istihbarata geri dönüş yapıp yapmadığını bilmediklerini kaydetti.

KURUMLAR ARASI GERİLİM

İstihbarat kaynaklarından CNN’ye bu bilginin sızması ise ordu ile istihbarat arasında bu saldırı konusunda bir gerilim olduğu şeklinde yorumlandı. Zira McKenzie, saldırıdan 48 saat önce hassas bir istihbarat aldıklarını ve bahsi geçen evde DEAŞ planlayıcılarının bulunduğu, aynı alana çıkan patlayıcılarla ve havaalanına roketlerle saldırı düzenlenebileceği bilgisi verildiğini ifade etmişti. Özellikle de saldırıdan 36 saat önce 60 farklı yerden saldırı istihbaratı aldıklarını belirten McKenzie, bu istihbarat bilgilerinde en fazla tekrar eden parçanın ise “DEAŞ-H” olarak anılan DEAŞ-Horasan terör örgütünün, beyaz bir Toyota Corolla araç kullanacağı olduğunu dile getirmişti.



‘O UÇAĞIN PİLOTLARI YARGILANMALI’

ABD tahliye uçağından düşerek hayatını kaybeden 17 yaşındaki Afganistan Genç Milli Futbol Takım oyuncusu Zeki Enveri’nin ailesi, pilotların kusurlu olduğunu, yargılanmaları gerektiğini söyledi. Zeki’nin 23 yaşındaki abisi Muhammed Nasır Enveri ve 75 yaşındaki babası Hacı Gulam Gavs Enveri, olayla ilgili Kabil’deki Serin Karva semtindeki evlerinde Anadolu Ajansı’na açıklama yaptı. Anne Enveri ise konuşmak istemedi.

Aile üyeleri, Zeki Enveri’nin futbol aşkı ile dolu bir genç olduğunu, ulusal çapta birçok karşılaşmada boy gösterdiğini, çevresinde çok sevildiğini ve telefon aksesuvarı satan dükkânlarında kendilerine yardım eden saygılı biri olduğunu söyledi. Öte yandan, Zeki’nin 12. sınıfta okuduğu, yabancı bir ülkede ekonomi okumayı arzuladığı ve ülkeden ayrılmak istediği aktarıldı. Yedi kardeşin en küçüğünün Zeki olduğunu aktaran abi Enveri, kardeşinin sosyal medyadan ABD ve Avrupa ülkelerinin Afganları tahliye ettiği haberlerini gördüğünü ve 16 Ağustos sabah 10.00 sularında havaalanına gittiğini söyledi. Enveri, Zeki için “Kimseye haber vermeden havaalanına gitmiş. Havaalanının duvarını aştıktan sonra annemi aramış. Demiş ki ‘Ben gidiyorum, dua edin’” dedi. Enveri, Zeki’yi engellemeye çalıştıklarını ancak başarılı olamadıklarını ve bir gün sonra da hastaneden cenazesini aldıklarını söyledi.

‘ASIL SUÇ PİLOTLARIN’

Enveri, uçağın kanatlarında ve iniş takımlarında insanlar olmasına rağmen uçağın havalanması ve ölümlerine yol açmaları nedeniyle pilotları suçlayarak yargılanmalarını istedi. Abi Enveri, “Bu olayda asıl suç pilotların, o uçak sonuçta araba değil, pilotlar görmüyor mu, her yerde kamera var neticede. Aldığımız bilgilere göre o uçağın kanadında 20’den fazla insan vardı. Pilotların yargılanmalarını istiyoruz” dedi.