Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Önerecek projesi olmayan, fikirleri olmayan, ırkçılığı marifet zanneden bir takım siyasilere hak etiği cevabı verdik" dedi.

Dışişleri Bakanı Nikolay Mladenov'un davetlisi olarak Bulgaristan'daki iki günlük resmi ziyaretini sürdüren Bakan Egemen Bağış ATAKA partisinden Pavel Şopov'a yanıt verdi.

Bulgaristan Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva ile görüşen Bağış, görüşmeye katılan Parlamento Başkan Yardımcısı ATAKA partisinden Pavel Şopov'un sorularını sert bir dille yanıtladı.

Türkiye'den 1913 yıllarında göç eden Bulgar kökenli vatandaşların Türkiye'de bıraktıkları mal ve mülk tazminatı olarak Türkiye'den 10 milyar dolar tazminat talep eden Şopov'a yanıt veren Bakan Bağış, "Önerecek projesi olmayan, fikirleri olmayan, ırkçılığı marifet zanneden bir takım siyasilere hakettiği cevabı verdik. Türkiye için 10 milyar dolar lafı olmaz, daha geçen gün IMF'ye 5 milyar dolar borç verdik" dedi.

Görüşmeye ilişkin AA'ya bilgi veren Bakan Bağış, şunları söyledi:

"Dünyanın her yerinde, insanlara önerecek projesi olmayan, fikirleri olmayan, ırkçılığı marifet zanneden bir takım siyasiler olabiliyor. Maalesef Bulgaristan Parlamento Başkanı'nın (Tzetzka Tzaçeva) göstermeye çalıştığı konukseverliğe gölge düşürmeye çalışın bir yardımcısı, buradaki ırkçılık partinin temsilcisi (Pavel Şopov), görüşme sırasında böyle beklenmedik şekilde söze girmeye çalışarak, bir şeyler geveledi. Biz de kendisine hakkettiği cevabı verdik.

Bugün Türkiye Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi, Avrupa'nın 6'ncı en büyük ekonomisidir. Avrupa'nın en genç ve dinamik nüfuslarından birine sahiptir. 75 milyonluk bir pazarı temsil etmektedir. Daha da önemlisi 1,5 milyarlık bir pazara açılan kapıdır. Avrupa'nın en üçlü ordusuna sahiptir. Avrupa'nın en genç ve dinamik nüfusu Türkiyededir.

Türkiye için 10 milyar doların lafı olmaz, daha geçen hafta IMF'ye 5 milyar dolar borç verdik. İhtiyaç duyan tüm komşularımıza, tüm ülkelere, her türlü desteği veriyoruz. Ama birileri tutup da 1913 olaylarını gündeme getirmek isterse, bizim ta 1878-lere kadar gidebileceğimizi de vurguladık. Ki o kadar geriye de gitmeye gerek yok. Doksanlı yılların başında (devirik komünist diktatör) Todor Jivkov döneminde Türklerin yaşadığı sıkıntının maddi bedeli rakamlarda hesaplanamaz zaten. Bunları da dikkate getirdik."