Uzmanlar, bugüne kadar nükleer santralde yaşanan sezyum-137 radyoaktif madde sızıntısı oranının Hiroşima’ya atılan atom bombasının 168 katına eşit olduğunu belirtti. Buna karşın, hükümet yetkilileri İkinci Dünya Savaşı’nda atılan bomba ile aylardan beri süren sızıntının etkisi arasında karşılaştırılma yapılmasının mümkün olmadığını savundu.
 
Japon yetkililer, 11 Mart’tan bu yana Fukuşima’nın 3 reaktöründen sızan sezyum-137 miktarının 15 bin tera becquerel olduğunu belirtti. Hiroşima’ya atılan Little Boy (Küçük Çocuk) uranyum bombası ise 89 tera becquerel  oranında radyoaktif madde yaydı.
 
HÜKÜMET TEPKİLİ
 
Hükümet tarafından yayımlanan rapora rağmen, Naoto Kan hükümetinde açıklanan rakamın ve karşılaştırmanın doğru olmayabileceğine dair itirazlar yükseldi.
 
Hiroşima’ya atılan bomba havada yaşanan nükleer patlama ve ardından oluşturduğu mantar bulutunun yaydığı radyoaktif serpinti nedeniyle çok büyük bir zayiata neden oldu. Ancak Fukuşima’da böyle bir durumdan bahsedilmesi söz konusu değil.
 
Tokyo Şimbun gazetesine konuşan bir hükümet yetkilisi, “Fukuşima’daki sızıntı, hasar gören nükleer yakıt çubuklarından kaynaklandı… Rapordaki gibi bir tahmini nükleer santralden yayılan radyoaktif izotoplara dayandırmak mantıklı değil” dedi.
 
Hiroşima’ya 6 Ağustos 1945 tarihinde atılan atom bombası, kör edici bir patlamanın ardından toplamda 140 bin kişinin ölmesine neden oldu. On binler patlama anında hayatını kaybederken, ilerleyen haftalarda radyoaktif zehirlenme ve ölümcül yanıklar yüzünden ölümler devam etti.