Başbakan Erdoğan, Fransa'da katıldığı G-20 Liderler Zirvesi'nin ardından yurda döndü. Başbakan Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, kızı Sümeyye Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın, AK Parti Genel Başkan Danışmanı, Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan ve Samsun Milletvekili Çağatay Kılıç da yurda döndü.
 
"ANA" uçağıyla saat 21.30 sıralarında havalimanına inen Erdoğan ve beraberindekileri, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY Genel Müdürü Temel Kotil ve diğer ilgililer karşıladı.
 
Havalimanında gazetecilere açıklamalarda bulunan Başbakan Erdoğan, G-20 Liderler Zirvesi'ni değerlendirdi. Erdoğan, "Sayıları 3 milyona yaklaşan Türk toplumu, Almanya ile Türkiye arasında ciddi bir dostluk köprüsünü oluşturuyor. Türkler, Almanya'da gerek ekonomik, gerek kültürel, gerek sosyal hatta siyasal planda Alman toplumunun asli unsuru haline gelmiş bulunuyorlar. Türk toplumunun mevcudiyeti büyük bir zenginlik oluşturuyor. Ekonomik boyutuna baktığımızda 72 bin civarında Türk, irili-ufaklı olmak üzere burada iş adamı, yanlarında da Türk-Alman olmak üzere 350 bin kişi çalıştırıyorlar. Tabii bu vatandaşlarımız giderken işçi statüsüyle gitmişlerdi, ama şimdi iş adamı, sanatçı, akademisyen, sporcu oldular. Velhasıl hayatın her alanında hatta siyasetçi olarak da gerek Federal, gerekse Avrupa Parlamentosu'nda yer almaktadır" diye konuştu.
 
Entegrasyonun iki yönlü bir olay olduğunu kaydeden Erdoğan, "Yani entegrasyon, gerek entegre olması gerekenler, gerekse entegre olunması gereken toplum açısından önem ifade eden, iki yönlü bir olaydır. Bunun üzerinde Almanya'daki görüşmelerimizde ısrarla durduk ve 2 Kasım günü düzenlenen ana etkinliğe Şansölye ile birlikte katıldık. Etkinlik kapsamında yaptığımız konuşmaların ardından Şansölye Merkel ile beraber Türk kökenli 6 göçmenin de yer aldığı açık oturuma katıldık. Bu vesileyle Almanya'daki Türk toplumunun başarı hikayeleri ile Almanya'nın ekonomik refahı ve kültür zenginliğine yaptıkları katkılarla gurur duyduk. Senarist olarak, film yapımcısı olarak Almanya'da çalışmalar yapan vatandaşlarımızı görmek bizim için birer gurur vesilesi oluyor. Etkinlik, Almanya'da yaşayan Türklerin ve Türk kökenlilerin iki ülke ilişkilerinde ne kadar büyük bir öneme sahip olduklarının ortaya konması bakımından önemliydi" ifadelerini kaydetti.
 
Merkel ile görüşmesine ilişkin Erdoğan, "Görüşmemizde Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın sıkıntılarını, çözüm önerilerimizi, ülkemizin AB üyelik sürecini ve Kıbrıs'taki son gelişmeleri de değerlendirdik'' dedi. Görüşmelerde terör konusunu değerlendirdiklerini anlatan Erdoğan, "Şu anda Almanya'da özellikle terör örgütüyle bağlantılı olan insanların sayısı, rakam vermeme gerek yok, ama binlerce diyebileceğim bir rakamda ve bunlar terör örgütüne şu veya bu şekilde orada hizmet ediyorlar, yataklık yapıyorlar ve birçok konuda aldıkları görevleri ifa ediyor, yerine getiriyorlar. Tabii önemli bir toplantımızı da özellikle bu konuya yönelik olarak Sayın Şansölye ile gerçekleştirirken, Alman Anayasası'nda bulunan, Dernekler Kanunu'nda bulunan bazı maddeleri de kendileriyle ayrıca paylaştık. Ayrıca, kendilerinin önüne bunları koymak suretiyle, bakın dedik. Burada böyle bir gerçek var, bu gerçeği görmezlikten gelemeyiz. Tabii bir diğer güzel etkinlik de özellikle bizim yurt dışı Türkler birimimizin orada organize ettiği toplantıydı. Yaklaşık bin 500 vatandaşımızın katıldığı bir yemekli gala toplantısıydı. Bu toplantıda da vatandaşlarımıza hitap etme fırsatını bulduk. Kendileriyle orada bir araya geldik" diye konuştu.
 
G-20 ZİRVESİ
 
Zirvede somut taahhütlere dayalı bir eylem planı hazırlandığını belirten Erdoğan, G-20 üyesi ülkelerin ekonomik krizin etkilerinin hafifletilmesi ve mali sistemin istikrarının artırılmasına yönelik önemli kararlar aldığını söyledi. Erdoğan, "Gündeme ağırlıklı olarak damgasını vuran Yunanistan'daki gelişmeler oldu. Yunanistan'daki gelişmelerle ilgili olarak 27 Ekim'de yapılmış olan bir toplantı vardı. Bu toplantıda alınan kararlara uyulmaması ve bu kararların referanduma götürülmesine yönelik açıklamanın yapılmış olması, tabii bu kararı alan ülkeleri ciddi manada rahatsız etmişti. Ve bu rahatsızlıklarını çok açık, net, ısrarlı şekilde ortaya koymalarının neticesinde bilindiği gibi referandumdan vazgeçildi. Tabii referandumdan vazgeçilmesi işi bitirmiyor. Zira Yunanistan'daki sıkıntı şu anda aynı şekilde durumunu muhafaza ediyor. Tabii halkın Yunanistan'daki olaylara yaklaşımı, parlamento olaylara nasıl yaklaşacak, bu soruların cevabı oradaki süreci ciddi manada etkiliyor. Temennimiz, komşumuz Yunanistan'da parlamentonun, Yunanistan'ın geleceğine yönelik olumlu bir adım atması, olumlu bir karar vermesi ve bu sıkıntıdan da bir an önce çıkmasıdır" dedi.
 
 
Zirvede istihdamın teşvik edilmesi ve sosyal güvenlik tabanının genişletilmesiyle ilgili konuları da ele aldıklarını vurgulayan  Başbakan Erdoğan, "Küresel ekonominin çeşitli sınamalardan geçtiği bir dönemde Cannes Zirvesi'nde sergilenen siyasi kararlılığın, ekonomik ve finansal sistemde istikrarın sağlanması ve büyümeyi destekleyecek cesur adımların atılması bakımından da önemli olduğuna inanıyorum. Küresel ekonomik istikrarın sağlanması ülkemiz açısından da vazgeçilmezidir. Tabii ki gerek istikrar, gerek güven noktasında, mali disiplin noktasında işin başından itibaren kararalı duruşumuz, bize bugünkü durumu sağlamıştır, getirmiştir. Eğer biz diğer ülkeler gibi bu konuda taviz verseydik, eğer mali disiplini bir kenara koysaydık, herhalde bu tür akıbetler bizi de bekleyebilirdi. Gerek 90'lı yıllarda, gerek 2000'li yılların başında olduğu gibi bu tür krizlerin içerisinde Türkiye de olabilirdi" ifadelerini kaydetti.
 
 
Konuşmasının sonunda Başbakan Erdoğan, yoğun çabaları neticesinde 2015'teki G-20 Zirvesi'nin Türkiye'de yapılmasına karar verildiğini söyledi ve zirvenin Türkiye için hayırlı olmasını diledi.