Tüketici Hakları Derneği Aydın Şubesi'nin başlattığı ekmeğe zammına hayır kampanyası dolayısıyla yürütülen imza kampanyasına ilgi gün geçtikçe artıyor.
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan Aydın Şube Başkanı Ümit Kutbay, "Bu Aydın Halkının duyarlılığının, fiyat artırımlarına karşı olduğunun en açık göstergesidir.
Bu imzalar aynı zamanda belediyelerin Halk Ekmek fırınları açması için toplanıyor. Vatandaşların en çok sevindiği bölüm işte burası ve severek, büyük bir yüreklilikle imzalıyorlar. Bu arada fırıncıların da dertlerini ve sıkıntılarını bildiğimiz için fırıncı esnafına da gelin bu sorunlara karşı beraber tepki gösterelim dedik. Fırıncı esnafının en büyük sıkıntılarından birisi elektriğin pahalı olması. En son elektrik zamlarıyla toplumun her kesimi büyük yara aldı. İşte bu yüzden yürütmenin durdurulması için Tüketici Hakları Derneği olarak Danıştay" a dava açtığımızı duyurmuştuk.
Gerekçelerimiz ve elektriğin pahalı olmasının nedenlerini ve bu konuda yapılması gerekenleri tek tek sıralayalım.

Elektriğin pahalı olmasının nedeni, kamu yarır ve tüketici haklarına aykırı olan yanlış enerji politikalırıdır.

Elektriğin ucuzlatılabilmesi mümkündür.
Ülkelerin ulusal gelirleri dikkate alındığında dünyanın en pahalı elektriği ülkemizdedir. Ülkemizde elektrik fiyatlarının pahalı olmasının arkasındaki gerçekler nelerdir? Elektrik birim fiyatları hangi oranda ucuzlatılabilir? Bu sorulara açıklık getirmeye çalışacağız.
Ülkemizdeki elektriğin %50"si doğalgaz ile üretilmektedir. Doğal gazın %100"ü ise ithal edilmektedir. Doğal gaz fiyatlarının yükselmesi elektrik fiyatlarının sürekli yükselmesine neden olmaktadır.
Bugün doğalgaz ile üretim yapan kamu elektrik santrallerinin ürettiği 1 kwh elektriğin ortalama maliyeti 6.9 cent/kwh iken hidrolik santrallerden elde edilen 1 kwh elektriğin maliyeti ortalama 0.4 cent /kwh"dir. Kamu kuruluşlarının elindeki tüm doğal gaz, kömür ve hidrolik santrallerden elde edilen 1 kwh elektriğin ortalama maliyeti ise 3.25cent/kwh dolayındadır.
Oysa, ağırlıklı olarak doğalgaza dayalı elektrik enerjisi üreten özel sektörden alınan 1 kwh elektriğin ortalama birim fiyatı ise bugün itibariyle 9.3 cent/kwh dolayındadır. Görüldüğü gibi, özel sektörden alınan elektriğin ortalama birim fiyatı, kamunun ürettiği elektriğin ortalama birim maliyetinin üç katına yakındır. Bunun nedeni ise “yap-işlet-devret” , “ ya al ya öde” anlaşmalarıdır" dedi.

Başkan Kutbay ayrıca, "Elektriğin pahalı olmasının diğer önemli nedenleri ise şöyledir:
• Eski adıyla TEK diye adlandırılan Türkiye Elektrik Kurumu 30 genel müdürlüğe bölünmüştür. Bu bölünmenin elektrik fiyatlarına getirdiği ek maliyet ise ortalama 2 cent/kwh dolayındadır.
•BOTAŞ" ın tahsil edemediği yüksek miktardaki alacakları elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır. Kaldı ki BOTAŞ" ın tahsil edemediği borçlar nedeniyle doğal gaza zam yapılmak zorunda kalınmıştır. Doğalgaza yapılan zam da elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır.
•Hükümet tarafından, başta EGO ve Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere belediyelerin silinen milyarlarca dolar olan borçlarının da elektrik fiyatlarına yansıtıldığı da bilinmektedir.
•Elektrikteki kayıp ve kaçakların 1,5 milyar dolayındaki yıllık maliyeti elektrik fiyatlarına yansıtılmaktadır.
•Elektrikteki %18 KDV ve diğer kesintiler elektrik fiyatlarını yükselten bir başka etmendir.
Ülkemizde kömüre dayalı termik santraller dünya standartlarında işletilmediği için bir yılda üretilebilmesi gereken 80 milyar kwh elektrik yerine, örneğin; 2006 yılında, ancak 46 milyar kwh elektrik üretilebilmiştir. Üretilemeyen elektrik enerjisi miktarı ise 34 milyar kwh"dir. Bu da ortalama 1200 MW gücünde olan 6 adet Afşin Elbistan A santralinin bir yılda ürettiği enerjiye eşittir. Eğer bu santrallerin dünya standartlarında çalışması sağlanabilirse üretilemeyen 34 milyar kwh elektrik enerjisi üretilerek, elektrik birim fiyatları ise %28 dolayında ucuzlatılabilecektir. Eğer, termik santrallerimizi iyi çalıştırırsak, nükleer santrale de gereksinmemiz olmayacaktır. Çünkü, üretilemeyen enerjinin 1000 (bin ) MW gücünde 6 adet nükleer santralin 1 yılda ürettiği enerjiye eşdeğer olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte, elektriğin ucuzlatılabilmesi için kademeli olarak doğal gaz bağımlılığından kurtularak kendi doğal kaynaklarımıza yönelmeliyiz. Çünkü, yerli linyit kaynaklarımızın %60"ı, hidrolik kaynaklarımızın %75"i rüzgar ve jeotermal potansiyelin ise neredeyse tamamı kullanılmamaktadır.
Diğer taraftan elektriğin ucuzlatılabilmesi için;
•30 parçaya bölünen TEK eski konumuna getirilmelidir.
•Yap-işlet-devret, “ ya al ya öde” anlaşmalarına ve özelleştirmelere son verilmelidir.
•Kamunun ve halkın sırtında kene gibi duran özel elektrik enerjisi üreten ve kamuya elektrik satan kuruluşlar devletleştirilmelidir.
•Elektrikten alınan KDV %18"den %1"e indirilmelidir.
•Elektrikteki kayıp kaçakların hızla indirilmesine yönelik teknik, idari ve sosyal önlemler alınmalıdır.  Toplumun sıkıntılarını biliyoruz ve bu konularda bütün kesimlerle ortak çalışarak, ortak projeler üreterek baş edilebileceğine inanıyoruz. Fiyat arttırmak işin kolay yanı. Eğer bir sorun varsa, çözümünü bulmak için toplumun her kesiminden kişilerin önerilerini ortaya koyması, ona göre işlem yapılması gerekiyor. Toplumun farklı kesimleri birbirini ezdikçe zorun küçülmüyor aksine daha da büyüyor.
Gelin toplumun kanayan yaralarına karşı beraber çalışalım" diye konuştu.

Aydınpost Özel