Hayyam Garipoğlu, Yahya M. Demirel, Ali Avni Balkaner, Faruk Süren ve Turgut Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 106 kişinin yargılandığı dava zaman aşımına uğradı.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Bülent Ünler katıldı. Diğer tutuksuz sanıklar ise duruşmaya gelmedi.

İfadesi alınan Bülent Ünler, suç tarihinde adı geçen şirkette idareci olarak görev yaptığını, patronunun vefat eden Şefik Çetiner olduğunu belirterek, hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini bildirdi. Ünler, dava kapsamında arandığını yeni öğrendiği için ifadesini bu celse verdiğini söyledi.

Mahkeme heyeti, ifadesi alınan Ünler hakkındaki yakalama emrinin kaldırılmasına karar verdi.

Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Ziya Hurşit Karayurt, sanıklar hakkında kaçakçılık suçundan dava açıldığını hatırlatarak, sanıkların eylemlerinin 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununu yürürlükten kaldıran 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesinin 14. fıkrasındaki suçu oluşturduğunu ifade etti. Bu düzenlemenin 1-5 yıl arasında hapis cezası ve 10 bin güne kadar adli para cezasını öngördüğünü belirten savcı Karayurt, suç tarihinden bugüne kadar 7,5 yılı aşkın bir süre geçtiğini kaydetti.

Savcı Karayurt, buna göre, sanıkların lehine olan eski TCK uyarınca zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek, davanın ortadan kaldırılmasını istedi.

Sanıklardan Yılmaz İdris Topuz'un öldüğü anlaşıldığından hakkındaki davanın düşürülmesine karar veren mahkeme heyeti, diğer sanıklar hakkındaki davanın da eski TCK'nın 102. maddesinin 4. fıkrası ile 104. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen asli ve ek zaman aşımı süreleri dolduğundan ortadan kaldırılmasına hükmetti.

-İDDİANAMEDEN-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Yahya Murat Demirel, Hayyam Garipoğlu, Turgut Yılmaz, Faruk Süren ve Ali Avni Balkaner'in de aralarında bulunduğu bazı tanınmış iş adamları ile çeşitli şirketlerin yöneticilerinden oluşan 106 kişi ''sanık'' sıfatıyla yer alıyordu.

İddianamede, Orhan Aslıtürk ile Muhammet Ciğer'in kurdukları şirkette görev alan sanıkların, mal imal etmedikleri, satın almadıkları, yalnızca yurt dışından turist olarak gelen ve ''bavul ticareti'' şeklinde tekstil ürünlerini ülkelerine götürmek isteyen kişilerin mallarını üretilmiş gibi gösterip ihraç işlemi gerçekleştirdikleri ve KDV iadesi alarak haksız kazanç sağladıkları ileri sürülüyordu.

Diğer sanıkların sahibi ya da yetkilisi oldukları şirketlerin de ihracat taahhütlü kredi kullandıkları, bu taahhütleri doldurmak için hayali ihracat amacıyla kurulmuş teşekkülle işbirliğine girdikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili maddeleri gereğince 4-12'şer yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılmaları isteniyordu.
zaman