Kanat Atkaya'nın yazıda bahsettiği "bomba şahsiyetler"den ilki biz olalım bari. Atkaya güzel yakalamış. Biz de abartalım, zira Kanat Atkaya "dahi" anlamına gelen "de" ve "da" bağlaçlarında yapılan hatanın dokuz kusurlu hareket kapsamına girdiğini söylemiş. 
 
Pazar günü Taksim'de yapılan Nedim Şener ve Ahmet Şık'a destek yürüyüşündeki pankarttan bahsediyor Hürriyet yazarı. Pankartta "da" bağlacı ayrı yazılmadığı gibi bir de "pçtk" kuralına maruz bırakılmış. 
 
Gazeteci de bunu yaparsa vay milletin haline. 
 
İşte Kanat Atkaya'nın yazısından ilgili kısım... 
 
De ve da ve basın
 
Gazetecilikte 10 kusurlu hareketin başında “dahi manasında kullanılan de ve da’nın ayrı yazılmaması” gelir.
 
Birini harcamak isteyen editör, bar muhabbetinin orta yerinde “Bırak allasen, ne yazarı? Daha de’yi da’yı ayıramıyor” dediği anda kıyma makinesi çalışmaya başlar.
 
Sembolik açıdan çok mühimdir; adını yanlış yaz ama o de ve da’yı ayır kardeşim. Genç gazetecilere ilk tavsiyem bu olur herhalde.
 
Pazar günü tutuklu gazeteciler için yapılan yürüyüşte, Ahmet Şık’ın “Dokunan yanıyor” cümlesinden yola çıkarak sloganlaşan “Yansak da dokunacağız” yazılı pankart “Yansakta dokunacağız” şeklinde yazılmıştı.
 
Anlık bir dalgınlık veya üretim hatası olduğuna eminim ama malum, bu yürüyüşleri görmezden gelmekle bile yetinilmiyor, laf etmek, küçümsemek, beğenmemek, yafta yapıştırmak, alay etmek üzere ayarlanmış bomba şahsiyetler var.
 
De’yi da’yı ayıralım o bakımdan, neme lazım...