Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, piyasa faizlerinin yüzde 13-14 civarında dolaştığını belirterek, “Faiz lobisine karşı da gerekli köşeli sert çıkışları yapacağız. Çünkü biz faiz lobisini bu kadar rahat çalıştırmayız” açıklaması, ‘faiz’ ve ‘lobi’ tartışmalarını tekrar ana gündem haline getirdi. Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmek için uyguladığı politikaların faizi yükselttiğinin altını çizen ekonomistler, “Merkez Bankası uyguladığı politikayı Başbakan’a anlatmalı” mesajını verdi.

Amaç, enflasyonu düşürmek
Merkez Bankası çift haneye ulaşan enflasyonu düşürmek için ek parasal sıkılaştırmaya giderken, politika faizini değiştirmeyerek faiz koridorunu yukarı doğru genişletti. Uygulanan bu politika ile enflasyondaki artışın ana nedeni olarak görülen dövize talebi azaltarak TL’yi stabilize etmek ve dolayısıyla enflasyonu düşürmek hedefleniyor. Merkez Bankası istisnai olarak belirlediği günlerde bankalara yüzde 12’nin üzerinde faizle para verdi. Son iki gündür normale dönen Merkez, tekrar politika faizi olan yüzde 5,75’le piyasayı fonlamaya başladı. Nitekim Başbakan Erdoğan da önceki günkü açıklamasında “Politika faizi yüzde 5.75, öbür tarafta piyasa faizleri yüzde 13’ler civarında. Bu makasın kapatılması lazım” açıklamasında bulunmuştu.

Faiz lobisi yok
Türkiye’de bir faiz lobisi olmadığını belirten UniCredit Menkul Değerler Başekonomisti Güldem Atabay, “Faizin yüksekliği bir sonuçtur. Enflasyonu faiz doğurmaz. Başbakan faiz yükseldiği için enflasyon var diyor ama son dönemde faiz enflasyon yükseldikten sonra yükseldi” dedi. Faizin oluşan belirsizliklerin sonucu bir risk primi olduğunu ifade eden Atabay, “Yüzde 5.75 olan bir politika faizi var. Bir de Merkez Bankası’nın, TL’yi stabilize edip enflasyonu düşürmek için kullandığı faiz koridoru var. Merkez Bankası piyasayı yüzde 12 ile fonluyor. Merkez, enflasyonu ön plana aldığı için faizi yüksek tutuyor. Bu mekanizma Başbakan’a anlatılmalı” dedi.

Zamlar unutulmasın

İsminin açıklanmasını istemeyen bir bankanın başekonomisti de enflasyonun yüzde 10 olduğu bir ülkede faizin yüzde 12 olmasının normal olduğunu söyledi. Merkez Bankası’nın ekim ayından bu yana faizi yükseltmek zorunda kaldığının altını çizen aynı ekonomist, “Döviz kurlarının yanı sıra hükümetin yaptığı zamların da etkisiyle enflasyon yükseldi. Merkez Bankası bunu durdurmak için faizi yükseltti” değerlendirmesinde bulundu.

Moody’s’den Türk şirketlerine uyarı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk şirketleri için ihtiyatlı görünümün, şirketlerin gelecek 12-18 ayda kredi kalitesini potansiyel olarak etkileyebilecek bir dizi riski yansıttığını bildirdi. Moody’s’in Türk şirketleri için 2011 değerlendirme ve 2012 görünüm raporunda, finansal olmayan Türk şirketleri için istikrarlı görünümün, şirketlerin, Türkiye’nin 2012 yılında yüzde 2.5-3.5 aralığında ılımlı ekonomik büyümesinden faydalanma beklentisini yansıttığı belirtildi. Türkiye’nin dış ticaret ve cari açığının yüksek iç tüketim ve yüksek enerji fiyatları yüzünden kötüleştiğine dikkat çeken Moody’s, açığın, krediler ya da döviz mevduatları gibi daha değişken sermaye kaynaklarından finanse edilmesi nedeniyle Türkiye’nin dalgalanmaya yol açabilecek yatırımcı güveninde ani değişikliklere eğilimli hale geldiğini vurguladı. Türk Lirası’nın değer kaybetmeye devam etmesi halinde bunun şirketlerin borçlarını geri ödemesini zorlaştırabileceği uyarısında bulunan kuruluş, Türk Lirası’nın değer kaybetmesinin dolar cinsinden önemli miktarda borçları bulunan şirketlerin yüksek refinansman maliyetleri nedeniyle borç yüklerinin artacağını belirtti.


Cari açık 25 aydır ilk kez düştü
Cari açık, hizmetler dengesi kalemindeki güçlü artış ve dış ticaret açığındaki iyileşmenin etkisiyle kasımda beklentilerin hafif altında 5.19 milyar dolar, yıllık bazda Ekim 2009’dan bu yana ilk kez daralarak 77.82 milyar dolara gerilerken, cari açıkta iyileşmenin başladığına dikkat çeken ekonomistler, TL’deki değer kaybı ve iç talepte yavaşlamanın sürmesiyle iyileşmenin yavaş da olsa sürmesini bekliyor. Buna göre ekonomistler cari açığın GSYH’ye oranının 2011 sonunda yüzde 9-10 seviyelerinde gerçekleşmesini beklerken, 2012 sonu için beklentiler ise tek haneli olarak yüzde 6-9 bandında yer alıyor. Merkez Bankası verilerine göre cari açık Ocak-Kasım 2011’de önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 78 artışla 70.24 milyar dolar oldu. Cari açık Ocak- Kasım 2010 döneminde 39.52 milyar dolar, Ekim 2010’da yıllık 78.61 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. (reuters)