Antalya'da kadın Hakim Sevgi I.'nın da aralarında bulunduğu çok zayıda kişiyi, dini duygularını istismar ederek ve cennetten yer vereceklerini söyleyerek 5-6 milyon lira dolandırdıkları iddiasıyla tutuklanan zanlıların yargılanmasına başlandı. Kendisini "Mübarek bir zat" olarak tanıtıp Hakim Sevgi I.'yı 1 milyon lira dolandırdığı ileri sürülen pratisyen doktor Ahmet C. Y., "Kendisiyle 2 yıldır gönül ilişkimiz vardı. Medikal işi yapmak için para aldım. Dini duygularını istismar etmedim. Birlikte içki bile içtik. Benim olağanüstü yeteneklerim yok" dedi.

"2 YILDIR GÖNÜL İLİŞKİMİZ VARDI"

Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya, "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak ve dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık" suçlarından 13 yıla kadar hapisleri istenen tutuklu 5 sanık katıldı. Sanıklardan pratisyen doktor Ahmet Coşkun Y., hakim Sevgi I.'yı dini telkinlerle dolandırdığı suçlamalarını kabul etmeyerek, "Kendisiyle 2 yıldır gönül ilişkimiz vardı. Medikal işi yapacağımızı söyleyerek Sevgi I.'dan para aldım. Para vermezse başına kötü şeyler geleceğini söylemedim. Biz otellerde birlikte içki içtik. Hatta kendisi bana yurtdışı gezisinde içki getirdi. Dini teklinde bulunmadım. Olağanüstü yeteneklerim de yok" diye konuştu.

FATİH K.: "TOPLADIĞIMIZ PARALARI GERİ ÖDEMEYE ÇALIŞACAĞIZ"

Çetenin lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Fatih K. ise, sanıklardan sadece doktor Ahmet Coşkun A.'yı tanıdığını belirterek, "Kimseden zorla para almadık. Medikal işi yapmak için para topladık. Kimseyi dolandırmadık. Topladığımız paraları geri ödemeye çalışacağız" dedi. Dinlemeye takılan telefon konuşmalarında Ahmet Coşkun Y.'nin kendisine "Efendim" diye hitap ettiğinin hatırlatılması üzerine Fatih K. "Böyle hitap etmesi saygıdandır. Başka bir nedeni yoktur" diye konuştu. Diğer sanıklar da benzer ifadeler vererek, dolandırıcılık suçlamalarını reddetti.

HAKİM SEVGİ I. DURUŞMAYA KATILMADI

Antalya Adliyesi'nde görev yaparken son kararname ile İstanbul'a atanan Hakim Sevgi I.'nın avukatı Seher Afyoncu ise, "Müvekkilim mazereti nedeniyle duruşmaya gelemedi ancak sonraki duruşmalarda mağduriyetini anlatmak için gelecek. Kendisi organize bir çetenin kurbanı olmuştur. Mağdur durumdadır. Verdiği paralarla ilgili olarak alacak davası açmıştır" dedi.

DURUŞMA 23 AĞUSTOS'A ERTELENDİ

Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 23 Ağustos'a erteledi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Antalya polisi, 2 ay teknik takibe aldığı dolandırıcılık şebekesine 5 Mart'ta operasyon düzenlemiş ve dini duygularını istismar ettikleri insanları dolandırdıkları iddiasıyla, pratisyen Doktor Ahmet Coşkun Y.'nin de aralarında bulunduğu 6 kişilik şebekeyi çökertmişti. Çete üyelerinin, örgütün lideri olduğu öne sürülen Fatih K'yı, önceki hayatında Veysel Karani ya da Mevlana olarak yaşamış gibi tanıtıp, cennet vaadiyle aralarında hâkim, avukat ve öğretmenlerin de bulunduğu çok sayıda kişiden 5-6 milyon TL dolandırdıkları saptanmıştı. Çetenin mağdurları arasında bulunan Hakim Sevgi I.'nın ifadeleri ise adeta dudak uçuklatmıştı. Antalya'da kendisi gibi hâkim olan ilk eşinden boşandıktan sonra Fatma G. adlı kadın aracılığıyla Ahmet Coşkun Y. ile tanıştığını ve evlilik düşüncesiyle görüştüğünü belirten kadın hâkim, bu kişiye nasıl inandığını şöyle anlatmıştı:

"Allah'ın kendisini bana yönlendirdiğini, kendisine para yardımı yaptığımda çok sevap kazanacağımı ve seçilmiş kişilerden olacağımı, para vermezsem büyük günaha gireceğimi ve başıma çok kötü şeylerin geleceğini hatta kızımın intihar edebileceğini söyledi. Sürekli 'Muhterem' (zanlılardan Fatih K.) diye birinden bahsediyor, bu kişiden gelen dini içerikli telefon mesajlarını gece bile olsa bana yönlendiriyordu. Bana manevi baskı uyguluyordu. Kendisinde fark ettiğim özelliklerinden dolayı inandım. Mesela akşam açık havada yemek yerken, sinekler lambaların etrafında toplanıyordu ama bizim masamızdaki lambaya sinek gelmiyordu. Masa etrafına gelen kedileri, hiçbir söz söylemeden dua okuyarak gönderiyordu. Yüzümde sık tekrarlanan deri döküntüsüne dua okudu ve hastalığım bir daha tekrarlamadı. Kendisi dua okuyunca baş ağrılarım geçiyordu. Ayağım kırılmıştı çok ağrım vardı. Bana telefonda dua okudu ve ağrılarım geçti. Tarık yıldızının kendisine ait olduğunu söylüyordu. İnternetten araştırdığım bilimsel veriler ile bu kişinin söyledikleri örtüştüğü için güvenim arttı. Kendisine para göndermek için PTT şubesine gittiğimde sıranın çok olduğunu telefonda söyledim. Telefonu açık tutmamı isteyerek dua okuyacağını söylerdi. Dediğini yaptım ve kısa süre sonra hiç tanımadığım birisi benden çok önce olan sıra numarasını bana verdi. Ayrıca ben kendisine söylememiş olmama rağmen üzerimdeki para miktarını bilirdi. Bunlardan dolayı kendisine inandım ve güvendim. Ben bu şahısla ciddi manada evlilik düşüncesi ile görüşmeye başladım ama zaman içerisinde görüşmemiz ruhani ve manevi ilişkiye dönüştü. Kendisine "Neden Antalya'ya beni görmeye gelmiyorsun? Yoksa ben senin yanına gelirim" dediğimde bana, "Allah görüşmemize izin verirse görüşeceğiz. Şimdi izin yok. Senin pişmen lazım, ruhunun bensiz ayakta kalması gerekiyor. Zaten benim nefsi duygularım yok. Biz ileride de bir arada olmayacağız, sadece irtibat halinde olacağız. Çünkü Allah böyle istiyor" gibi sözler söyledi. Bu şahsa inanıp güvenmemin sebebi özel yetkileri ve dini duygularımı istismar etmesidir. Yaklaşık 13 aylık sürede, 300 bin TL kredi çektim, Ankara'daki evimi, Kayseri ve Çanakkale'deki arsalarımı ve otomobilimi sattım, kardeşlerimden ve yakınlarımdan borç alıp kendisine 1 milyon TL verdim. Bir avukat beni arayıp, bu kişi tarafından dolandırıldığını söyledi. Şahsın Hatay'da bir evde, beni kendisiyle tanıştıran ve sevgilisi olduğunu sonradan öğrendiğim Fatma G. ile Suzan adlı bir kadınla aynı evde kaldığını öğrenince dolandırıldığımı anladım. Şikâyetçiyim."