Gaffar Okkan suikastindeki soru işaretleri hala duruyor. Olayı Hizbullah üstlendi ancak olayın tanıkları iki gazi polis ilk kez konuştu. Dehşet anlarını yaşayan iki polis, olayın ardında Hizbullah"ı aşan karmaşık güçlerin bulunduğunu iddia ediyor.

Diyarbakır, 24 Ocak 2001"de çok sevdiği Emniyet Müdürü Gaffar Okkan"ın bir suikastte kaybetti. Zırhlı araca binmeyi reddeden, sık sık halkla buluşan, Kürtçe Öğrenen Okkan"a yönelik suikasti Hizbullah üstlendi. Türkiye"yi sarsan suikastte yaralanan iki polis yıllar sonra konuştu.

Okkan"ın korumalığını yapan ve suikastta bileğinden yaralanan eski polis memuru Veli Göztepe göreve gittiği Diyarbakır"ı ve Emniyet Müdürünü şöyle anlattı: “Gaffar Okkan 1997"de gelmişti Diyarbakır"a. Sivil kıyafetlerle halkın içine girer, onlarla sohbet etmeyi çok severdi. 1 ay önceden Gaffar Okkan"a yönelik suikast olacağının istihbaratı gelmişti. Ancak Okkan bu tür ihbarlara pek kulak asmazdı, kendine ve Diyarbakır halkına çok güveniyordu. Sürekli istihbarat vardı; ama herhangi bir güvenlik önlemi yoktu. Çünkü Emniyet Müdürümüz "Beni iki yerde öldüremezler biri memleketim Hendek"te diğeri Diyarbakır"da diyordu. Diyarbakır halkına güveninden dolayı zırhlı araç dahi istemiyordu Okkan. Zırhlı araç olursa halk hakkımda yanlış düşünür diyordu. Zaman zaman suikast girişimleri de oluyordu Okkan"a. Diyarbakırspor"la Siirtspor"un maçında birisi silahını çıkartıp doğrultmuş; ama Diyarbakırspor"un gol atmasıyla millet etrafını sarınca başarısız olmuş girişim.”

Olaydan önce elektrikleri kestiler

Göztepe, olaydan birkaç gün önce dahi tüm teşkilatın içine bir korku düştüğünü, basit kavgalara bile Kaleşnikof"la gittiklerini dile getiriyor. Göztepe, olay gecesini ise hiç unutamıyor:

“Gaffar Okkan makamından çıkıp valiliğe gidiyordu. Önümüzden geçti. Selamımızı verdik ve hemen araca binip peşine gittik. En önde motorize ekip, onun arkasında Gaffar Okkan"ın makam arabası, onun ardında artçı korumalar, onun ardında trafik aracı ve benim kullandığım araba. Olaydan önce şehirde elektrikler kesildi. Diyarbakır"da kaçak elektrik çok kullanıldığı için yine şalter attı sandık. Bindiğimiz anda bir Kaleş mermisinin sesini duyduk ve ardından bir el bombası atıldı. Yunus geçtikten sonra Gaffar Okkan"ın aracını taramaya başladılar. Biz, ne oluyoruz derken ben aracın yönünü başka yöne kaydırdım; ama üç köşeden biz de saldırıya uğradık.”

Veli Göztepe"nin bulunduğu araçta iki kişi bulunuyor. Aracın yönünü çevirdiğinde bir mermi dikiz aynasına diğeri koltuk başına isabet ediyor. Denk gelse ya kalbinden ya beyninden vurulacak. Ancak eline isabet eden mermi bileğini delip geçiyor. 4,5- 5 dakika süren çatışmanın ardından ağır yaralandığını aktaran Göztepe, “Mermiler burnumuzun dibinden, saçımızın üzerinden geçiyordu. Omzum, kalçam yanıyor, bileğimden kan fışkırıyordu. Arabanın önüne bomba atılınca camlar patlamış vücudumuza girmişti. Arkadaşlarımızdan biri beyninde delik arıyor, salavat getiriyordu. Hemen "merkez taranıyoruz"diye tüm ekiplere bildirdik. Olay yerine gelip bizi hastaneye kaldırdılar” diyor.

Taşeron kullanmış olabilirler

Şarapnel parçaları Göztepe"nin kalçasına ve omzuna saplanıyor. Ameliyat denilse de hâlâ o parçalar vücudunda duruyor. Ancak bileğinin kesileceği, kurtarılmasının mümkün olmadığı söyleniyor. Yapılan ameliyatlar sonunda bileği kurtarılıyor Göztepe"nin. İki sene tedavi gördükten sonra 2002"de emekli oluyor.

Göztepe, olayın Hizbullah tarafından yapılmadığını düşünüyor. Nedeni ise Hizbullah gibi bir örgütün bu kadar planlı programlı bir suikast düzenleyemeyeceği.

Göztepe, “Ancak Hizbullah taşeron olarak kullanılmış ve olaya Hizbullah süsü verilmiş olabilir. Diyarbakır eroin sevkiyatının geçiş noktası. Kaçakçılıkla ilgili çok operasyon yaptık. Bunlar birilerinin işine gelmemiş olabilir. Biz o dönem konuşmak istedik; ama can güvenliğimizden korktuk” ifadesini kullanıyor.

JİTEM KİMLİKLİ KİŞİLER KİMDİ?

Eski polis memuru Göztepe, geçtiğimiz aylarda Yıldırım Beğler tarafından ortaya atılan "Gaffar Okkan"ı Özel Kuvvetler öldürdü"iddialarına ihtimal vermeyerek, “Yeri geldiği zaman sırt sırta verdiğimiz dava arkadaşlarımızın bunu yapabileceğine inanmıyorum.” diyor.

Göztepe, olayın ardından yaşananları ve kafasındaki soru işaretlerine şöyle dikkat çekiyor: “Olay bittikten sonra iki sokak ötede polis o tarafa doğru gelen araçları durduruyor. Araçlardan birini durdurup kimlik istiyor. Bakıyor Jandarma İstihbarat kimliği var. İçindekiler "Biz de sizdeniz, Ne oluyor burada?"diyorlar. Arkadaşımız, "Emniyet müdürümüzü vurdular duymadınız mı?"diyor. Bunlar, "Biz hiçbir şey duymadık!"deyip gidiyorlar. Yani iki sokak ötede silah ve bomba seslerini nasıl duymuyorlar burası soru işareti. Polis hemen önlem almak için Diyarbakır"ın giriş ve çıkış noktalarını kapatıyor. İki siyah camlı minibüsü durduruyor. Minibüsün içindekiler polise JİTEM kimliklerini gösteriyorlar. "Biz ihbar aldık Gaffar Okkan"ı vuranlar Mardin yoluna doğru kaçıyorlarmış. Biz onları takip edeceğiz"diyor ve uzaklaşıyorlar.”

SUİKASTTE ERGENEKON İDDİASI

Gizli tanık: O gün 3"ü asker 7 kişi silahlarla kente gitti

ERGENEKON soruşturması kapsamında hazırlanan 3"üncü iddianamenin ek klasörlerinde, 4 gizli tanığın ifadeleri ayrıntılı bir şekilde yer aldı. Ek klasörlerdeki gizli tanık ifadeleri arasında en çarpıcı olanı olağanüstü hal döneminde köy koruculuğu yaptığını söyleyen “İlkadım” kod adlı tanığa ait. İlkadım ifadesinde, o dönemde bölgede yakalanan terör örgütü mensuplarına ve yöre halkına korkunç işkenceler yapıldığını öne sürüyor. İşte gizli tanığın dilinden vahim iddialar: “2001 yılında Diyarbakır"a gittim. O zaman Levent Ersöz İl Jandarma Alay Komutanı"ydı. Levent Ersöz bazı uzman çavuş ve astsubayları makamına çağırdı ve "Diyarbakır"da çok önemli bir göreve gidiyorsunuz"dedi... 4 araçtan birini ben kullandım. Şehirde 3"ü asker 7 kişi lav silahı ve tüfeklerle bizden ayrıldı. 20 dakika sonra silah sesleri duydum. Geriye gelenlerle buradan ayrıldık. O gün Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan"ı öldürdüklerini sonradan öğrendim. Korkumdan konuşamadım. Levent Ersöz o zaman çok kudretli bir adamdı...” - vatan