Biçerli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TBMM"de görüşülen yasa tasarısı içinde, yeşil kartlıların çalışmaları halinde "kartlarının askıya alınmasını sağlayacak" düzenlemenin bulunduğunu hatırlattı.

Yeşil kart sahiplerine İŞKUR aracılığı ile üç kez iş teklifi yapılmasını ve bu işleri kabul etmeyenlerin kartlarının iptal edilmesini içeren çalışma içinde olduklarını belirten Biçerli, bu konuda teknik alt yapıdaki eksikliklerin giderilmesi için hızla çalıştıklarını söyledi.

Nisan ayında imzalanan "Yoksulluk İstihdam İlişkisinin Güçlendirilmesi" protokolü kapsamında, çalışabilir durumdaki yoksulluk yardımı almak isteyen kişilerin veya ailesindeki bireylerin otomatik olarak İŞKUR"a kayıtlarının yapıldığını ifade eden Biçerli, bu kişilerin, iş danışmaları aracılığıyla yakın zamanda işe yönlendirileceğini bildirdi.

Nisan ayıdan itibaren 6 bin yeşil kartlının kaydının sisteme aktarıldığını belirten Biçerli, "Sistemde bir takım teknik sıkıntılarımız oluştu. Arkadaşlarımız bunu hazırlamaya çalışıyorlar. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde kime kaç defa iş teklif edildi, hangi gerekçeyle bu iş teklifi reddedildi gibi verileri net bir şekilde bilgisayar ortamında görüyor olacağız" dedi.

İŞKUR"un yeşil kart sahiplerinin işe yerleştirilmesine öncelik vereceğini bildiren Biçerli, "Bilgi işlem altyapısında yoksulluk yardımı alanları öncelikli sıraya alacak düzenlemeler yapıyoruz. Burada hükümetin istediği şey; çalışabilir kişilerin mümkün mertebe, süratle iş piyasasına entegre edebilmek. Ve bunları yardıma bağımlı olmaktan çıkarabilmek, bence çok doğru ve mantıklı" diye konuştu.

İhtiyacı olan yeşil kart sahiplerinin mesleki eğitim kurslarına yönlendirilmesine de öncelik tanıyacaklarını belirten Biçerli, İşsizlik ödeneği alan kişilerin biran önce işe kavuşmalarının da yeni yılda hedefleri olacağını vurguladı.

-"İŞ ARAYANA EN KISA ZAMANDA DÖNÜYORUZ"-

Türkiye"de Kasım ayı sonu itibariyle İŞKUR"a kayıtlı işgücü sayısının 1 milyon 651 bin 600 kişi olduğunu bildiren Biçerli, bunun 1 milyon 182 bin 586"sının erkek, 469 bin 14"ünün ise kadın olduğunu söyledi.

Kurum bünyesinde 300 iş danışmanının ve 3 bin personelin bulunduğunu ifade eden Biçerli, "İşsiz vatandaşlara olabildiğince çabuk dönmeye çalışıyoruz.

İşsizlik sigortası için aynı ay içinde bu para bağlanıyor diyebiliriz ama iş için başvurularda böyle bir zaman veremiyorum. En kısa zamanda iş başvuru yapana dönmeye çalışıyoruz" dedi.

Bu yıl İŞKUR"a ayrılan bütçenin 509 milyon TL olduğunu belirten Biçerli, Kasım ayına kadar yaklaşık 142 bin 830 kişiye kurs, 49 bin 667 kişiye Toplum Yararına Çalışma Programları (TYÇP) ve 3 bin 835 kişiye ise staj programı uyguladıklarını kaydetti.

Toplamda bu yıl 208 bin 390 kişinin İŞKUR"un programlarına katıldığını belirten Biçerli, kurslara katılan 35 bin 834 kişiyi iş sahibi yaptıklarını bildirdi.

2009 yılında 118 bin 278 kişiye iş bulduklarını dile getiren Biçerli, 2010 yılın Kasım ayı sonuna kadar ise yaklaşık 193 bin kişiyi özel şirketlerde ya da kamuda işe yerleştirdiklerini söyledi.

-"BÜTÇE, KURUŞU KURUŞUNA İŞSİZLİKLE MÜCADELEYE"-

İŞKUR bütçesinin başka alanlarda kullandığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Biçerli, işsizliğin sadece nakdi yardımlar veya eğitim ile çözülemeyeceğini söyledi.

İşsizliği çözmek için yeri geldiğinde bölgesel kalkınmanın da desteklenmesi gerektiğine işaret eden Biçerli, şöyle devam etti: "Bu iddiaları seslendirenler, çoğunlukla Güneydoğu Anadolu Projesi için işsizlik sigortasından ayrılan fonları baz alarak söylüyorlar. Ben bunun hayırlı bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Çünkü o bölgede yapılacak yatırımlar, sonuçta hem altyapı hem de üstyapı alanında yıllar itibariyle katlanarak artan sayıda kişiye iş imkanı sağlayacak. Dolayısıyla fonun bu maksatlı kullanılan kısmı katiyen iş gücü piyasası dışında bir hedefe yönelmemiş ve işsizleri hedeflemeyen bir şey değildir, istihdamın artması gibi olumlu yönü olduğu çok açıktır.

İŞKUR"a ayrılan bütçe ve işsizlik sigortası fonu doğrudan ve dolaylı olarak kuruşu kuruşuna işsizlikle mücadele için kullanılıyor. Düzenlediğimiz kursların işsizlikle mücadele konusunda etkisiz olduğunu kim söyleyebilir? Türkiye"de acilen iş gücümüzü vasıflandırmamız, eğitmemiz gerekmektedir. İŞKUR olarak biz bunu yapıyoruz, önümüzdeki yıllarda da kalitesini ve düzeyini artırarak kurslara devam edeceğiz."

-"VASIF DÜZEYİNİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞIYORUZ"-

İŞKUR"un açtığı kursların Milli Eğitim Bakanlığı"nın modülleri çerçevesinde, uzman hocalar tarafından gerçekleştirildiğini belirten Biçerli, "Yani çıksanız üç özel sektör patronuna Endüstri Meslek Lisesinden mezun olanları yeterli buluyor musunuz? deseniz, onlarda "hayır yetersiz buluyoruz" deseler buradan Milli Eğitim Bakanlığına mı dönmemiz lazım? Bu okullardan mezun olan binlerce kişi istihdam imkanı bulduğuna göre buradan sistemin tamamını reddedecek bir sonuca ulaşmak yanlış olur" dedi.

Biçerli, kurslarda belli bir sayı ve oranda istihdam garantisi olduğunu, gelecek yıllarda Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi çerçevesinde, bizzat işverenlerin, kursiyer seçimi, modül oluşturma ve gerekli alanlarda kurs açılması gibi işlere dahil edileceğini söyledi.

"Ben işverenlerin kursları yetersiz bulduğunu düşünmüyorum" diyen Biçerli, şöyle devam etti: "Bir kısmında böyle bir düşünce olabilir ama bazı işverenler genel eğitim okullarından mezun olanlarımızı da yetersiz buluyorlar. Ne yapacağız bu konuda, okulları mı kapatalım? Bizim zaten temel gayemiz vasıf düzeyini yükseltmek için çaba göstermek, yeterlilik seviyesini artırmak. Ben bunun Türkiye"nin uluslararası alanda rekabet edebilirliğine son derece fayda sağlayacağını düşünüyorum. Kaldı ki zaten İŞKUR bu alanda her zaman çıtayı yükseltmeyi hedefleyen bir kuruluştur.

Ancak İŞKUR kurslarını eleştirenler şunu unutmamalıdırlar; Bu kurslar yoğun bir şekilde ilk defa "dünyada ve ülkemizde ekonomik krizin yaşandığı" 2009 yılında verildi. Ekonomik kriz demek işgücü piyasasında yeterince açık iş olmaması demektir. Dünya literatürü, böyle durumlarda aktif istihdam tedbirlerinin fazla etkili olmadığını gösteriyor."

-"İŞSİZLİK SİHİRLİ DEĞNEKLE AZALTILAMAZ"-

Geçen yıl 167 bin kişiye, bu yıl ise Aralık ayı itibariyle 142 bin kişiye kurs verdiklerini belirten Biçerli, gelecek yıl 200 bin UMEM, 200 bin de UMEM dışı olmak üzere 400 bin kişiye kurs vermeyi hedeflediklerini söyledi.

Kurslardaki kaliteyi artırmak istediklerini ve bu yönde çalışmaların devam ettiğini belirten Biçerli, "Biz kaliteyi de yükseltecek, kalite bazlı hizmet satın alma sistemine geçiyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren artık her isteyen veya en düşük fiyatı veren İŞKUR"dan kurs alamayacak. Teknik yeterlilikleri ön plana alacağız" dedi.

Gelecek yıldan itibaren Mesleki Yeterlilik Kurumu"nun (MYK) meslek standardını oluşturduğu alanlarda MYK belgesi de vereceklerini kaydeden Biçerli, şunları ifade etti: "Zaten MEB"in onaylı belgesini veriyoruz, "kursiyerimize yetersiz" deniyorsa bu aynı zamanda MEB"e de eleştiri yöneltmek anlamına gelmez mi? Bence bu eleştirileri yaparken cümleleri doğru seçmek zorundayız. Kursiyer bazında belgesi olduğu halde belki yetersiz olanlar olabilir. Nasıl ki üniversiteyi bitiren herkes çok ehil, becerikli, verimli değilse, kursiyerler arasında da bu durumda olanlar olabilir. Ama sistemin genelini sorgulayacak düzeyde bir kalite düşüklüğü asla yoktur.

Ayrıca şu hususun tekrar altını çizmek gerekir; Kurslardan istihdama geçişte 2009 yılına bakılması bize yanlış fotoğraf verecektir. Eğitimin hiçbir şekilde boşa gitmeyeceğini ve er veya geç istihdama geçişte etkili olacağını düşünüyorum. Aktif istidam programlarının kimi durumda ve bazı demografik gruplar üzerinde etkili olduğu, ancak işsizliği azaltmada sihirli değnek olmadığı bilinmelidir. İşsizlikle mücadele, ekonomik büyüme ile birlikte aktif ve pasif istihdam tedbirleri uygulanırsa ve işgücü piyasaları esnek hale getirilirse başarılabilecek bir şeydir."