Dokuz aylık uzun bekleşin ardından dünyaya gözlerini açan bebeklerin birçoğunda ortaya çıkan yenidoğan sarılığında, uzun süren ve yüksek seyreden kanda bilirubin yükselmesi, bebekte beyin hasarına yol açabilen ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

Uzmanlar, ailesinde hemolitik hastalık öyküsü olan bebeklerde sarılığın ciddiye alınması gerektiğini belirterek, sarılıklı bir yenidoğanda kusma, hareketlerde azalma, beslenme güçlüğü ve emmede zayıflama, yüksek ateş, tiz sesle ağlama, idrarın koyu renkli olması ve renksiz dışkılamanın tehlike işaretleri olarak kabul edildiğini ifade ediyor.

Ailelerin bu belirtilere karşı duyarlı olması gerektiğine ve erken dönemde önce bebekte aktivite ve emmede azalma ile sonunda uzun dönemde beyin hasarı gelişebildiğine işaret eden uzmanlar, ''Kernikterus denilen bu durum geliştikten sonra tedavinin bulunmadığını; bebekte kalıcı beyin hasarı, işitme kaybı, istemsiz hareketler ve bazen zeka geriliği ortaya çıkabileceği'' uyarısında bulunuyor.

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sarılığın artmış bilirubin üretimi veya bilirubin denilen maddenin atılımındaki azalmaya bağlı olarak gözlerin beyazında ve ciltte sarı-yeşil renk değişikliğinin görülmesi; kan bilirubin düzeyinin 5 mg/dl'den daha yüksek olması şeklinde tanımlandığını söyledi.

Sarılığın, her yaşta ve çok değişik nedenlere bağlı ortaya çıkabildiğini, ancak yaşamın ilk 28 gününü kapsayan yenidoğan döneminde çok daha sık görüldüğünü ifade eden Önal, ''Bu dönemde ortaya çıkan ve yenidoğan sarılığı olarak adlandırılan bu durum, gayet basit nedenlerle ve tamamen fizyolojik olabileceği gibi nadir ve ciddi bir hastalığın bulgusu da olabilir'' uyarısında bulundu.

Önal, zamanında doğmuş bebeklerin yaklaşık yüzde 60'ında yaşamın ilk haftasında değişen düzeylerde sarılık görüldüğü belirterek, ''Ülkemizde yaz aylarında bir miktar artış gösteren doğum sayılarının yılda 1 milyondan daha fazla olduğu düşünüldüğünde, sarılık gelişen yenidoğan bebek sayısının ne kadar fazla olduğu tahmin edilebilir'' diye konuştu.

Bu bebeklerin sadece yüzde 2'sinde kan bilirubin düzeyinin 20 mg/dl'yi yani tehlike sınırını geçtiğini vurgulayan Önal, kan bilirubin düzeyinin yaşamın 3-5. günleri arasında yükselmeye devam ettiğini ve sonrasında düşüşe geçtiğini söyledi.

-''AKTİVİTE VE EMMEDE AZALMAYA DİKKAT''-

Önal, yenidoğan sarılığının genellikle iyi seyirli ve zararsız olsa da uzun süren ve yüksek seyreden hiperbilirubinemi (kanda bilirubin yüksekliği) sonucu bilirubin ensefalopatisi gelişebildiğini belirtti.

Bu durumda erken dönemde önce bebekte aktivite ve emmede azalma ve sonunda uzun dönemde beyin hasarı (kernikterus) gelişebildiğine dikkati çeken Önal, ''Kernikterus denilen bu durum geliştikten sonra tedavisi yoktur. Bebekte kalıcı beyin hasarı, işitme kaybı, istemsiz hareketler ve bazen zeka geriliği olur'' dedi.

Önal, yenidoğanlarda sık görülen ve çoğunlukla da zararsız olan sarılığın, ne zaman ciddi olarak algılanması gerektiğinin yaşamsal önem taşıdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

''Yenidoğan sarılığı konusunda mutlaka aileler bilgilendirilmelidir. Ailesinde hemolitik hastalık öyküsü olan bebeklerde sarılık ciddiye alınmalıdır. Sarılıklı bir yenidoğanda kusma, hareketlerde azalma, beslenme güçlüğü ve emmede zayıflama, yüksek ateş, tiz sesle ağlama, idrarın koyu renkli olması ve renksiz dışkılama tehlike işaretleri olarak kabul edilmelidir ve acilen bir hekime başvurulmalıdır. Aslında bir yenidoğan bebekte sarılık fark edildiğinde hemen hekime götürülmelidir.

Belirtilen tehlike işaretlerinin varlığında ise durum acildir. Sarılıklı bebeklerde ciltteki sarığın sadece gözle değerlendirilebileceği zannetmek yanlıştır. Bu bebeklerde mutlaka en az bir kere kan tetkiki ile bilirubin ölçümü yapılmalıdır. Bebeğin doğum ağırlığına, yaşına ve genel sağlık durumu ile ilgili bazı özelliklerine bakılarak tedavi için sınır belirlenir. Kan bilirubin düzeyi bu sınırı aşan bebekler hastaneye yatırılarak fototerapi yöntemi ile tedavi edilirler. Sık ve yeterli beslenme sarılığın düzelmesinde yardımcıdır.''

-''ERKEN TABURCU OLAN BEBEKLER KONTROLE GÖTÜRÜLMELİ''-

Anne ve bebeğin doğumu takiben 24. saatin sonunda taburcu edildiğini belirten Önal, bu dönemde bebekte sarılığın henüz başlamamış olabileceğini söyledi. 24 saatten sonra da sarılığın başlayabileceği ve önemli olabileceği uyarısında bulunan Önal, doğumu takiben erken taburcu edilen bebeklerin taburculuk sonrası 3-4. günlerinde mutlaka kontrole götürülmeleri gerektiğine işaret etti.

GÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Önal, anne ve babanın bebeğin sarılığı, emmesinde azalma olduğu, sürekli uyuduğu konusundaki endişelerini ciddiye alması gerektiğini belirterek, ''Özellikle ilk günlerde emzirmeyi yeterince desteklemek ve bebeğin yeterli beslenmesini sağlamak, sarılık açısından da önemlidir'' dedi.

A.A