Aslında işin en zor yanı, suya inip küreklerle ve suyla ilk temastaydı. Eda Taşpınar, Küçükçekmece"deki Galatasaray Kürek Kulübü Tesisleri"nde ilk kez suda kürek çektiği gün Hello! dergisi de yanındaydı. Yakın dostlarının kendisine artık "ikoncan" değil, "kürekcan" dediğini belirten Taşpınar, ilk anlarda çok heyecanlandı.

Önce “Çek Küreği Güzelim Uzanalım Göksu"ya” şarkısını mırıldandı, daha sonra kürek sporuna olan ilgisinin nasıl ortaya çıktığını anlattı:

“Tamamen tesadüf oldu. Ben sporu çok severim. Uzunca bir süredir Mayodroom"daki Sports Center"da çalışıyorum. Bir gün özellikle kürekçilerin kullandığı egometre adlı alette ter atarken, usta bir kürekçi olan Orhan Civan"ın dikkatini çektim. Egometre aletindeki çalışma stilim karşısında çok şaşıran Orhan Hoca, "Kürek sporuna çok yatkınsın. Bence sen kürek çalışmalısın. Eğer bunu istersen, sana yardım ederim. Gel seni suya indirelim" dedi. Ve ben o günden sonra tam iki ay boyunca salonda hocamla birlikte egometre aletinde çalıştım.”

İDEAL SPORUMU BULDUM

Eda Taşpınar, iki ay sonra hocası Orhan Civan"la birlikte Küçükçekmece"deki Galatasaray Kürek Kulübü Tesisleri"nin yolunu tuttu. İlk kez suya inen genç kadın, ilk dakikalardaki acemiliğini kısa süre içinde üzerinden attı. Ürkek birkaç hareketin ardından kendinden emin çekmeye başladığı küreğin ritmik hareketleriyle sudaki şırıltı sesleri onu mutlu etti. “Çok mutluyum” dedi, “Suda olmak, kürek çekmek çok güzel.”

Mutluluğunu “İdeal sporumu buldum sonunda! Kısa süre içinde bu sporda ustalaşmak amacındayım” sözleriyle dile getirdi. Kürek hocası Orhan Civan, “Çok gayretli ve çok istekli” derken, verdiği tüm talimatları yerine getiren Eda Taşpınar suda olmaktan ve kürek çekmekten çok memnun olduğunu söylüyordu.