Babacan, bir televizyon kanalında katıldığı bir programda, bugün saat 14.30'da ilgili bakanlarla çalışma hayatına ilişkin yapacakları toplantıda, bir yandan kıdem tazminatı konusunun, bir yandan taşeron işçilerin, bir yandan da esnek çalışma modellerinin içine alınacağı büyük bir paket üzerinde çalışacaklarını söyledi. Babacan, ''Özellikle kıdem tazminatı konusu, yeni oluşturacağımız Kıdem Tazminatı Fonu ile beraber bu sorunu çözecek, çok önemli bir adım olacak diye düşünüyoruz'' dedi.

Kıdem tazminatı ile ilgili bazı sendikaların eleştirilerinin olduğunun hatırlatılması üzerine de Babacan, ''Hangi sendikalar itiraz ediyor biliyor musunuz- Kamu çalışanlarının sendikaları itiraz ediyor. Çünkü kamu işçi sendikalarının kıdem tazminatı alıp alamama gibi bir derdi yok'' ifadesini kullandı.

Babacan, Türkiye'deki işçilerin, toplam çalışanların sadece yüzde 8'inin hak ettiği kıdem tazminatını alabildiğini belirterek, yüzde 8'i temsil eden kamu işçi sendikalarının ''buna dokunmayın'' dediğini kaydetti ve şöyle devam etti:

''Ben yüzde 92'yi ne yapayım peki- Geri kalan yüzde 92 kıdem tazminatını alamıyor. Türkiye'de sendikacılık var. Ama sendikaların temsil ettiği kesim, çalışanlarımızın çok çok küçük bir kesimi. Biliyorsunuz yüzde 10 barajını biraz indirelim dedik kıyamet koptu. Sendikalarımız var tamam, güzel de çalışıyor anlıyoruz. Fakat sendikalarımızın temsil ettiği çalışanlar, Türkiye'deki toplam çalışanların çok çok küçük bir yüzdesi. Tamam siz eğer kamuda çalışan bir işçiyseniz, işveren de devletse, devlet ödememezlik yapmıyor. Ama özel sektöre dönüp baktığınızda maalesef kıdem tazminatı konusunda büyük hak ihlalleri var. Dolayısıyla biz, özel sektörde çalışanları da düşünmek zorundayız, devlette çalışanları da düşünmek zorundayız. Bunu da içine alan bir düzenleme Kıdem Tazminatı Fonu ile beraber gerçekleşmiş olacak.''

Kıdem tazminatı primi, internetten takip edilebilecek

Başbakan Yardımcısı Babacan, yeni uygulamada her işçinin, her ay kendi hesabına yatırılan kıdem tazminatı primini internetten takip edebileceğini bildirdi. Babacan, ''O ay için işveren yatırmış mı, yatırmamış mı internetten girip görebilecek. O zaman patron, (sen benim primi yatırmamışsın) diyebilecek. Şimdi kimse bilmiyor. Adam 10 yıldır çalışıyor, bir bakıyor bir sürü boşluk çıkmış. Çalıştığı şirket maddi zorluğa düşüyor. Ben 15 yıldır burada çalıştım diyor, firma iflas etti diyor, benim kıdem tazminatım yandı diyor. Buna karşı çıkan sendikalara sormak lazım. Yani onlar kamu işçi sendikaları, özellikle altını çizerek söylüyorum'' diye konuştu.

Bu reformun, Türkiye'de bu konudaki adaleti yerine getirmek için ve çalışanların hak kaybını önlemek için, son derece önemli bir reform olduğuna işaret eden Babacan, bu düzenlemenin aynı zamanda tasarruf oranlarını da artırıcı etkisi bulunduğunu söyledi. Babacan, işverenin işçi adına Kıdem Tazminatı Fonu(na para yatırmasının bir bakıma, o işçinin emekliliğine veya ileri yaşına kadar bir havuza birikecek tasarrufu olduğunu kaydetti. Babacan, düzenlemenin cari açıkla mücadelede de olumlu etkisi olacağını ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, geçmişte ne varsa, bunun işveren üzerinde yükümlülük olduğunu belirterek, ''Örneğin 15 yıldır çalışan bir elemanı var. Bu 15 yıldır çalışan elemanın, geçmişe doğru kıdem tazminatı yükümlülüğü işverenin üzerinde. Biz sistem hangi gün yürürlüğe girerse, yasa çıktıktan sonra hangi gün yürürlüğe girerse, o noktadan sonra biriken haklarla alakalı bir düzenleme yapıyoruz. Eski dönemin yükümlülükleri işverenin üzerinde'' dedi.

Memur maaşları

Babacan, emekli ve memur maaşlarının yıllık yaklaşık 200 milyar lirayı bulduğunu, bunun yüzde 1'inin bile çok büyük rakamlara tekabül ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

'Şu anda baktığımızda Türkiye'yi Avrupa ülkelerinden ayıran, dünyada krizi yaşayan ülkelerden ayıran en önemli konulardan bir tanesi, bütçe açığımızın ve borç stokumuzun düşük olması. 200 milyarlık maaş ödememiz var. Dolayısıyla çok dikkatli gitmemiz gerekiyor. Tabii ki çalışanlarımızın, memurlarımızın beklentileri var. Ama bu konuda dikkat etmeyen ülkelerin ne duruma düştüğünü de izliyoruz. Bugün Yunanistan'da, İtalya'da, İspanya'da hatta İngiltere'de devlet memurları işten çıkarılıyor. Sadece maaşlar indirilmiyor, sadece emekli maaşları düşürülmüyor, memurlar işten çıkarılıyor. Türkiye'de devlet memurlarının işten çıkarılması diye bir şey yok biliyorsunuz.

Ölçülü ve dikkatli dikkatli gitmek gerekiyor. Bir yandan memurlarımızın beklentileriyle, bir yandan da bütçemizin gerçeklerini bir yerde buluşturmak gerekiyor. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki bugünün yanlış adımlarını belki hemen bugün hissetmiyorsunuz ama 2,3,5 yıl sonra geliyor ülkeyi vuruyor. Bizim devlet olarak, mesela bir petrolümüz, bir doğalgazımız gibi ciddi gelir kaynaklarımız olsa, o gelirlerden çalışanlarımıza maaş dağıtıyor olsak, belki hesabımız, kitabımız farklı olabilir fakat bizim devlet olarak gelirimiz halkan topladığımız vergi. Ölçüsüz bir şey yapıldığında yarın bu vergi artışlarına sebep olacaktır.