İspanya'nın eski Başbakanı Jose Maria Aznar, küresel ticaretin liberalleşmesi konusunda yeni bir itici güce ihtiyacı olduğunu belirterek, Doha görüşmelerinin canlandırılması gerektiğini kaydetti.

IMAP 2009 Küresel Birleşme ve Devralma Sempozyumu”nda konuşan Aznar, serbest ticaret ve küreselleşmenin dünya çapındaki refahı artırdığını öne sürdü Serbest ticaret için sadece çok taraflı adımları değil bölgesel ve iki taraflı anlaşmaların da benimsenebileceğini ifade eden Aznar, “Bu tür anlaşmaların mümkün olduğunca çok ülkeye yaygınlaştırılması çok olumlu bir gelişme olacaktır. AB de, ABD de, yeni serbest ticaret anlaşmaları imzalayarak, gelişmekte olan ülkelerle ilişkilerini geliştirebilirler. Türkiye'de de aynı durum söz konusu. İki taraflı ticaretle yeni bölgesel gelişmeler ortaya çıkabilir, daha sonra Dünya Ticaret Örgütü düzeyinde konsolide anlaşmalar yapılabilir” dedi.

DOHA GÖRÜŞMELERİ CANLANMALI

Bu dönemde her bir ülkenin, her bir ticaret bloğunun iki taraflı düzeyde serbest ticareti desteklemeye devam etmesi gerektiğiin dile getiren Aznar, “Ben açık bir Atlantik refah bölgesi oluşturulmasını öneriyorum. ABD ve AB arasında bir ticaret anlaşması imzalanırsa, o zaman ticaret ve yatırımın önündeki mevcut engellerin kaldırılması mümkün olur” diye konuştu.

TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK FIRSAT

Eski İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar, Türkiye'nin çok büyük bir serbest pazar olma potansiyeli bulunduğunu, coğrafi konumu sayesinde AB ile yeni ortaya çıkan pazarlar arasında yer aldığını belirterek, “Bunlar tamamen Türkiye'ye has imkanlardır ve bu imkanlar, bu fırsatlar, Türkiye tarafından iyi değerlendirilmelidir” dedi. Makro ekonomik istikrar, liberizasyon ve rekabetin özellikle monopolist pazarlarda aşılmasının, Türkiye'ye refah açısından daha büyük avantajlar sağlamaya devam edeceğinin altını çizen Aznar, “Bu tür gelişmeler, Türkiye'de kişi başına düşen gelirin, Avrupa ortalamasına çıkmasına neden olacaktır” dedi. Aznar, soruları cevaplarken, “Neden Avrupa, ABD, serbest ticareti en yoksul ülkelerde sağlayamıyor?” şeklindeki soru üzerine, bunun, “tamamen” siyasetle ilgili bir konu olduğunu söyledi.

Türkiye sınırsız pazar

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, Türkiye'nin son dönemdeki siyasi açılımlarına dikkat çekerek, Türkiye'ye yatırım yapmanın, sadece 73 milyon kişinin yaşadığı bir pazara değil, sınırsız bir pazara yatırım yapma anlamına geldiğini bildirdi. IMAP'ın seminerinde konuşan Özyeğin, bazen şirket anlaşmalarının şirketlerin planlarında yokken dahi karşılarına çıktığını belirtti.

Önümüzdeki 15 ay içerisinde Finansbank'ın hisselerinin National Bank of Greece'e satılması kadar büyük bir yatırımın olmayacağını söyleyen Özyeğin, 'Önümüzdeki iki yıl içerisinde şirket birleşmeleri veya iktisapları, gelişmiş piyasalardan gelişmekte olan piyasalara yönelmeyecek. Gelişmekte olan piyasaların kendi içerisinde müthiş bir devinim yakalanacak' diye konuştu.

Geçtiğimiz birkaç hafta içerisinde ülke fonlarının İstanbul'u ziyaret ettiklerini ve İstanbul'da arayış içinde olduklarını belirten Özyeğin, “Önümüzdeki dönemde AB ve ABD hükümetlerinin, bankaların sermaye yeterliliklerini artırmaları için bir takvim ortaya koymasını bekliyoruz. Büyük ihtimal bu sene sonuna kadar çıkacak bu' dedi.

Finansal kriz alım için fırsat

Marfin Investment Group Üst Yöneticisi (CEO) Dennis Malamatinas, ellerinde nakit olanlar için kriz döneminde güzel fırsatlar olduğunu dile getirdi. Kriz nedeniyle üreticilerin ellerindeki ürünleri satmaya çalıştıklarını belirten Malamatinas, “Finansman şirketleri de ellerindeki aktifleri satmaya çalışıyorlar. Mesela, Olympic Airlines kucağımıza böyle düştü. Yeni dünya düzeninde değişik şeyler olacak. Giderek daha çok anlaşma yapılacak ama bunlar daha çok küçük ve orta ölçekli olacak” dedi.

Lukoil İnternational Trade and Supply Company (LITASCO) Group CEO'su (üst yöneticisi) Gati Al-Jebouri, serbest ticaret sayesinde firmaların başka ülkelerde yatırım yapabildiğini belyirterek, Lukoil'in son 18 ayda Türkiye, Sicilya ve Hollanda'da üç büyük satın alma yatırımı yaptıklarını söyledi./yeni şafak