Yemin; en kuvvetli şekilde söz vermek demektir.

Belki bu ritüel; basit gibi görülebilir...

Ancak bu ritüel insanın maneviyatıyla ve inandığı kutsal değerlerle sıkı bir ilişki içerisindedir.

Tarihi kökleri, Tıbbın babası olarak anılan ''Hipokrat Yemini'ne'' kadar uzanan bu ritüel;

Bazı Meslekler ve görevler açısından çok önemli olduğu görülecektir.

Ülkemizde;

''Yemin'' müessesesinin (ritüelini) bazı önemli meslek ve görevlerde görmek mümkünken;

Belki de en önemli meslekte bu müessesenin olmadığını duysanız şaşırırsınız.

Ülkemizdeki Yasal düzenlemelere bakıldığında :

Tıp Doktoru; mesleğe başlarken yemin eder.

Eczacı; mesleğe başlarken, yemin eder.

Öğretmen; mesleğe başlarken, yemin eder.

Yeminli Mali Müşavir; mesleğe başlarken, yemin eder.

Milletvekili; göreve başlamadan önce, yemin eder.

Cumhurbaşkanı; göreve başlamadan önce, yemin eder.

Ve daha bir çok meslek ve görev yemin ile başlar ...

Sıra Yargı alanına gelindiğinde ;

Avukatlar; mesleğe başlarken ''Hukukun üstünlüğü için'' yemin eder.

Tanık ;Mahkeme'ye geldiğinde ''Doğruyu söylemesi için '' yemin eder.

Bilirkişiler de Mahkeme'ye geldiğinde ve göreve başlamadan önce yemin eder.

Peki...Ülkemizde hangi meslek mensubu yemin etmez?

Hakim ve Savcılar...

Evet.Bu meslek sahipleri mesleğe başlarken; '' Hukukun üstünlüğü için ve Hukuka uygun olarak davranacaklarına'' dair nedense (!?) yemin etmezler.

Hatta daha da ilginç olanı;

Yemin etmeyen bir meslek sahibi tarafından tanık ve bilirkişinin yemin etmesinin istenmesidir...

Tanık belki ileride ''Yalan Yere Yemin -TCK 275.mad- ''suçunun faili olacak

Ve bu suçtan dolayı da yargılanabilecektir.

O zaman Tanık da demez mi: ''Dineme Söven Müslüman Olsa?'' diye...

Bu durumlar; hukuk düzenimizdeki garabetin açık göstergesidir.

Oysa İrlanda Anayasası'nda;

Hakim ve Savcılar görevlerine başlamadan önce yemin etmek zorundadır.

Ve bu durum ;

Anayasal değerde görülüp Anayasa’da yemin beyanına yer verilmiştir.

Buna göre;

Atanan her Hâkim ve Savcı İrlanda Anayasa’sında yer alan aşağıdaki metni imzalar:

Yüce Tanrının huzurunda,layıkıyla ve sadakatle ve bilgim ve yetkimle en iyi şekilde Mahkeme Başkanlığını yürüteceğimi ve hiç kimseden korkmadan ya da kimseyi kayırmadan, kimseye sevgi ya da kötü niyet beslemeden, Anayasa ve yasaları koruyacağıma ciddiyetle ve içtenlikle söz verir ve ilân ederim.Tanrı bana yol göstersin ve güç versin.”

Ülkemizde; Hukukun üstünlüğünün sağlanamamasının sebebi bu küçük ama önemli ayrıntıda gizli olabilir mi?

İyi Haftalar...

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınpost etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

appstoreee.jpg     googleplay.jpg