Erhan Afyoncu"nun yeni kitabı Yavuz"un Küpesi raflardaki yerini aldı.

Kitabında tarihin bilinmeyenlerine ışık tutan Afyoncu, Yavuz Sultan Selim"in küpe takıp takmadığı konusuna da son noktayı koyuyor...

Gazetemiz yazarlarından Erhan Afyoncu"nun Yavuz"un Küpesi adlı kitabı Yeditepe Yayınları arasından çıktı. Afyoncu"nun Selahaddin Eyyubî"den Şah İsmail"e, Osmanlı mahkemelerinden 14. Louis"e kadar birbirinden ilginç makalelerine yer verdiği kitabında daha çok tarihin bilinmeyenlerine ışık tutuluyor. Yazarın kitapta en önemli gördüğü makale ise Yavuz Sultan Selim. Afyoncu bu makalesinde şöyle diyor:

“Yavuz Sultan Selim denince aklımıza hep kulağı küpeli, palabıyıklı bir resim gelir. Yavuz"a ait olmayan ve daha sonraki dönemde yapılmış olan bu resim tarih ders kitaplarında kullanıldığı için herkes Yavuz"u böyle tanır. Hatta kulağındaki küpenin sebebi üzerine birçok hikâye uydurulmuştur. En ilginç rivayetlerden biri Yavuz Sultan Selim kılık değiştirerek Tebriz"e gidip, Şah İsmail"i satrançta yenince şahın, Şehzade Selim"e yenilginin hırsıyla bir tokat atması üzerine, Yavuz"un da bu tokat kulağıma küpe olsun diye küpe takmasıdır.” Bir diğer rivayeti ise şöyle aktarıyor Afyoncu:

16. YÜZYILDA PORTRESİ FARKLIDIR

“Yavuz Sultan Selim İslamiyet"in kutsal topraklarına hakim olunca "Hadimü"l-Haremeyn" yani Haremeyn"in hizmetkârı olduğunu göstermek için küpe takmıştır. Yavuz"a Sultan Selim"e ait olduğu iddia edilen küpeli resim daha sonraki yüzyıllara ait bir Avrupalı ressam tarafından yapılmıştır ve Birinci Selim"le uzaktan yakından ilgisi yoktur. Ancak Avrupalılar tarafından yapılan başka portrelerde de Yavuz"un küpeli resimlerine rastlanır. Yavuz"u gösteren 16. yüzyıla ait ve daha sonraki dönemlerde çizilmiş minyatürlerde sultanın kulağında küpe olmadığı gibi, portresi de çok farklıdır . Ayrıca "Selimname" isimli Yavuz"un hayatını anlatan kitaplarda sultanın küpe taktığına dair bir bilgiye rastlanılmaz.” Tarihçi Erhan Afyoncu bu konuyla ilgili olarak ayrıca kitabın sonuna Yavuz Sultan Selim"le ilgili resimlere de yer veriyor.

KÜPE BiR GELENEKTiR

Türkmenler arasında küpe takmanın eski bir gelenek olduğunu söyleyen Erhan Afyoncu, 1473"te Otlukbeli"nde Fatih Sultan Mehmed ile savaşan Akkoyunlu Türkmenleri"nde küpe takanların olduğuna dikkat çekiyor. Afyoncu makalesinde bu konuda şunları dile getiriyor: “Ayrıca bazı tarikatlarda dervişler dünyadan ve dünyevi nesnelerden soyutlandıklarını göstermek için mengüş (küpe) takarlardı. Bu iki gelenek de Yavuz Sultan Selim"e değil Akkoyunlular"ın topraklarında Safevi Devleti"ni kuran Şah İsmail"e uymaktadır. Nitekim Türk tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Şah İsmail, bazı minyatürlerde küpeli tasvir edilmiştir .

Yıllar önce bu yanlışlığa dikkat çeken Nezih Uzel, küpeli hükümdar resminin Şah İsmail veya Şah Cihan olabileceğini söylemiştir . Ancak resimdeki giyim tarzı ve küpe Şah Cihan"dan daha ziyade bir başka Babür hükümdarı Cihangir"e uymaktadır. Topkapı Sarayı Müzesi"nde bulunan bu resmin tarih ders kitaplarında kullanılması Osmanlı tarihinin en önemli yanlışlarından birine sebep olmuş ve herkesin kafasında gerçeğinden çok farklı bir Yavuz Sultan Selim oluşmuştur