Köy pazarından butik otellere, küçük restoranlardan antikacılara uzanan gezi sırasında Kozanoğlu’ndan hakkında bilinmeyenleri dinledi.

 

Yasemin Kozanoğlu’nu sizin kelimelerinizle tanımak istesek? 
- İstanbul’da doğup büyüdüm. Liseden sonra üniversite eğitimim için önce Oxford’a sonra Londra’ya gittim; orada video production üzerine eğitim gördüm. Türkiye’ye dönünce bir müzik şirketi olan Marşandiz’de çalıştım ve kısa bir dönem de modellik yaptım. Ancak daha sonra, gerçek isteğimin müzikle ilgili bir meslek olduğuna kadar verdim ve bu alanda çalışmaya karar verdim. FG 93.7 ve Lounge 96.0 FM’de reklam, pazarlama ve sponsorluk işleriyle ilgileniyorum. Çok güzel organizasyonlara imza atıyoruz. İşim son derece keyifli ve aktif. Çalışmak beni çok mutlu ediyor. Karakter olarak cana yakın, sevmeyi ve sevilmeyi önemseyen, bulunduğum atmosfere uyumlu olmaktan hoşlanan bir insanım. Paylaşmayı severim. Herkesin iyi hissetmesini, olumlu düşünmesini isterim. Ailem, dostlarım, çocuklar ve hayvanlar benim için çok değerlidir. Sevgi göstermek ve saygı duymak benim en değerli mottomdur, onlarla beslenirim. 
 
Çocukluk döneminizden bahseder misiniz?
- Çok güzel bir çocukluk geçirdim. Anneannem ve dedemle unutulmaz günlerim geçti. Çok spor yapardım. Sekiz yıl süresince profesyonel olarak artistik buz pateni sporu yaptım ve birçok madalya kazandım. Kendimi ifade edebildiğim ve çok severek yapmış olduğum bir spordu. Klasik müzik dinleyerek kayardım. Muhteşem bir duyguydu. Kar ve su kayağına ise çocukken başladım ve halen severek yapıyorum. Ayrıca yogadan da şu aralar çok keyif aldığımı söyleyebilirim. 
 
Alaçatı’yı sevdiğinizi biliyoruz. Sizin için en cazip yanları nedir?
- Her şeyi diyebilirim. İnsanlarından yetiştirilen sebze-meyvelerine, denizinden rüzgarına, doğal renklerinden karakteristik yapılarına kadar. Buradaki samimi mahalle hayatını artık büyük şehirlerde bulmak çok zor. Benim de çocukluğum, İstinye’de böyle sıcakkanlı bir semt hayatında geçtiği için olsa gerek, birbiriyle iletişimi yüksek, birbirine yakın, deforme olmamış köy hayatını ve beşeri yapısını seviyorum.
 
HAYAT KİMSEYE AYRICALIK TANIMAZ
 
Yasemin Kozanoğlu’nun kişisel yaşam felsefesi nedir?
- Benim felsefem tektir: “Ne ekersen onu biçersin”. Hayat kimseye ayrıcalık tanımaz. Sevgi, benim için en değerli olgudur. Bu arada niyet de çok önemlidir. İnsanlar hata yapabilir ve tümü gelip geçer ama niyet, insanın kaderi olur. İnsanları incitmemek, doğaya ve tüm canlılara sevgi ve saygı duymak benim için olmazsa olmazlardandır. “Kendine yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma” da benim diğer önemli ilkemdir.
 
Sizin için mutlu bir yaşamın gerçek formülü nedir?
- Hayat arkadaşını bulmak, aile kurmak, hayattan zevk almayı bilmek, istediğin gibi yaşayabilmek, sorumluluklarını yerine getirmek, kendini kandırmamak, paylaşabilmek ve güvenebilmek bence mutlu, iyi ve keyifli bir yaşamın gerçek formülüdür. 
 
Müzik tutkunuz daima öncü oldu. Bu tutkunun temelinde ne var?
- Müzik, tıpkı tarif edildiği gibi ruhun gıdası. Sadece müzikle değil, kitaplar ve filmler sayesinde de hiç tanımadığım insanların dünyalarına yolculuk edebilme ve onların enerjilerini hissedebilme şansına erişiyorum. Bu sayede birçok bilgi de ediniyorum. Müzik ise benim kendimle baş başa kalabildiğim, iyi hissettiren en önemli hayat enstrümanım. Ayrıca müzik, insanları birbirlerine bağlayan, kendinle olmanı ve anı yaşayabilmeni sağlayan, seni neşelendiren ve motive eden eşsiz bir duygu kaynağı.
 
EVİMİ ANNEM DEKORE ETTİ
 
Doğayla iç içe yaşadığınız, keyifli bir eviniz var. Evinizin dekorasyon stilinden bahsedelim biraz da. Stilinizi evinize nasıl yansıttınız?
- Evimin dekorasyonunda annem, Ahu Tuğbay’ın imzası bulunuyor. Kendisi bu konuda hem çok zevkli hem de uzmandır. Kendi evini sürekli değiştirir. Dekorasyon yapmaktan büyük zevk alır. Çok yaratıcı ve detaycıdır. Dikkat çekici bir vizyona sahiptir. Benim evime de, benim karakterimden yola çıkarak sade ve dinlendirici renkler kurguladı. Doğa içinde yaşamı bire bir yansıtan, keyifli ve pratik bir eve sahibim. Benim için rahatlık çok önemli bir kavram; evimin her noktasına benim konformist yanım, annemin ise avangart dekorasyon zevki yansıdı. 
 
Dekorasyonun hayatınızdaki yeri nedir?
- Çok severim ve yayınlanan dergileri sıklıkla takip ederim. Detaylarla ilgilenmek yerine rahatlık ve fonksiyonelliği önemserim. Marka kavramının önemi yoktur, önemli olan yaşam alanımın bana verdiği huzurdur. Mobilyalar için bu kriterler önemlidir, öte yandan aksesuarlar için ise seyahatlerimden aldığım objelerin evimi renklendirdiğini söyleyebilirim.
 
EN BÜYÜK TUTKULARIM AİLEM, KÖPEKLERİM, İŞİM
 
Müzik dışında ne gibi tutkularınız var?
- En büyük tutkularım ailem, köpeklerim, işim. Elbette ki doğada yaşamak, gezip görmek, popüler olmayan, kimi zaman primitif yapısını dinç bir bakış açısıyla da koruyabilen yerlere gitmek, oradaki yaşamı ve insanları tanımak, sohbet etmek benim diğer tutkularım arasında.