MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, TBMM Genel Kurulu"nda görüşülmekte olan, “Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin, “görevi kötüye kullanma” hükmünü düzenleyen maddenin değiştirilerek, görevini kötüye kullananların affedilmek istendiğini söyledi.

Uzunırmak, “kayıtlarda görevi kötüye kullanma tabiriyle özdeşleşen, ama vicdanlarda ve hafızalarda ahlaksızlığa, yolsuzluğa, usulsüzlüğe, adaletsizliğe, ne kadar kötü manaya gelen fiil varsa bunları teşvik yasası olarak geçecek olan bir teklifi görüşüyoruz. Ben, bu ahlaksız kanunu, yüce Türk milletine şikâyet ediyorum” dedi.

AKP hükümetinin, Türkiyeyi, hukuk devleti yerine kanun devletine dönüştürmeye çalıştığını vurgulayan Uzunırmak; “Oldu-bittilerle ülke yönetilmez. Vergi affı ve görevi kötüye kullananlara affederek hangi yandaşlarınızı kurtacaksınız?” diye sordu

Uzunırmak"ın TBMM Genel Kurulu"nda, ahlaksız yasa girişimiyle ilgili yaptığı konuşma şöyle:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 5. Yasama Yılı 28. Birleşim 08/Aralık /2010 Çarşamba

TBMM İKİNCİ OTURUM Açılma Saati: 14.00 BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Gülşen ORHAN (Van)
----- 0 -----
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28"inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum. 565 sıra sayılı Teklif"in 1"inci madde üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Ali Uzunırmak konuşacak. Buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

YOLSUZLUĞA TEŞVİK YASASIDIR BU

MHP GRUBU ADINA ALİ UZUNIRMAK (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kayıtlara “Sıra sayısı: 565, Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak"ın; Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu” olarak geçen, kayıtlarda “görevi kötüye kullanma” tabiriyle özdeşleşen ama vicdanlarda ve hafızalarda ahlaksızlığa, yolsuzluğa, usulsüzlüğe, adaletsizliğe, her şeye ama her şeye, ne kadar kötü manaya gelen fiil varsa bunları teşvik yasası olarak geçecek olan bir teklifi görüşüyoruz.

Değerli milletvekilleri, görevi veren kim? Görevi veren, kamu gücünü tayin eden, atayan, iktidarların atadığı, kamu gücünü kullanan marifetlilerdir. Burada istismar edilen, burada kötüye kullanılan, aslında görevini kötüye kullananın babasının malı değil. Görev, halk adına, kamu adına kullanılan kamu kaynaklarının ve kamu gücünün, usulsüz ve menfaat temin ederek kullanılması anlamını taşımaktadır.

Hükûmet, maalesef buradaki yasama çoğunluğunu kullanarak âdeta kanun devleti kurmaya çalışıyor. Oysa hukuk devleti olmamız gerekir. Mevcut iktidar, hukukun üstünlüğünü tanımak yerine, halk iradesi-demokrasi-hukukun üstünlüğü düzlemini tarumar ederek, hukukun üstünlüğünü hiçe sayıp, halk iradesini demokrasiye aykırı bir şekilde halk mahkemelerine dönüştürme kanaatindedir. Buradaki birçok fiil buna yöneliktir.

GÖREVİ KÖTÜYE KULLANANIN CEZASI AFFEDİLİYOR
Değerli milletvekilleri, burada yapılan değişiklikle “bir yıldan üç yıla kadar” olan ceza “altı aydan iki yıla kadar”a indiriliyor; “altı aydan iki yıla kadar” olan ceza “üç aydan bir yıla kadar”a indiriliyor. Dikkatinizi bir şeye çekmek istiyorum: “Altı aydan iki yıla kadar” olan ceza “üç aydan bir yıla kadar” olarak tam ortasından bölünmüş. “Bir yıldan üç yıla kadar” olan ceza da “altı aydan iki yıla kadar”a düşürülmüş. Herhâlde, değerli arkadaşımız “bir yıldan üç yıla kadar” olan cezayı tam ortasından böldüğünde “altı aydan bir buçuk yıla kadar” ibaresini kullansaydı buçukçu olurum diye mi korktu merak ediyorum.
Değerli milletvekilleri, dün Sayın Bakanın bizlerin sorularına verdikleri cevapta, 2005, 2006, 2007 yıllarında, bu suçtan yılda ortalama 12 bin davanın görüldüğünü ve ortalama 12 bin davadan hemen hemen yarı yarıya mahkûmiyet çıktığının rakamlarını verdi.
Yani bu suç, nadir işlenen bir suç değil; bu suç, âdeta, kamu kaynaklarını, kamu gücünü kullanırken bazıları tarafından teamül hâline getirilmiş bir suç. Dolayısıyla, değerli milletvekilleri, cezaların caydırıcı olması gerekirken, bu sıklıkta işlenen bir suçun cezasının indirilmesi demek, bu suçu işlemeyi teşvik etmek demektir. Peki, bu suç işleme teşvik edilirken acaba bir başka şey de aklımıza geliyor mu? Elbette ki aklımıza geliyor:
ÖRTÜLÜ AF
Amir konumunda olan insanlara veya atanmışlara, seçilmişler talimatlarıyla bu suçları işlettiler de -iki yıla indirilmesinin sebebi- mahkemelerinin değişmesini, cezalarının ertelenebilmesini temin etmek için mi bu indirimler yapılmaktadır? Bu bir noktada aslında aftır.
Çünkü cezalarının indirilmesinin neticesinde birçok insan bundan faydalanarak hürriyetlerine yeniden kavuşacaklardır. Maalesef suç işlemek kötü örnek olmaktan çıkmış ve âdeta teşvik edilir bir duruma gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, bu işlemler bu İktidar zamanında acaba nadiren mi yapılıyor, yoksa sıklıkla mı yapılıyor? Hukuk alanında yapılan bu işlemler başka alanlarda da yapılıyor.
Vatandaşlar arasında başka eşitsizlikler de meydana getiriliyor. İşte, Parlamentoya sevk edilen, vergi ve devlete, kamuya olan borçlardaki yeniden yapılandırmalarda da görüyoruz. Gittiğimiz şehirlerimizdeki vatandaşlarımızla konuştuğumuzda elbette ki imkânları nispetinde bu borçlarını ödeyemeyen insanların borçlarının yeniden yapılandırılmasında fayda var.

VERGİSİNİ ÖDEYEN İLE ÖDEMEYEN EŞİTSİZLİĞİ NASIL GİDERİLECEK?
Ama bir bakıyorsunuz ki büyük vergi mükelleflerinin bunları teamül hâline getirdiği, yandaşların bunların teamül hâline getirdiği, hatta ve hatta böyle masum vatandaş isteklerinin arasına naylon, sahte faturaların da sıkıştırıldığını görüyoruz. Peki, sormak gerekir: Eğer adalet mülkün temeliyse, oradaki mülk devlet ise ve devletin en birincil görevi adaleti temin etmek ise o zaman biz vergisini, sigortasını zamanında ödeyen, borçlarını zamanında ödeyen vatandaşlarla ödemeyen vatandaşlar arasındaki meydana getirdiğimiz, bizzat devlet eliyle meydana getirdiğimiz eşitsizliği nasıl ortadan kaldırabiliriz? Acaba, iktidar bunun mütalaasını yapabiliyor mu? Buradaki çoğunluğa dayalı olarak, bütün ne kadar usulsüzlük, bir noktada ahlaksızlık varsa bunlara vesile kılınıyor yüce Meclis, eşitsizlik meydana getirmeye vesile kılınıyor.

OLDU-BİTTİLERLE ÜLKE YÖNETİLMEZ
Değerli milletvekilleri, böyle oldu-bittilerle bir ülkede ne demokrasi bilinci, kültürü ne de devlet düzeni inşa edilebilir ancak burada, iki dudağının arasında aşiret idare eden bir düzen kurulabilir.
Bakın, bu teklif 5/11/2010 günü komisyondan çıkmış ve bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülüyor ve aynı maddedeki düzenleme 12/12/2004 tarihinde yapılmış. 12/12/2004 tarihinde yapılan düzenlemeyi biz, 5/11/2010 tarihinde yeniden Meclis gündemine alıp değiştiriyoruz. Aceleniz ne?

HANGİ YANDAŞLARINIZI KURTARACAKSINIZ?
Buradaki kürsülerden AKP grup sözcülerinden bazıları, Ticaret Kanunu"ndan Borçlar Kanunu"na varıncaya kadar birtakım kanunların acilen görüşülmesinden ve MHP"nin bunu engellendiğinden bahsediyordu. Demek ki ondan daha önemli, taciri, tüccarı, haklı ticaret yapanı korumak yerine, kurtarılmak istenen yandaşlar var. O kurtarılmak istenen yandaşları kurtarmamaya bizim çoğunluğumuz yetmiyor.
AHLAKSIZ KANUNU MİLLETE ŞİKAYET EDİYORUM
Ben, bu ahlaksız kanunu, yüce Türk milletine şikâyet ediyorum ve hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Uzunırmak.